Uyandığımda Jisung yanımda huzurla uyuyordu.
Ona söylemeli miydim?
Elbet söyleyecektim ama ne zaman?
Şimdilik bunları umursamadan meleğimi izleyecektim.
Yavaşça gözlerini açtı ve bana baktı. O kahverengi gözler hayat bulduğum tek yer gibiydi.
Mh: Günaydın sincapçık.
Js: Günaydın tavşanım.
Mh: Rahat uyudun mu?
Js: Normalde bunları sormazdın bişey mi oldu?
Mh: Hayır hayır. Bişey yok. Sadece merak ettim. Malum birkaç saat önce olanlar...
Ona göz kırptığımda gülümsedi.
Js: Kalkalım mı?
Mh: Kalkalım bebeğim.
Js: Sen de cidden bir gariplik var. Ama öğreneceğim.
Mh: Zamanı geldiğinde sana söyleyeceğim ama o zamana kadar bu benim minik sırrım. Tamam mı?
Js: Sırları sevmiyorum.
Mh: Acıkmışsındır. Gel yemek yiyelim.
Onu kucağıma alıp mutfağa götürdüm ve altına minder yerleştirip sandalyeye oturttum.
Mh: Ne yemek istersin?
Js: Immm...farketmez.
Mh: Dışarıda yiyelim mi?
Jisung'un gözleri doldu.
Js: HAYIR! DIŞARIDA FALAN YEMEK İSTEMİYORUM!
Mh: Sakin ol. Tamam. Neden bağırın ki şimdi?
Js: Kaza günü de dışarıda yemek için çıkmıştık.
Mh: Sipariş verelim?
Gözlerini silip kafa salladı.
Telefonu alıp bir lokantayı aradım ve yemek siparişi verdim. 10 dakika sonra gelmişti.
Kapıyı açıp yemekleri aldım. Parasını verdikten sonra kapıyı kapattım ve yemekleri masaya yerleştirdim.
Mh: Afiyet olsun bebeğim.
Js: Sana da!
O yemeğe dalmışken ben de hem yemek yiyip hem de düşünüyordum.
Bunu öğrendiğinde bana kızabilirdi. Ama mutlu da olacaktı.
Muhtemelen mutluluğu daha ağır basardı.
Ya çok kızarsa?
Onunla kavga etmek istemiyorum.
Muhtemelen ağlayacaktı da.
Çok kızmamasını umdum.
Js: Neden yemiyorsun?
Düşüncelerimden Jisung'un sesiyle sıyrıldım.
Mh: Dalmışım sadece. Yarın akşam seni biryere götüreceğim.
Js: Nereye?
Mh: Bu bir sır.
Js: Offf! Ama neden sır?
Mh: Yarın öğreneceksin güzelim.
Çalan telefonla ikimiz de sustuk. Telefonu açtım.
"Alo?"
"Minho hyung ben Hyunjin. Size bişey danışmam gerek. Müsaitseniz gelebilir miyim?"
"Tabi. Gel."
"Kapatıyorum."
Telefonu kapattığımda Jisung bana bakıyordu.
Js: Kim aradı? Ve neden aradı?
Mh: Hyunjin aradı. Bize bişey danışması gerekiyormuş. Buraya geliyor.
Js: Tamam.
Kahvaltı bittikten sonra Jisung'u salona götürdüm ve mutfağı toplayıp yanına gittim. Tam oturacakken kapı çaldı. Gidip açtım.
Mh: Hyunjin bitkin görünüyorsun. Neyin var? Gel içeri geç.
Hyunjin koltuğa oturdu ve konuşmaya başladı.
Hj: Muhtemelen anlamışsınızdır. Jeongin'den hoşlanıyorum. Ona o kadar belli etmeme rağmen ya anlamadı ya da salağa yattı. Ama ben artık yorulduğumu hissediyorum. Tek başıma yapamıyorum. Onu bırakmalı mıyım?
Js: Hayır. Eğer salağa yatıyorsa senin ağzından duymayı bekliyordur.
Cümlesini devam ettirdim.
Mh: Ya da gerçekten anlamıyorsa ona söylemelisin. Yani her şekilde ilk adımı atmana ihtiyacı var.
Hj: Beni reddetmesinden korkuyorum.
Js: Bence seni seviyor. En azından şansını dene. Yakışıklısın, iyi bir kalbin var, yardımseversin ve onu tüm kalbinle seviyorsun.
Hj: Ona söylerken yanımda olur musunuz?
Mh:Tabi oluruz. Onu arayıp buraya çağır.
Hyunjin Jeongin'i aradı ve çağırdı. Biraz sonra kapı çaldı. Yine gidip kapıyı açtım. Jeongin'i içeri alıp kapıyı kapattım.
Jg: Hyung beni neden çağırdın?
Hj: Sana bişey söylemem gerek.
Jg: Söyle.
Hyunjin iyice Jeongin'e yaklaşıp ellerini yanaklarına koydu.
Jg: H-hyung-
Jeongin'in sözleri Hyunjin yüzünden yarıda kesilmişti. Hyunjin dudaklarını Jeongin'in dudaklarına bastırdı.
Jisung ve ben de biraz uzaklaşıp izlemeye devam ettik.
Hyunjin uzaklaştığında fısıldayarak konuştu. Duyamıyordum ama ağzını okuduğum kadarıyla seni seviyorum demişti.
Jeongin bir süre durduktan sonra yükselip Hyunjin'in dudaklarını kendi dudaklarına bastırdı.
Biz de o arada Jisung ile feels geçiriyorduk.
Kesinlikle bu sırrımı Jisung'a unutturmuştu.
Yarın büyük gündü.
_____
Bölüm biraz Hyunİn oldu ama onları birleştirmeden final yapmak istemedim.
Hayınız hello!!!
Minho'nun sırrı ne?
Jisung'u nereye götürecek?
Jisung ne tepki verecek?
Bu arada sonraki bölüm final olacak.
Kendinize iyi bakın💛💛💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Oyunu -MinSung-
Teen Fiction"Benim yüzümden kalbin acıyor değil mi? Peki öpücükler kalpteki yaraları da iyileştirir mi?"