burn + muke

{ f i v e }

Michael yavaşça evinin kapısını açtığında saat çoktan gece yarısını geçiyordu.

Eva'nın uyuduğunu düşünerek parmak uçlarında yürürken, koridorun ışığının açılmasıyla durdu, kendisine sinirle bakan Eva'ya karşı mahçup hissetti.

Esmer kız merakla Michael'a süzdü.

"Neredesin, telefonun da kapalı."

Michael kızın gönlünü almak için ona yaklaşıp kollarını onun ince beline bağladı, dudaklarını kızın boynuna bastırırken mırıldandı.

"Sadece biraz gezmek istemiştim."

Eva anında yumuşarken ellerini Michael'ın omuzlarına yerleştirip başını geriye attı.

Michael, aklında Luke'un beyaz ve yumuşak boynunu canlandırırken, sevgilisinin boynuna sulu ve yumuşak öpücükler bırakmaya başladı.

Kızın belini sıkarken kendini sürtecek başka bir sertlik aradığını fark ettiğinde yavaşça sızlandı.

"Luke..."

Daha sonrasında ise olaylar çok hızlı gelişti, Michael omuzlarından sertçe itildi ve sırtı duvara çarptığında yaptığı hatanın farkına varmıştı. İç çekip ağlayarak kendisine bağıran sevgilisine hiçbir şey demeden, ceketini üstüne geçirip geldiği gibi kapıdan çıktı.

-

Luke'un tatlı uykusunu ısrarla çalan zil böldü.

Genç oğlan somurtarak, uyumaktan şişmiş gözleri ve dudaklarıyla kapıya doğru ilerdi, ısrarla çalan zile karşı bağırdı.

"Geliyorum, geliyorum!"

Kapıyı açtığı an yavaşça beline sıkıca dolanan kollar ile birkaç adım geriledi.

Ne olduğunu anlayamadığı için telaşla kendisine sarılan kollar arasından kurtulmaya çalışırken Michael'ın sesini duydu.

"Sşşh, sakin ol. Sadece benim."

Luke yutkunup yavaşça Michael'ın boynuna sarılırken emin olmak için sordu.

"Michael?"

Michael onu onaylayan bir 'hmm' mırıltısı çıkarırken, burnunu Luke'un saçları arasında gezdiriyordu.

Luke istemeden birkaç saniye gözlerini kapatsa da kısa sürede kendine gelip, Michael ile aralarına bir mesafe koydu.

Michael'ın suratına bakıp söyledi.

"Ne işin var burada?"
"Seni görmek istedim."

Luke hafifçe kaşlarını çatıp Michael'ı süzdü.

"Gecenin bu saatinde mi?"

Michael göz devirip çocuk gibi sızlandı.

"Evinden buraya kadar yürüyerek geldim, çok yorgunum Luke, lütfen..."

Sarışın oğlanın bakışları yumuşarken Michael'a baktı, Michael ise bu bakışları bildiğinden tembelce gülümseyip Luke'un bileğinden tutup onun odasına doğru adımlaya başladı.

Michael çok iyi bildiği dağınık ve geniş odaya girer girmez kendini yumuşak, çift kişilik yatağa attı. Burnuna hızlıca Luke'un kokusu akın ederken gözleri huzurla kapandı.

Yatağın ucunda bir ağırlık daha hissettiğinde kendisini yana attıktan sonra Luke'un da uzanmasını izledi siyah saçlı oğlan.

Her ne kadar ona sarılmak istese de sadece gülümseyip konuştu Michael.

"İyi uykular gün ışığı."

Daha sonra Luke'un garip bakışlarına aldırmadan gözlerini kapatıp kendini derin bir uykuya bıraktı.