yirmi dokuz / on sekiz

4K 293 19
                                    

"Selam."

Defterimi kapatıp gelenin kim olduğuna bakınca seni gördüm. Yüzümde aptal bir gülümsemenin olmamasını dileyerek öylece baktım bir süre. Sonra boğazımı temizleyip "Oturmaz mısın?" Diye sordum.

Yüzündeki gülümsemeye takılıp kaldığımda aramızda bir bakışma geçti. Bu ben miyim? Ne ara bu kadar cesur oldum? Başını sallayıp karşıma oturduğunda bende bakışlarımı senden ayırdım.

Kendimi toparladığımda kafeye bir göz gezdirdim. Pek fazla insan yoktu ve sıcacıktı. Önümde dumanı tüten kahveye bakıp "Kahve sever misin?" Diye sordum.

"Evet, aslında tamda şimdi sipariş vericektim." Dediğinde siparişi senin yerine ben verdim. Ölmeden önce yapılacaklar listemdeki bir maddeyi de silmiş oldum, sana kahve ısmarlamak. Diğer madde, kahve içerken uzun uzun muhabbet etmek. Ancak ben bundan pek emin değilim.

"Teşekkür ederim, benimde sana bir kahve borcum oldu o zaman."

Yani bu, yeniden bir kafede vakit geçireceğiz demek.

Hafifçe gülümseyip gözlerimi ayırdım. Kalbimin sesini duyabileceğini düşündüm bir an.

"Arkadaşlarınla görmüyorum seni şu sıralar."

BU SORU BENDEN Mİ ÇIKTI AZ ÖNCE?

"Evet... Aslında uzaklaşmak biraz iyi olur diye düşündüm. Kafa yapılarıyla pek uyuşmadığımı fark ettim."

Ben bunu senelerdir fark ediyordum. Dışardan bakınca bile onların senin yanına yakışmadığı görülüyordu. Kahkahalarla gülenlerin arasında sen daha çok, düşünceli gibi duruyordun. Bahsettikleri saçma şeyler hiçbir zaman ilgini çekmemişti.

"Anladım, yalnızlık iyidir aslında. Kendi başına istediğin her şeyi konuşabilirsin. İnsanlar bazen senin dediklerini dinlemek istemeyebilir, ya da sen onlarınkini. Ama kendinle..." Sessizce güldükten sonra devam ettim. "Seninle aynı düşünce ve karaktere sahip bir arkadaşının olması mükemmel olmaz mıydı? Düşünsene, senden bir tane daha." Biraz daha güldüğümde sende bana katıldın.

Kahven geldiğinde ikimizde gülmeyi kestik. Yüzüne bakamıyordum. Nasıl tüm günümü seninle geçirmek isterken aynı zamanda da senden çok uzağa kaçmak isteyebiliyorum?

"Ama bu birazda sıkıcı olurdu, kabul et. İnsan birazda farklılıklar isteyebilir. Düşünsene, senin söyleyeceklerini zaten tahmin edebilen, bir olaya vereceğin tepkiyi çok önceden bilen birisi. Bir hayal et."

Hayal ettim. Haklılığına birkez daha hayran kaldım.

"Evet, evet haklısın. Ya da biz biraz fazla doyumsuzuzdur. Ne istediğimizden kesinlikle emin değiliz, bu yüzden her şeyi istiyoruz. Mükemmel bir arkadaş olsun, kesinlikle bana benzesin ama birazda farklı olsun. Aslında böyle biri kimse için yok."

"Kimse, demeyelim. Bazıları diğerlerinden biraz daha şanslı olabilir."

Omuz silkip kahvemden bir yudum aldım. Sanki senelerdir edemediğim muhabbeti ediyordum. Yalandan öksürdüğünde konuşacağını anlayıp merakla bekledim.

"Sevgilini bekliyorsun galiba."

Çoktan yutmuş olduğun kahve sanki boğazıma yeniden tırmanmış gibi öksürmeye başladım. Ne sevgilisinden bahsediyorsun sen?

"Anlamadım."

Şaşırmış gibi kaşlarını çattın. "Sevgilin var sanıyordum." Bu sefer bende kaşlarımı çattığımda açıklama gereği duydun. "Çardakta birini aradığında sevgilim, diye hitap ettin. Kusura bakma, başka birine öyle diyorsan, bilmiyordum."

Hayatımın en utanç verici anını yaşıyorum galiba.

"Ben... Evet. Yani hayır. Hayır, sevgilim yok. Kuzenimdi arayan. Ortaokula yeni geçti."

Ne saçmalıyorum ben?

"Yardımcı oluyorsun herhalde." Gülerek söylediğin şeye tereddütle gülümsedim bende.

"Oluyorum. Tabii."

Gülerek kahveni içtiğinde gerginlikle saçımı kulağımın arkasına iteledim. Daha önce hiç yalan söylemek zorunda bırakılmamıştım ve berbat rol yapıyordum. Hissettiğim tek şey utanç ve gerginlikti.

"Gitmeliyim. Sanırım." Diyerek ayaklandığımda bana bakıp "Sanırım?" Diye sordun. Defteri çantama atıp "Yurt saatleri. Bilirsin." Dedim. Sonra saçmaladığımı fark ettim. Nereden bilecektin ki?

"Yani bilmezsin. Lafın gelişi."

"Evet. Anladım. Bırakmamı ister misin?"

Hissettiklerimi ifade edemiyordum. Öylece durmuş sana bakarken aklımdan hiçbir şey geçiremiyordum.

"Hayır... Ee, teşekkür ederim. Gidebilirim ben. Afiyet olsun."

Çıkarken kasadaki görevli kıza hesabı ödedim. Bunun hayatımın en garip ve utanç verici anı olduğunu hissettim.

yarım kalp•texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin