Bölüm 1- Pembe Ada'ya Gidiş

273 14 11
                                    

Güneş tüm asilliğiyle gözlerimi kamaştırmıştı yine her sabah olduğu gibi. Odam çatı katında olduğu için her sabah güneş ile birlikte güne, günaydın derdim.

Banyoya gitmek için hareket etmeye çalıştığımda geri yatağıma yattım. Dün gece geç uyuduğumdan uykumu alamamıştım. Biraz daha kendimi zorlayarak ayağa kalkmayı başarmıştım.

Karşımdaki beyaz kulpu çevirerek banyoya doğru ilerledim. Soğuk suyu yüzüme çarptığımda tüm hücrelerim yenilenmişti sanki. Şimdi tamamen uyanmıştım.

Aşağı kahvaltı sofrasına göz gezdirdiğimde herkesin yine benden önce uyandığını fark etmiştim. Tam sandalyeme çekip oturacaktım ki babamın o sert ve bir o kadar otoriter sesi ile oturmaktan vazgeçtim.

"Lale! Bu konuda seni kaç defa uyardım, kahvaltı sofrasına pijamalarınla oturamazsın."

Babamın bu sert tavrından her zaman ki gibi hoşlanmış olmalı ki kardeşim bana kaçamak bakışlar atarak sırıtıyordu.

"Peki, baba," diyerek bıkkınlıkla odama doğru ilerledim.

Dolabımı açtığımda gündelik bir şeyler giymek için elimi uzattığımda rafa, birazdan kızlarla sinema salonuna gideceğimiz aklıma geldi.

Dar kot pantolonumu elime alıp üzerime salaş tişörtümü uydurup giyindim.

Kahvaltı sofrasına indiğimde nihayet sandalyeme otura bilmiştim. Kendi tabağıma bir kaç kahvaltılık koyduktan sonra acele edip hepsini bir kaç lokmada bitirdim ve sandalyemi çekip ayağa kalktım. Ayağa kalktığımda ağızımda ki lokmayı yutmaya çalıştım.

"Hepinize afiyet olsun, ben kaçtım."

Bu sefer annem konuşmaya başlamıştı. "Nereye tatlım?"

"Arkadaşlarla sinemaya gideceğiz anne," diyerek odama çıktım. Yatağımı daha toplamamıştım bile. Etrafı baya dağıtmıştım. Çantamı alıp hızla merdivenleri indim.

Dış kapıdan çıkıp telefonumu alıp Parla'yı aradım.

"Parla ben evden çıktım, sen nerdesin?"

Parla bilmiş bir tavırla cevap verdi. "Ohoo biz çoktan Damla ile birlikte sinema salonunun önünde bekliyoruz. Şimdi film başlayacak acele etsen iyi olur."

"Tamam," diyetek telefonu kapattım. Yürüyerek gidersem zamanımı harcayacağım için hemen taksi çağırdım. Neyse ki taksi hemen gelmişti ve bende hızla bindim.

Biraz zaman sonra sinema salonunun önündeydim. Parla ve Damla dışarıda dikilmiş beni bekliyorlardı.

"Sonunda gelebildin," dedi Parla yine bilmiş bir tavırla. Bir şey demeden birlikte salona girdik.

Filmin başlamasına az kalmıştı bu yüzden zor yer bulabilmiştik.
Yerlerimize oturduğumuzda başlamasına on beş dakika kalmıştı. Bu sefer bilmiş bir tavırla ben Parla'ya sordum, "Parla'cım hani filmi kaçırıyordum."

Parla'nın yüzü bilmiyorum der gibi bir hâl aldı. Bu sırada bende oturduğum koltuktan ayağa kalktım.

"Kızlar, benim lavaboya gitmem lazım."
Söylediğim şey ile "Lale evden çıkmadan gitmedin mi?" dedi Damla.

"Hayır üzgünüm" dedim çekingen bir sesle.

"Peki, bizde seni o zamana kadar dışarıda bekleyelim," dedi Parla. Birlikte dışarı çıktık.

Lavaboya girdiğimde kapının önünde beni bekliyorlardı. Fazla zaman geçmeden dışarı çıktım. Ellerimi yıkamak için kızlarla banyoya girdik.

Ellerimi yıkarken Damla'nın söylediği şey ile irkildim. "Kızlar burda yanık kokuyor."

Hemen ardından çığlık sesleri yükseldi. Parla ürkütücü bir sesle "Buradan çıkmalıyız," dedi bir o kadar da panikle. Musluğu kapatıp hemen kapıya yöneldim.

Kapı dıştan kilitlenmişti açılmıyordu. Damla çığlık atarak bana yöneldi. "Lale ne duruyorsun açsana kapıyı, öleceğiz burada!"

O kadar paniklemiştim ki kapının kulpu terden sırılsıklam olmuştu. "Olmuyor... Açılmıyor, kilitli."

Söylediğim şey ile kızlarda benim gibi paniklediler ve birlikte kapıya yöneldik. Ne kadar denesekte olmuyordu. Dumanlar etrafa yayılmaya başlamıştı.

Birden bir ses yankılandı. Bu ses bir kadın sesiydi. Kadın bir şeyler diyordu ancak bunu bu çığlıklarda anlamamız mümkün değildi.

Sadece şunu anlamıştım, "Maceraya var mısınız, yok musunuz?"

Neler olduğunu anlayamamıştık. Tek bildiğimiz şey hayır deseydik bu yangında öleceğimizdi.

Kızlara bakarak çekingen ve titrek bir sesle "Varız!" dedim.

Ardından şiddetli bir uğultu çıktı ve etrafı pembe bir duman kapladı. Adeta hortum gibiydi, bizi çekiyordu. Tavan birden yok olmuştu, pembe duman bizi yukarıdaki boşluğa yükseltiyordu. Hiç bir şey göremiyordum.

Bu tuhaf döngüden biraz zaman sonra uğultuların kesildiğini fark ettim. Gözlerimi hafifçe açtım ve şuan bambaşka bir yerde olduğumuzu anladım.

Pembe Ada (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin