[21]

809 78 15
                                    

[2014]

"Jimin Hyung! Jimin Hyung!"

Makyajını bitiren makyöze teşekkür eden Jimin, yanında omzunu deşen Jungkook'a döndü.

"Ne oldu?"

Küçük olan heyecanla oturduğu sandalyeden kalkıp elindeki telefonu Jimin'e uzattı.

"Yeni çıkan bir kız grubu Red Velvet'te bugün burada olacakmış! İnanabiliyor musun !?"

Jungkook'un söylediği şeylere kaşlarını çattı. Red Velvet?

Çıkış yaptıklarından beri o kadar yoğunlardı ki yeni çıkan çoğu grubun sadece adını biliyordu genç oğlan.

Jungkook'un telefonunda açık olan resme baktığında renkli saçları olan kızlar gördü. Tipik bir K-pop kız grubuydu işte abartmaya ne gerek vardı, anlamıyordu Jimin.

"Bak görüyor musun?, bu Wendy, bu Irene, bu Joy ve bu da SeulGi. Harikalar Hyung!"

Bir fan edasıyla kızların isimleri sayan Jungkook'u başta dinlemeyen Jimin duyduğu isimle kaşlarını çattı.

Olabilir miydi?

Hızla Jungkook'un SeulGi diye gösterdiği kıza baktı. Gördüğü yüz ile birkaç saniye donup kalırken ne yapacağını, ne düşüneceğini bilemedi. Bu oydu...

Dipleri turuncu olan saçları omuzlarından dökülüyor, yaptığı makyajla gözleri daha da güzel gözüküyordu. O çok güzelleşmişti..

"Bunun adı ne dedin?"

Parmağıyla, hiç düşünmeden SeulGi'yi işaret ederek sordu Jungkook'a. Küçük olan muzipçe sırıttı.

"Ohhoo! Hyung. Çok hızlısın!"

"Yha! Dalga geçme velet!"

Jimin sahte sinirle Jungkook'un kafasına vururken, küçük olan Hyung'unu yanıtladı.

"Kang SeulGi. Çok güzel değil mi?"

Yeniden muzipçe konuştuğunda Jimin tam azarlayacakken bir anda odanın kapısı açıldı. İçeriye kalbini tutarak giren SeokJin'e herkes garip garip bakarken, kendini yere atarak konuştu.

"Dört melek gördüm... Kendimi bir an cennette zannettim..."

"Ne saçmalıyor bu?"

Koltukta uyuklayan Suga, yüzünü ekşiterek konuştuğunda Jin Jungkook'a baktı.

"Maknea... Red Velvet'la karşılaştım!!!"

"Aman Tanrımm!!!"

İkili kimseyi umursamadan zıplayıp bağırmaya başlarken Jimin hızlanan kalbi ile düşünüyordu.

Ne yapmalıydı? 

Yanına gidip merhaba dese? Ya da tanımıyormuş gibi mi yapsa?

Kararsızlık içinde yoğrulurken kalbini dinleyerek hızla ayağa kalktı. SeokJin'e 'benide tanıştır Hyungg!!' diye yalvaran Jungkook'un yanından hızla geçerken, arkasından bağıran lideri umursamadan kendini dışarıya attı.

Etrafına bakınarak Red Velvet'in kulisini bulmaya çalıştı. Birine sorsa yanlış anlaşılabilirdi.

Seri adımlarla koridorda yürürken bir yandan etrafına bakınıyor bir yandanda gördüğü Sunbae'lerine selam veriyordu.

Koridoru bitirmiş diğerine dönerken önüne bakmadığı için biriyle çarpıştı.

"Ahh! Özür dilerim. Çok özür dilerim."

"Özür dilerim."

Önündeki kişi hızla eğilip kalkarken aynı anda birbirlerinden özür dilemişlerdi.

"Bir şey-"

Karşısındaki kişi tekrar konuştuğunda bir anda cümlesi yarıda kesilince Jimin bakışlarını kaldırıp ona baktı. Aradığı kişi ayaklarına gelmişti.

İkili kilitlenmiş bir şekilde birbirine bakakalırken, ne diyeceklerini kestiremiyordular.

"SeulGi?"

SeulGi karşısında olan Jimin'e ağzı açık bakıyordu. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu ve onu çok özlediğini yeni yeni fark ediyordu.

"Jimin?"

Kulaklarına dolan o harika ses ile Jimin kendine geldi. Onu çok fazla özlemişti ve şuan sarılmamak için zor duruyordu.

"Seni özledim SeulGi-Shi."

SeulGi gözlerini kaçırarak sessizliğini korudu. Jimin'den direk bu sözleri duymayı beklemiyordu.

"Gitmeliyim Jimin. Sonra konuşalım olur mu?"

Jimin kafasıyla onayladı. İkisi de gitmek istemiyordu ama meydanda mal gibi durmak hiç hoş değildi. Sonuçta ikisi de idoldü.

SeulGi ilerlerken Jimin arkasından baktı. Üçüncü adıma atmadan arkasını döndü SeulGi.

"Bu arada, teşekkürler. BigHit'ta başarılı olursun umarım."

Tebessüm ederek oradan ayrılan SeulGi, arkasında kalp krizi geçiren Jimin'i bilmiyordu.

SeulMin // Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin