Bölüm 17

536 56 32
                                    

Y/N: Bölüme multimedyadaki şarkıyı dinleyerek başlayın :")

.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.

Jungkook..gitmişti.

Üstümdeki yorganı fırlatarak ayağa kalktım ve kapıya koştum. Çıplak ayağımın sesi boş odada yankılanıyordu.

Ortak alana çıkar çıkmaz Jennie'yle karşılaştım. Hemen omuzlarından tutup sarstım,

"J-Jung..Jung.." Ağlamaktan kelimeleri toparlayamıyordum bile.. Jennie bu halimi görünce kaşlarını çattı ve beni kollarımdan tuttu,

"Ne oldu Yeri?" diye sordu endişeli gözlerle. Konuşabilmek için derin bir nefes aldım ve yutkundum,

"Jungkook.." dedim yanağımdan sessizce süzülen yaşları hissederken, "..Jungkook yok—"

"Yeri?"

Bana seslenen bu sesle gözlerimi kocaman açtım ve arkamı döndüm, Jungkook meraklı gözlerle beni süzüyordu. Ağladığımı fark ettiğinde kaşlarını çattı ve hızla yanıma geldi,

"Neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu?"

Jennie güldü, "Sevgilin kabus görmüş olmalı." dedi ve bizi yalnız bıraktı.

"Gitmemişsin.." diye fısıldadım. Gözlerimi gözlerinden bir saniye bile ayırmıyordum. Onu bir daha göremeyecek olma fikri bile delirmeme yetmişti.

"Gitmedim.." dedi Jungkook yüzümü ellerinin arasına alırken, "..gitmek istedim ama gidemedim."

"Tanrım..seni çok seviyorum." dedim sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım. Kokusunu içime çektim, onsuz tek hücrem bile kalmayana dek sarmalıydım onu..

"Aşk böcekleri sabah dozunuzu aldıysanız işe koyulmalıyız."

Namjoon'un sert sesini duyunca istemeden de olsa Jungkook'un kollarından ayrıldım, "Bugün ne yapacağız?"

"Yozlaşmışları ve aradığımız kaçak cyborgları bulmak için biraz dolaşsak fena olmayacak. Benimle iki kişi gelse yeterli. Bugünlük."

Jungkook'la ikimiz gidebilirdik ama benim burada olmam gerekiyordu. Burada kalıp çipleri çipleri nasıl çıkaracağımın üstüne çalışmalıydım.

"Ben gelirim." dedi Seulgi göz ucuyla Jimin'e bakarak. Jimin itiraz etmek için dudaklarını aralamıştı ki Seulgi kafasını sallayarak reddetti, Jimin'in burada kalmasını istiyordu.

"Ben de gelirim."

Namjoon Jennie'nin de gönüllüğü olduğunu duyunca Jimin ve Jungkook'a dönüp sinir bozucu bir şekilde güldü, "Bu iki kadın sizden daha cesur çıktı öyle mi?" dedi ve kendi kendine gülmeye devam etti, "..peki öyleyse, gidelim. Ama yarın benimle siz geliyorsunuz." dedi Jungkook'la beni işaret ederek.

Yarın diye bir gün varsa eğer..

Namjoon'la kızlar hazırlanıp çıktıktan sonra bir süre bekledik. Geri dönme ihtimalleri vardı, bu yüzden de dikkatli olmalıydık.

Oturduğum yerde stresten tırnaklarımı ısırmaya başlamıştım. Ne kadar ileri gittiğimin farkında olmadan acıyla sıçradım. O sırada mutfaktan çıkan Jungkook yanıma gelip oturdu ve elindeki hazır rameni bana uzattı,

"Yemen gereken şey bu. Tırnakların değil."

"Aç değilim."

"Yeri..yemen gerekiyor."

"Jungkook aç değilim!" diye bağırdım birden. Neden birden bu kadar sinirlediğimi anlamamıştım ama sanki içimden patlamayı bekleyen bir bomba vardı. Öfkemi püskürtecek yer arıyordum.

[✓] nebula » jungriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin