Bölüm 9

615 69 17
                                    

Y/N: Bölümü okuyacağınız çok güzel bir şarkı koydum ve bu şarkıyı bir yerlerden tanımanız gerekiyor acaba nereden sdsfsdf insanı anında mod a sokuyor, kesinlikle dinleyin ✌🏻

.-.-.-.-.-.-.-.-.-.

"Güvenlik Birimi" diye nitelendirilen yer ağaçların ortasına konuçlandırılmış dikdörtgen şeklinde beyaz bir çadırdan başka bir şey değildi. Etrafında ne bir güvenlik duvarı ne de tel vardı. Sadece Dört köşede uzunca direkler ve onların üstünde de güvenlik kameraları bulunuyordu. Güvenlik Birimi gerçekten de çok güvenlikliydi (!)

Jungkook'la beraber çadırın kapısını açıp içeri girdiğimizde hemen yüksek çözünürlüklü görüşümü açıp etrafa bakındım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'la beraber çadırın kapısını açıp içeri girdiğimizde hemen yüksek çözünürlüklü görüşümü açıp etrafa bakındım. Zaten çok da fazla zoom yapmama gerek kalmadan çadırın diğer ucunda, bir masanın başında bilgisayarıyla ilgilenen birini gördüm.

Aynı kişiyi Jungkook da görmüş olmalıydı ki birden kolunu uzatıp beni durdurdu ve seslendi,

"Hey!" Masanın başındaki kişi kafasını bilgisayarından kaldırdı ve yüzünü asıp yerinden kalkarak bize doğru gelmeye başladı.

"Kim Yerim ve Jeon Jungkook, değil mi?" diye sordu. Kafamı sallayıp onayladım,

"Evet." dedim fısıldayarak. Adam uzun süredir oturmuş olmalıydı ki kollarını geriye atarak esnedikten sonra yeniden eski haline döndü ve elini uzattı,

"Ben de Park Jimin."

"Biliyorum." dedi Jungkook yüzündeki küçümser gülümsemeyle, "..yeni değilim ben."

Ama ben öyleydim. Hala yeni sayılırdım. Geleli iki aydan fazla olmamıştı. Bu yeni teknolojinin bana neler kazandırdığını bilmediğim gibi, sahip olduğum özelliklerimi de nasıl kontrol edeceğimi hala kesin bir şekilde bilmiyordum. Son günlerde çözebildiğim tek şey görüşüme zoom yapmaktı, onu da bugün kullanmıştım.

"Neyse. Beni çok ilgilendirmiyor yeni olup olmamanız. İşimizi düzgünce yapalım yeter." dedi Jimin soğuk bir şekilde. Sonra da bana dönüp sordu,

"Sen..üşüyor musun?"

Jimin'in sorusuyla gözler bana dönmüştü. Neden böyle bir soru sorduğunu anlamak için başımı eğip kendim baktım, titriyordum.

"Yeri.." diye fısıldadı Jungkook bana doğru eğilerek, "...korkma. Yanındayım." 

Dişlerimi sıktım ve Jungkook'a yaklaşıp kolunu tuttum. Tenim tenine değdiği anda içime bir rahatlama çökmüştü. Ne olursa olsun beni koruyacağını, verdiği sözde ne kadar samimi olduğunu biliyordum. Bunu nasıl emin oluyordum bilmiyordum ama hissediyordum. Jungkook'un varlığı bana güven veriyordu.

"Tatlım—" Çadıra giren bu neşeli sesi tanıyınca Jungkook'un kollarından ayrıldım ve hemen arkamı dönüp gülümsedim,

"Seulgi!" Seulgi, içlerinde benim de olduğum 10 kişinin içindeydi. Onunla sadece bir kez konuşma fırsatı bulabilmiş olsam da mutluydum, tanıdığım biri vardı.

Seulgi, biraz önceki seslenişinden dolayı Jimin'e kaçamak bakışlar atsa da yeniden bana döndü ve gözlerini kısarak düşündü,

"Yeri, değil mi?"

"Evet!" dedim heyecanla, "..doğru hatırlıyorsun." 

Bu da, Seulgi'nin de benim gibi, robotsu özelliklerini hala iyi kullanamadığı anlamına geliyordu.

"Senin Sağlık Birimi'nde olduğunu sanıyordum." dedi Seulgi. Çadırın pencerelerinden içeri giren ışıklar, kumral saçlarını aydınlatıyordu.

"Aaaa..Evet, öyle ama geçici bir süreliğine buraya gönderildik—"

"Dört kişi miyiz?" diye sordu Jungkook konuşmamı bölerek. Birden yüzümü astım.

Jimin tam konuşmak için yorgunca nefes alırken çadırın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı ve içeri başka bir kız girdi. Bu kızı bir yerde gördüğüme emindim ama çıkaramıyordum.

Kız bütün dikkati çekerek yanımıza geldi ve ellerini dizlerine dayayıp soluklanmaya çalıştı, "G-ge..li.."

"Ne oluyor Jennie anlatsana!" diye bağırdı Seulgi panik içinde bir sesle. Jennie yeniden doğrulduğunda çadırın diğer ucundaki bilgisayarları gösterdi,

"Radarınız çalışmıyor mu sizin?! Çoktan hazırlanmanız gerekirdi!"

"Neye?!" diye bağırdı Jungkook. Fark etmeden bir elini de omzuma atıp beni kendine doğru çekmişti. Beni koruyacağı sözünde ciddiydi demek ki..

"Yozlaşmışlar! Yozlaşmışlar geliyorlar!"

Seulgi'nin gözü panikle büyüdü ve hemen Jimin'e döndü. Jimin mili saniyeler içinde kararını verdi ve konuştu,

"Arka kapıyı kilitleyin. Silahları alın!" Kafa karışıklığıyla yutkundum ve hemen atılıp Seulgi'nin kolunu tuttum,

"Yozlaşmışlar da ne? Ne demek bu?!" dedim korkuyla. Seulgi önce dalga geçercesine güldü ama sonunda ciddi olduğumu anlamıştı, kaşlarını çattı,

"Onlar..tamamen robot olanlar Yeri.." dedi yutkundu, "...hazırlanmamız gerek, çünkü bizi öldürmeye geliyorlar."

.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.

Yeri'nin başı beladan bir türlü kurtulmuyor :( Yozlaşmışlardan korkmadığımı söylersem yalan olur dsfsdfs

Bu arada yeni bir fic yazmak istiyorum ama JoyHope mu yoksa SeulMin mi olmalı karar veremiyorum, kafam biraz karışık. Siz ne düşünüyorsunuz? Her türlü yoruma açığım

[✓] nebula » jungriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin