Kamelyaya giren saray çalışanı elinde tuttuğu zarfı yavaşça Myung Soo'ya uzatmıştı. ''Bu zarfı düğün için gönderilen hediyelerden birinde bulduk. Kraliçe Hanae hediyeleri kategorize etmemizi söylemişti ama bunun hangi ırka ait olduğunu bilmiyoruz. Görmek isteyebileceğinizi düşündük.'' diye açıkladı.
Bu cümleler hepimizin ilgisini çekmişti. Myung Soo'nun başında toplanıp zarfı inceledik ama biz de zarfın üzerindeki sembolün hangi ırka ait olduğunu bilmiyorduk. Çok tanıdık geliyordu ama bir türlü nerede gördüğümü hatırlayamıyordum. Bir süre, bir zarfa bir birbirimize boş boş baktıktan sonra Sung Yeol ''Açsana şu zarfı. O zaman anlarız kime ait olduğunu.'' diyerek sessizliği bölmüştü. Myung Soo kafasını olumsuz anlamda salladı. ''Bu bize ait bir zarf değil. Öyle aklımıza esti diye açamayız.'' dedi. Sung Yeol hariç hepimiz bu fikri onaylamıştık. Sung Yeol'ü ikna etme işini de Sora'ya bıraktık.
''Ne yapacağız peki?'' diye sordu Yuna. ''Ya önemli bir şeyse zarfın içindeki? Hikari ve Ho Won'un dönmesini bekleyemeyiz, değil mi? Bir hafta oldukça uzun bir zaman.'' diye ekledi. Haklıydı da. Myung Soo ile göz göze geldiğimizde Yuna'yı onaylar şekilde başımı salladım. Myung Soo derince soluklandı ve saçlarını karıştırdı. Saray çalışanına dönüp ''Sen şimdilik hediyeyi bir köşede beklet. Onunla daha sonra ilgileneceğiz. Zarf bende kalsın. Gidebilirsin.'' dedi. Saray çalışanı kamelyadan çıktıktan sonra ''Zarfı biz açarsak sorun olabilir ama Kanae saraya giren her belgeyi okuma yetkisine sahip. Ona götürmeliyiz.''dedi.
Birden herkes hareketlendiğinde ''Sadece bir zarf. Hep birlikte mi götüreceğiz gerçekten?''diye sormuştu Myung Soo gülerek. Sung Kyu ''Zarf kimin umurunda? Kanae halleder onu. Benim bakmam gereken iki çocuğum var. Shinjiro da biraz nefes almalı.'' dedi ve Yume ile birlikte kamelyadan çıktı. Gördüğüm en son şey Yume'nin suratındaki kocaman gülümsemeydi. Sung Kyu'nun bu sözü üzerine herkes onu takip edip tek tek kamelyadan çıkmaya başlamıştı ama Dong Woo bu durumdan pek memnun görünmüyordu.
''Dong Woo sen de bizimle Kanae'nin yanına gelmek ister misin?'' diye sorup onu durdurdum. Bir süre hızlıca göz kırpıp sonra Yuna'ya bakmıştı. Yuna ''Bence gidebilirsin. Zaten He Ran'ın uyuması lazım.'' diye cevap verince ''O zaman gelmeyi çok isterim.'' demişti Dong Woo. Biraz heyecanlı biraz da gergin görünüyordu. Sanırım bilgeliğiyle ünlü Norn ırkının Kralı olarak bilmediği bir şeyle karşılamak onu geriyordu ama yeni bir bilgi öğreneceği içinde heyecanlanıyordu. Dong Woo'nun bu haline gülümseyip Myung Soo'nun yanında yavaşça Kanae'nin odasına doğru yürümeye başladım.
Taht odasına girdiğimizde Kanae tek başına çay içiyordu. Bizi gördüğüne sevindiği pek söylenemezdi. Derince bir nefes alıp ''Annemle babamı az önce gönderdim. Sizce de çok uzun bir gün değil mi? Gidip biraz sessizce günün tadını çıkartsanız olmaz mı?'' dedi. Aynı anda birden fazla işle uğraşmak zorunda kaldığından bu tepkisini anlayabiliyorduk. O yüzden bu cümleleri gülerek karşılaşmıştık. '' Sevgili Kralım biz de günün tadını çıkartmak isterdik ama görmen gereken bir şey var.'' diyerek zarfı Myung Soo'nun elinden alıp Kanae'ye doğru bir kaç adım atmıştım ama biri zarfı elimden çekip aldı.
Myung Soo bir anda yanımda bitivermişti. Ben de oldukça korkmuştum. Shinjiro tam karşımda kaşlarını çatmış bir şekilde burnundan soluyordu. Onu daha öncede sinirli görmüştüm ama böylesini ilk defa görüyordum. İstemsizce bir kaç adım gerileyip Myung Soo'nun arkasına geçmiştim. ''Sana o sandığı asla açmaman gerektiğini söylemiştim. Neden hiç söz dinlemiyorsun? Burası canının istediğini yapabileceğin bir yer değil. Neleri tehlikeye attığının farkında mısın?'' diye bağırmaya başlamıştı Shinjiro. ''Biz hiçbir sandığı açmadık zaten. Biraz sakin olup dinleyemez misin?'' demişti Myung Soo oldukça düz ve kalın bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TAŞI II
FanfictionKanae'nin sinirden elleri titriyordu. ''Şu sandığın hikayesini biz de öğrensek ne kadar güzel olur. Madem bu kadar önemli bundan neden benim haberim yok? Krallığı bana devrederken her şeyi anlatmış olmanız gerekirdi.'' dedi. Sakin kalmaya çalışıyord...