1.8

54 10 65
                                    

Mavis Zeref'e ve kendine içecek getirdi.

"Burası çok güzel, otel gibi."

"Evet öyle, ve herkes dışarıya çıktığı için koca katta tek başımızayız."

"Zeref."

"Efendim."

"Seni seviyorum."

Mavis Zeref'in yanına geri yattı. Zeref Mavis'e sımsıkı sarıldı.

"Balo günü saldırmazlar Mavis. Bizim de bir plan yapacağımızı tahmin etmişlerdir ve balo günü beni yukarıda öyle tek bırakmayacağımızı."

"A-Ama "

"Şşş, önemli değil. Ne pahasına olursa olsun seni koruyacağım. Söz veriyorum sana zarar gelmeyecek. Ne zaman saldıracaklarını asla tahmin edemeyeceğiz. Üzgünüm ama yapabileceğimiz hiç bir şey yok. Onlara karşı çok güçsüzüz."

Mavis'in gözleri doldu ve kollarını Zeref'e sıkıca sardı.

"Saçmalama, sana hiç bir şey olmayacak.  Bir şekilde yolunu bulacağız."

"Umarım öyle olur, sana tekrar sahip olmuşken bu güzel anların bitmesini istemiyorum."

"Sensiz yaşayamam Zeref. O yüzden sus lütfen ve böyle şeyler söyleme. Daha evleneceğiz,hatta çocuğumuz bile olacak."

Zeref Mavisten biraz uzaklaştı ve yere inip ayağa kalktı.

"Mavis Vermillion, benimle evlenir misin?"

"Z-Zeref! Evet!"

Zeref Mavis'e yaklaştı ve öptü.

"Ben de seni seviyorum Mavis, ve hep seveceğim."

Balo günü geldiğinde, herkes plana uygun yerlerine geçmişti. Ama uzun süre geçmesine rağmen kimse gelmedi. Zeref'in tahmin ettiği gibi. Zeref, odada Mavis ile bekliyordu. Her ne kadar umudu olmasa da.

"Zeref, ben su almaya gidiyorum, hemen geleceğim."

"Dikkatli ol. Hem de çok."

Mavis başıyla onaylayıp odadan çıktı, koridoru dönmesiyle kısa çaplı bir çığlık atması bir oldu, ama anında kapatılan ağzı yüzünden 1 saniyeden daha kısa sürmüştü.

"Biri cepte."

Zeref'in babasının sesi. Peki diğerleri neredeydi? İçeri nasıl girebildiler?

"Zera, halatı getir."

"Oh tabiki."

Zera sırt çantasından kelepçeleri ve halatı çıkardı.

"Daha önce bu deneyimi oğlum yaşamıştı ama sen de merak edersin diye düşünüyorum."

Zera halatı alıp Mavis'in el ve ayak bileklerini bağladı. Daha sonra da kaçamaması için karnına daha uzun bir halat bağlayıp, kalan kısmı da merdiven direğine düğümledi.

"Küçük hanım, şimdi elimi çekeceğim. Eğer bağırırsanız anında öleceksiniz. Tamam mı?"

Mavis kafasıyla onayladı. Ama sözünü tutmadı, ağzından eli çektiği anda alabildiği kadar yüksek sesle çığlık attı. Onu öldürmeyeceklerinden emindi.

"Lanet olsun, Zeref birazdan burada olur." Öyle bir imayla söylemişti ki alay ettiği çok belliydi.

Adam Mavis'in ağzına eline geçen bantı bağladı.

"Bu hiç zekice değildi Mavis Vermillion. Çünkü Zeref buraya geldiğinde iki kişiye karşı tek başına bir şey yapamayacak. Tüm canın arkadaşların baygın haldeler."

Zera çantasından bir silah çıkardı ve Mavis'e doğrulttu.

"Seni kendi ellerimle öldüreceğim Mavis."

"Biraz bekle Zera, Zeref'in de görmesini istiyorum."

"Nasıl isterseniz efendim."

Mavis o an Zera'nın gözlerinin içindeki korkuyu gördü. Onu vuramayacaktı, yani öyle düşünüyordu. Zera silahını pantolonuna sıkıştırdı.

"Biraz oynamak istiyorum."

Şeytani bir şekilde gülümsedi. Eline makas aldı ve Mavis'in elbisesini kesti. Geriye sadece iç çamaşırları kaldı.

"Devam etmemi ister misin."

Mavis kaçmak için debelenip duruyordu ama nafile.

"Zera ben aşağı iniyorum. Burdan bir yere ayrılma."

"Hayhay kaptan."

Zeref'in babası merdivenlerden aşağı indi.

Zeref, sesi duymuş. Sadece babasının gitmesini bekliyordu. Biri silahlı iki kişiyi tek başına halledemezdi. Zera'ya sesini bile duyurmadan arkasından gitti ve ellerini arkadan tuttu.

"Yakalandın."

Zera gülümsedi.

"Hayır, sen yakalandın."

Lover - Zervis Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin