Çocuk bir süre daha aradı onu. Ama bulamadı. En sonunda pes edip bir ağacın altındaki banka oturdu. Öfkesi hala geçmemişti ancak midesinin üst kısmında tarif edemediği bir şey daha vardı. Kalp kırıklığı.
Neredeyse gözleri dolmak üzereydi. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı ve ağaç dallarının arasından yıldızlı gökyüzünü zar zor görebildi. Daha sonra gözlerini kıstı ve...
Ağaçtaki birini fark etti. Öyle iyi gizlenmişti ki bu kadar yakında olmasa onu asla göremezdi. Olduğu yerden fırlayıp ağaca yaklaştı. Her ne kadar karanlık olsa da kızın da onu izlediğini gördü. Bunun dışında sadece bir siluetten ibaretti.
"Sen misin?"
Genç kız irkildi. Üzerinde olduğu dalda iyice büzüldü ama cevap veremeyecek kadar şaşkındı.
Oğlan sesini yükseltti
"Sen misin dedim?"
Genç kız hareketsizce durmuş ona bakıyordu. Taş kesmişti ve cevap veremedi oğlana.
Bir süre sessizce beklediler. Her ikisi de ne yapacağını bilmez haldeydi. Genç kız loş sarı ışıkta daha da sarı görünen dağınık saçlarını izlemekle meşgulken oğlan ise kızın kim olduğunu seçmeye çalışıyordu.
Sonunda dayanamayıp ağaca yaklaştı ve tırmanmak için dallara tutundu.
Genç kız çığlık atar gibi bağırdı.
"Ne yapıyorsun?"
"Yanına geliyorum."
"Gelme! Görmeni istemiyorum!" dedi ve kolunu yüzüne siper etti.
"Artık yeter. Tıpkı bana yaptığın gibi ben de sana söz hakkı tanımayacağım." dedi ve tırmanmaya devam etti.
"Hayır!Hayır olmaz!" Genç kız debelenerek yerinden kalktı ve üst dallara tırmanmaya başladı. Aslında düşününce bu yaptığı epey saçmaydı.
"Kaçabileceğini mi sanıyorsun?"
"Gelme dedim!"
"Ben de geliyorum dedim. Çırpınma, düşeceksin şimdi!"
Genç kız olabildiğince yukarı tırmandı ama daha ileri giderse dallar onu taşımayacaktı. Çaresizce olduğu dala tutunup muhtemel sonu beklemeye başladı. O sırada deli gibi dua ediyordu.
"Artık kaçmak yok." dedi çocuk son dala tutup kendini kızın hizasına çekerken. Daha sonra kafasını kaldırdı ve ay ışığında parıldayan o suratı gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL • Texting
Short StoryMESAJLAŞMA Anonim: Neden beni hiç görmedin? O: Sen bana hiç gelmedin.