Bölüm 13

574 53 44
                                    

Y/N: Multimedyada Jungkook'un Euphoria'sı varrrr.. Dinlemeye başlamanız gereken yeri ileride yazdım orada başlayın :")

.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.

Jimin sinirli bir yüz ifadesiyle sandalyesinden kalktığında bütün parmaklarını çıtlattı ve sonunda gülümsedi,

"Tamamdır."

"Teşekkürler Jimin." dedim mahcup bir gülümsemeyle. Yanımda duran Jungkook'un hareketlendiğini fark ederek ona döndüm. Büyük bir ciddiyetle Jimin'i izliyordu,

"Sisteme ben de girebilirdim. Zor bir şey değildi."

Bunu duyan Jimin yapmacık bir şekilde güldü, "Evet. Sonra da bütün kamera kayıtlarını silerken protokol numaran onların ekranında belirirdi. Sonra da seni hurdalığın birine atarlardı..kollarından araba jantı yapmak için."

Korkuyla ürperdim, "Neyse..böyle şeyler söylemeyin..şaka bile olsa..çok kötü."

"Neden?" diye sordu Jennie alaycı bir gülümsemeyle, "..erkek arkadaşın için çok mu korkuyorsun?"

"Ben..erkek..n-ne?!" Bir anda ne söylediğini fark edip bakışlarımı Jungkook'a çevirdim, o da bana bakıyordu ama gözlerinde hiçbir ifade yoktu. Utancımdan yerin dibine girmek üzereydim, kafamı hızlıca salladım,

"Hayır..ben..biz..şey—"

"Tamam Yeri.." dedi Seulgi gülümseyerek, "..reddetmeye çalışırken daha da batıyorsun."

"Hayır ama ben—"

"Hey.." Jungkook'un kadife sesini duyduğumda sustum. Jungkook yanıma yaklaşıp kolumu okşadı, "..önemli değil."

Hep beraber masanın etrafında toplandığımızda Jennie, hepimizin aklında olan soruyu sordu,

"Şimdi ne yapacağız?"

Jimin tabletini eline aldı ve birkaç işlem yaptıktan sonra masaya bıraktı, "Robotları—daha doğrusu cyborgları yani bizi istedikleri gibi programlayabilmek için çipi çıkarmalarına gerek yok. Sistem ağı üzerinden istedikleri gibi programlayabilirler—"

"Sisteme sızabilir misin?" diye sordu Jungkook. Jimin bu soruyla gözlerini devirdi,

"Hacker değilim ben. Sadece basit bir mühendisim. Bunun nesini anlamıyorsun?"

"Bu lanet olası işten kurtulmak için kapasitemizin üstüne çıkmamız gerek. Sen bunun neresini anlamıyorsun?"

Masada tansiyon yükselmeye başlamıştı. Bakışlarım endişe içinde bir Jimin'e bir Jungkook'a dönüyordu. Seulgi Jimin'in fazlasıyla sinirlendiğini anlayınca uzanıp elini tuttu,

"Tatlım..sakin ol.."

Jimin boşta olan elini saçlarının arasından sinirle geçirdi, "Senin gibi uzmanlaşmış bir cyborg değilim. Madem bu işi benden iyi biliyorsun, o zaman sen yapsana. Ama bir dakika.." diyip bir şey hatırlamış gibi yaptı, "..sen daha kamera kayıtlarını silmeyi bile bilmiyorsun."

Jungkook yumruklarını sertçe sıktı, "Sana silebileceğimi söylemiştim."

Korkuyla adını fısıldadım, "Jungkook."

"Ben de sana neler olabileceğini söylemiştim—"

O sırada Jungkook birden ayağa fırladı ve yumruğunu masaya geçirdi. Kolları metalden yapıldığı için masa ortadan iki yarılmıştı. Ağzım açılmış bir halde önümde ikiye parça halinde duran masaya bakıyordum.

"Bu işi sizinle nasıl becereceğiz çok merak ediyorum!" dedi Jungkook. Sonra da arkasını dönüp çadırdan çıktı.

"Bu gereksizdi." diye mırıldandı Seulgi Jimin'in elini tutmaya devam ederken.

[✓] nebula » jungriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin