*16*

443 31 7
                                    

"Çok güzeldi bence." dedi oğlan yayıldığı koltukta gerinirken.

Genç kız da koltuğun diğer ucundaydı ve Coco'yu az önce bitirmişlerdi. Çaktırmadan gözlerini sildi. Ah şu animasyonlarda ağlama huyu yok muydu...

"Bir dakika. Sen ağlıyor musun yine?"

"Aslında bu kadar sulu göz biri değilim." dedi kız gülümsemeye çalışırken.

"Sadece animasyonlarda çok duygusal oluyorum. Neredeyse hepsinde ağlıyorum." Yapacak bir şey yok der gibi ellerini iki yana açtı.

Oğlan hafifçe güldü.

"Bundan başka bir şeye ağlama da..."

"O ne demek şimdi?" Burnunu çekerek yaşlı gözlerini oğlana doğrulttu.

"Hiç, boş ver." Duvardaki saate baktı.

"Oooo saat gecenin üçü olmuş. Neyse ki yarın okul yok." Çocuk ayağa kalkıp projeksiyonu ve bilgisayarı kapattı.

"Hangi bölümü istiyorsun üniversitede?" diye soruverdi kız.

Çocuk doğruldu ve ona baktı. Omuz silkti.

"Tam emin değilim ama Bilgisayar Mühendisliği yakın geliyor."

Genç kız kafasını salladı düşünceli düşünceli.

"Hangi şehir peki?"

"Bilmem, neresi olursa. Ama İzmir veya İstanbul daha iyi olur benim için."

Yastığı kucağına alıp kenarıyla oynamaya başladı genç kız.

"Ya sen nereyi istiyorsun?"

"Ben... Bilmiyorum."

Oğlan işini bitirip koltuğa geri oturdu.

"Hiç mi bir fikrin yok?"

"Aslında var ama emin değilim." Gözlerini kaçırdı kız.

Oğlan devam etmesi için bekledi.

"Tıp istiyorum ama denemelerim o kadar da yüksek gelmiyor."

"Psikiyatrist olmalısın." deyiverdi çocuk bir anda.

Kız şaşırmıştı.

"Neden ki?"

"İnsanları gözlemlemeyi seviyorsun ve kişilik tahlilini iyi yapabiliyorsun. Neden olmasın?" dedi yüzü kocaman bir gülümsemeye ev sahipliği yaparken.

Kız sessiz kaldı bir süre.

"Haklı olabilirsin. Ama dediğim gibi puanım..."

Çocuk omuz silkti.

"Ne var canım puanda? İki test daha fazla çözersin olur biter. Gerçekten istemen önemli sadece."

Genç kız gülümseyerek baktı oğlana. Neden bu kadar güzeldi ki?

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Film ve tavsiye için."

"Haa, rica ederim." Ellerini ensesinde birleştirip nefes verdi.

"Ben gideyim artık." Genç kız ayaklandı ve ceketinin kapüşonunu kafasına geçirdi. Oğlan hızlıca ayağa kalkıp itiraz etti.

"Dur ya! Seni ben getirdim ben bırakacağım. Bekle bir saniye." Üzerine ceketini alıp kızın peşinden sessiz adımlarla çıkışa yöneldi.

Tam mutfağın önünden geçiyorlardı ki ufak bir hareketlenme gördü genç kız. Kafasını çevirip baktığındaysa gözleri fal taşı gibi açıldı ve olduğu yerde kalakaldı.

Oğlan da kızın gördüğü şeyi görünce akıllarından aynı şey geçti.

İşte şimdi ayvayı yedik.

"Abi? Ne yapıyorsunuz burada?"

Oğlanın kardeşi, hiç alışkanlığı olmadığı halde su içmek istemişti o gece. Ve tam da aynı dakikada.

Oğlan da kız da ne yapacağını bilemeden öylece duruyorlardı. Sonunda oğlan öne geçmeyi akıl edip kızı arkasına çekti.

"O kim?"

"Eeee, bak düşündüğün gibi..."

"Yine LOL gecesi mi yaptınız ya offf. Gidin test çözün salaklar. " diye söylenip odasına doğru ayaklarını sürüyerek ilerledi kız. Kapıyı kapatmasının ardından ikisi de rahatlayıp hızlıca evden çıktılar.

"Oh be! Yüzümü görmedi! Kapüşonlu ceketime şükürler olsun!" Kendine sarılır gibi yapıp kapüşonunu sevdi.

Genç kız apartmandan çıktıkları gibi sinirden gülmeye başlamıştı. Oğlanın da pek geride kalır yanı yoktu.

"İyi ki kardeşim uykuluyken çok salak oluyor ha... Yoksa kolay kolay kurtulamazdık."

Derken kız sinirlenip susması için oğlanın koluna yumruk attı.

"Ah! Ne dedim ki şimdi?"

"Hepsi senin yüzünden. Senin aklına uydum ben de! Off, çok yakındı!"

"Ama bir şey olmadı değil mi?" Sırıtarak kıza baktı. Kız ise gözlerini devirmekle yetindi.

"Elin de ağırmış." dedi oğlan kolunu ovuşturarak. Yandan yandan kıza bakıyordu.

"Öyledir."

Evin önüne geldiklerinde genç kız veda etmek için doğru sözcükleri seçmeye çalışıyordu. Ama bu konuda hiç başarılı değildi.

"Şey, tekrar teşekkürler." Ayağıyla yeri eşeledi.

"Önemli değil. Ne zaman istersen." Omuz silkti ve gitmek için arkasını döneceği sırada kız onu engelledi.

Boyu yetişmediği için kollarını gövdesine doladı ve hafifçe sıktı. Çok fazla olmaması için özen göstererek hemen bıraktı oğlanı ve geri çekildi.

"İyi geceler Kül" dedi ve oğlanın görüp görebileceği en güzel gülümsemeyi verip koşar adım evine girdi.

Oğlan ise tek bir hamle bile yapamadığı için kendine kızarak öylece bekledi. Yüzünde ufak bir gülümsemeyle fısıldar gibi konuştu.

"Sana da iyi geceler alev."

KÜL • TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin