KÜL • Texting

*12*

Birinci katta oturdukları için kız, oğlanın surat ifadesini görebiliyordu. Ve yüzündeki keyifli ifadeyle şarkıyı söylemeye devam etti.

"Ayna ayna, hadi söyle benden dahaaaaaa gamsızı var mı?
Ayna ayna, hadi söyle benden dahaaaaaa arsızı var mı?

Dünyanın sonuna doğmuşum, 
Ya da ölmüşüm de..." Oğlan el kol hareketleri yaparak onu susturmaya çalıştı.

"Ne yapıyorsun gecenin bu vaktinde? Kafayı mı yedin?"

Kız durup söylemeyi kesti ama elindeki telefondan son ses müzik devam ediyordu.

"İn lan aşağıya! Göstereceğim sana korkak kimmiş."

Oğlan inanamayan gözlerle baktı ona. Buraya gelmesi için onu kışkırtmıştı bilerek ama bu kadarını da beklemiyordu.

"Ya da dur. Ben geliyorum çekil." dedi kız ve müziği kapatıp balkona doğru yükselen su borusuna tırmanmak için duvara yaklaştı.

"Dur! Ne yapıyorsun? Saçmalama!"

"Kapa çeneni. Geliyorum dedim."

Oğlan onu vazgeçiremeyeceğini anlayıp ortamı yatıştırmak adına ellerini sakin ol der gibi kaldırdı.

"Tamam tamam. Gel ama buradan değil. Dur da sana kapıyı açayım. Şimdi düşüp de bir yerini kırma."

Bu lafın üzerine kız daha da sinirlendi. Ellerini beline koyup,

"Ben Taekwando biliyorum. Benim düşüp bir yerimi kırma ihtimalim şu an senin düşme ihtimalinden daha az."

"Tamam şampiyon sen yeter ki sakin ol. Ben kapıyı açıyorum hadi gel." dedi ve kızın duvardan uzaklaştığını görene kadar içeri girmedi.

Kız temkinli bir ifadeyle apartmana girdi ve birinci kata çıktı. Oğlan sarı kafasını uzatmış halde endişeli mavi gözlerle onu bekliyordu.

"Kızım sen ne manyak çıktın ya..." dedi kendini yatağına sırtüstü atarken. Ohlayarak alnındaki teri sildi.

Kız ise rahatsızca kıpırdanarak kollarını göğsünde birleştirdi.

"Sen kaşındın."

"Haklısın ben kaşındım ama bu kadar deli olacağını nereden bilebilirdim ki?" dedi doğrulurken.

"Ha yani bilerek beni sinirlendirdin öyle mi?" Kız tek kaşını kaldırıp kahverengi gözlerini oğlana dikti.

"Evet." dedi oğlan gayet rahat bir şeklide.

Kız iyice çileden çıkıp soluğu çocuğun dibinde aldı. İşaret parmağını suratının önünde sallayıp ateş saçan gözleriyle oğlanın mavi irislerine kilitlendi.

"Bir daha sakın böyle bir şey yapayım deme... Yoksa..."

"Ne?" dedi oğlan serseri serseri gülümseyerek.

"Ne yaparsın?"

Kız, tehdidinin devamını getirmedi ve yumruğunu sıkarak öylece durdu. Derken ona çok fazla yakın olduğunu fark etti.

Oğlan da bunu fark etmiş olacaktı ki biraz gerildi. Gözlerini kırpıştırarak bu kadar yakından görmeye fırsat bulduğu kızı incelemeye başladı.

"Korkak değilim" dedi kız kendinden emin bir şekilde. Dalgalı saçları omuzlarına dökülüyordu ve sol tarafına vuran sokak lambasının ışığı yüz hatlarını ortaya çıkartıyordu.

Oğlan öyle mi dersin, der gibi kaşlarını kaldırarak baktı ona. Kız da bunu kanıtlamak için öne doğru eğildi. Eğildi. Ta ki yüzlerinin arasında birkaç santim kalıncaya kadar...

Bir süre öylece kaldı ve hiçbir şey yapmadı. Oğlan şaşkın gözlerle onu izliyordu. Kıpırdayamıyordu.

Ve kız sonunda hafifçe yana eğilip yanağına ufak bir öpücük kondurdu. Daha sonra oğlanın put gibi kalmasından dolayı keyiflenip kulağına yaklaştırdı dudaklarını.

"Şimdi inandın mı?" Yavaşça geri çekilip yüzünün aldığı ifadeye baktı kız. O an paha biçilemezdi.

Gözleri kocaman açılmış halde dağınık saçları ve pijamalarıyla o kadar tatlı görünüyordu ki... O an keşke fotoğrafını çekebilsem, diye düşündü genç kız.

Oğlan gözlerini kırpıştırdı. Öpücüğün gerçekleştiği olay yeri karıncalanıyordu. Cümlesini toparlamaya çalışarak kem küm etti.

"Eee... Evet... Şey, ne oldu az önce?" Elini yanağına götürdü ve soran gözlerle kıza baktı.

"Kapak oldun canım. Normal bir şey yani" dedi kız elini geçiştirir gibi sallayarak. Daha sonra saatine bakıp gözlerini kocaman açtı.

"Gitmem gerek." Bir an durup çocuğun afallamış suratına tekrar baktı. Dayanamayıp uzandı ve zaten karma karışık olan saçlarını karıştırdı.

"İyi geceler Kül."

Hızlı adımlarla evden çıktı ve ellerini kapüşonunun ceplerine sokarak derin bir nefes verdi. Yol boyu salak salak gülümseyerek yürümekten kendini alamadı.

Oğlan ise bir süre hareketsizce halıyı izledi. Daha sonra kendini yatağına atıp ne kadar salakça davrandığını düşünerek utançla inledi.