Provalardan daha mükemmel edilen dans sonu salonda büyük bir alkış koptu. Her şey, kusursuzdu.
Sahnedeki yedili eğilerek selam verirken Bayan Park sahneye Jimin'in yanına geçti. Konuşma yapacaktı.
"Öncelikle Hocalarım, yarışmacılar ve özellikle Jüri üyelerim için büyük bir alkış istiyorum. Sıkı çalıştılar. Onları mezun etmek istemesem de, hepsini birer idol olarak görmek çok isterim."
Nefes nefese hocayı dinliyorlardı. Çok yorulmuş, üstüne susamış olan HoSeok hocayı dinlemiyordu. Gitme derdindeydi. Her zamanki gibi.
Jimin, SeulGi, Taemin, Kai ve Zelo için ise bir sorun yoktu. Gülümseyerek anın tadını çalışıyorlardı.
Lisa ise olayı anlamaya çalışıyordu. Tuhaf güzlerle hocayı izleyip, dediklerinin mantığını bulmaya çalışıyordu. Neden mezuniyet konuşması yapıyormuş gibi davranıyor, bilmiyordu.
"Her sene yapılan yarışma sona erdi. Katılımlar için teşekkürler. Sonuçlara yarın bakabilirsiniz." diyerek sahneden indi Bayan Park. Diğerleri ise sahne arkasına gibip, yatmayı planlıyordu.
"Ayaklarımmm!!!" HoSeok sandalyeye kurulurken, Zelo kapının önünde yere yapışmıştı. Oraya kadar gidecek enerjisi yoktu.
Lisa bir şişeyi gömmekle meşguldü. HoSeok ondan su isteyince uyuşuk adımlarla yanına gitti ve ona şişeyi uzattı. Jimin için bu iyiliği yapan Lisa, HoSeok'u umursamıyordu. O şişeyi başka türlü ona uzatmazdı.
"Hepinize teşekkür ederim. Harika iş çıkardınız!" Jimin lider olarak konuşma yapma zorunluluğu hissetmişti. Ama şuan bunu isteyerek yapıyordu.
"Kanka, yeterince konuşma dinledim zaten. Sonradan gel." dedi Zelo yerden kafasını bile kaldırmayarak. Jimin sırıtıp boş sandalyeye kuruldu.
Bu esnada bakışları karşı sandalyede oturmuş başını arkaya yaslayıp gözleri kapalı şekilde duran SeulGi'ye kaydı.
Kesinlike çok güzeldi. Sadece fiziksel açıdan değil, bu kız her şeyiyle güzeldi ve Jimin anlamadan ona doğru çekiliyordu.
Daha önce kimseye davranmadığı şekilde davranmış, kimse için yapmadığı şeyleri bu kız için yapmıştı. TaeMin'e göre buz prensin, buzdan duvarlarını kıran tek kızdı SeulGi.
Elbette ona olan tutumunun ve içindeki hislerin farkındaydı Jimin. Fakat nedense korkuyordu. Hiçbir şeyden korkmayan adam bu kızın ona aynı hislerle bakmamasından ölesiye korkuyordu.
Gözleri hala SeulGi'nin yüzünde gezinirken genç kız hissetmiş gibi, göz kapaklarını araladı ve bakışları Jimin'le buluştu.
İkiside sanki birbirlerine bir şeyler anlatmak ister gibi gözlerinin en derinlerine bakarken SeulGi kalbindeki hızlanmaya anlam veremedi. Daha doğrusu bir anlam vermek istemedi.
"Ee, haftaya mezuniyet töreni ve balo var. Herkes geliyor değil mi?"
Zelo kendine geldiğinde ortaya bir soru attı. Jimin arkadaşına cevap vermek istemesede bir şeyler anlaştırmamak adına ona döndü.
"Tabikide dostum."
"Ben gelemiyorum."
Gülümseyerek cevapladığı sorunun arkasından duyduğu kadife ses ile gülümsemesi yüzünde soldu genç oğlanın.
"Neden?"
Sormak istediği soruyu Kai dile getirdiğinde sinirlenemedi çünkü içinde oluşan hayal kırıklığı ile SeulGi'ye bakmakla meşguldü.
"İşlerim var. Ve sanırım bir dahaki hafta da okula gelemeyeceğim."
SeulGi açıklayamadığı sebepten dolayı mahçup bir şekilde arkadaşlarına baktı. En son gözleri yeniden Jimin'i bulduğunda orda takılıp kalırken sözlerine devam etti.
"Ayrıca sizleri son olarak mezuniyette göreceğim."
İkili birbirine bakınırken odadaki herkes -Lisa hariç- SeulGi'nin böyle yapmasının sebebini merak ediyordu.
En çokta Jimin. Onu bir daha görememesine sebep olacak şeyi deli gibi merak ederken kalbinin ağrımaya başladığını hissetti genç adam. Hissettiği duyguları SeulGi anlamasın diye gözleri kaçırırken genç kız o an bir şeyden emin oldu.
Bu çocuğa istemeden de olsa bağlanmıştı.
Hatalar varsa kusura bakmayın lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SeulMin // Texting ✓
Fanfic0107: Diyorum ki Bayan Park elimizde kalmadı. Bay Park var, Vereyim? 0103: Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum? 0107: 🤦 [Başlangıç: 13.08.18] [Bitiş: 14.09.18]