yatak sarsılınca uyandım ve gözlerimi açtığımda gördüğüm yeşil gözlerle kaşlarım çatıldı. kafamı etrafa çevirmek için hareket ettirdiğimde başıma giren acıyla olduğum gibi kaldım. Nerede olduğumu hatırlamaya başlamışken yeşil göz yüzüme üfleyerek konuşmaya başladı.
"Günaydın, akşamdan kalma seksiliğine sahip kız." tekrar yeşil göze baktığımda burnu burnumun ucuna değdi. bedenimin yan tarafında sıcaklığını hissedebiliyordum. uyku sersemliğimle başımın ağrısına razı gelerek doğruldum, tabi bu inlemedim demek değil. sersem gibiydim ve başımda kuru toprakta açılan çatlaklardan oluştuğunu hissediyordum. yataktan gelen gülme sesini uğultulu şekilde duydum. Gözlerim kararırken biri Omuzlarımdan yatağa bastırınca güce karşı koyamadım. parmaklarını alnıma bastırarak yuvarlaklar oluştururken gözlerimi yurdum. bir süre iyi gelmişti. parmaklar durduğunda ve yüzümün ortasında sıcak nefesi hissettiğimde gözlerimi açtım ve tam dibimde yine aynı yeşil gözleri gördüm. Beyaz pürüzsüz teni çok güzeldi. uyumaktan davul olmuş dudaklarımı birkaç santim öne uzatınca değmişti. başını ellerime almış iyice öpüşmeye dalmışken duyduğum kız sesiyle baş ağrım yine başlamıştı. Bu sefer çok değildi ama yüzüm ister istemez buruşuyordu.
"Sevgilimi çalmana izin veremem, sürtük!" bu Tony'di. alaylı siteminden sonra sevgilim dediği yeşil göze daha çok yumuldum. o sırada da yatağın sağ tarafının çöktüğünü hissediyordum. baş ağrım artarken çocuğun dudaklarına doğru inledim ve başındaki ellerimle kafasını yüzümden uzaklaştırdım.
"başımdaki çatlakları kapatacak bir Japon Yapıştırıcısı lazım."
ayağa kalktım ve mutfağa giderken arkamdan duyduğum gülme ve ıslık sesiyle durdum ve kendime baktım. üzerimde pembe, twity baskılı bir tişört ve kalçadan dar paçaları geniş erkek donu vardı. kim giydirmisti bunları bana? çatılan kaşlarım acıma acı katarken yüzümü ifadesizleştirip mutfağa girdim.
"bunları kim giydirdi bana?" dolaptaki ağrı kesiciyi yutup yatağa döndüm. Tony çocuğun üzerine yatmış, kollarını ve bacaklarını iki yana açmış başı da yeşil gözün çenesinin altındaydı. Onların yanına devrilirken yüzümü ifadesiz tutmaya devam ediyordum.
"ben giydirdim, kombinimi beğendin mi?" Tony.
"zevkine bayıldım." yeşil göz. sempatik bir çocuktu ama fazla yakışıklı sayılmazdı. orada aklıma george geldi.
"Geo Nerede?"
"Ahaha! yatağın yanına baksana!" benim tarafımda duvar olduğuna göre diğer tarafa eğilip baktım. çarşaf ayaklarına dolanmış çıplak bir şekilde uyuyordu. çok sert görünüyordu; iri kemikli ama zayıf olduğundan olsa gerek. istese aşırı ser olabilirdi ama karakteri buna uygun değildi. zaten sizle konuşurken pek cüssesine dikkat ettirmiyordu enerjisiyle. haline gülerek poposuna sert bir şaplak indirdim. sesi evde baya yankılandı. ardından gelen inleme de büyük yankı yapmıştı. Geo kızarttığım popsunu ovarken kufrederek kalktı. tepesinde sırıtarak dikildiğimi görünce gözlerini kısıp tek kaşını kaldırdı. dudağımı dişleyerek yatakta geri geri giderken ayağımdan yakaladı. ben birini kurtarmaya çalışırken ikincisini de kaptırdım ve Geo yatağın üstüne çıkarak ayaklarımı kaldırabildiği kadar yukarı çıkarınca üst bedenim yeşil gözün bacaklarına yapışmış kalçam sa havadaydı. bacakları sırtıma batarken ayaklarımın altı gıdıklanmaya başladı. ciyaklayarak kurtulmaya çalışıyordum bacaklarımı daha yukarı kaldırmaya çalışarak ama işe yaramıyordu. fotoğraf seslerini duyduğumda debelenmeyi bırakmadan geldiği yöne baktım. Tony elinde son model bir telefonla bizi çekiyordu. halimiz gerçekten komikti. birden ayağımın serbest kaldığını hissedince tepki olarak tam Geo ya tekneler savuracaktım ki biri koltuk altlarımdan beni geriye doğru çekti. tabi ki yeşil gözdü bu. beni bağdaş kurduğu bacaklarına oturttu ve kollarıyla beni sararak hareketsiz bıraktı.
"yeni tanıştığınız insanlara hep bu kadar kibar mı davranırsınız?"
"genelde evet. eylenmiyor musun yoksa?" Tony. fotoğraflara bakarak yatağa atladı. Geo da büyük ihtimalle tuvalete gitmişti.
"sen de her gördüğün seksi çocuğu şaplak atarak mı uyandırırsın?" yeşil göz.
"kıskandın mı yoksa? üzülme sana da sevgilin şaplak atar." kollarını gevsetmişti istesem kalkardım ama benim için hava hoştu. sifon sesini duyunca tuvaletim geldiğini fark ettim. kucağından kalkarak Geo nun boşalttığı tuvalete girdim.
⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙⊙
akşam Tony den aldığım yüksek bel kısa şortu ve siyah likralı atleti giymiştim. ayağımda her zamanki botlarım vardı, üzerime de evde bulduğum eski gibi görünen yeni deri ceketi aldım. ceket şortun kemer kısmının hemen altında bitiyordu. Bu tarz hep hoşuma gider. Geo erkenden gitmişti. biz de Tony ve yeşil gözle beraber dokuza doğru çıkmıştık. gün boyunca onlar yiyişmişlerdi ben de öyle sokaklarda gezmiş ve diğer eve dönüp haftaya gerçekleşecek büyük buluşmayla ilgili şeylerde Emma'ya yardım etmiştim.
bara girerken yesil gözün telefonunu çaldı ve yanıtlamak için bizden uzaklaştı. bardaki müzik zaman zamman hızlanan ve çoğalan yavaş ritmi ve arkada belli belirsiz gelen piyano solosuyla afrodizyak etkisi yapacak türdendi. dans pistinin ortalarına dağılmış silindir şeklindeki yüksekliklerin bazılarında direk bazılarında ise üstten sarkan çeşitli aletler veya halat vardı. etrafta da en az yukseltilerde olduğu kadar seksi kadınlar geziyordu garson niyetine. Burası tamamen erkeklerin zevkine göre döşenmişti. pek benim takılacağım türde bir yer değildi. aslında Geo nun da pek tarzı bir yer olmazdı, veya Tony nin. bara gidip taburelere oturduk. Geo garson kızın siparişlerini hazırlayıp ona verdikten sonra bize döndü.
"erken gelmişsiniz?"
"fazla durmayacağız, burayı sevmiyorum."
"ne halin varsa gör."
geo bize içki verip diger müşterilerle ilgilenmeye başladı. arkadan alkış sesleri yükselince Tony pek ilgilenmemişti ama ben arkamı döndüğümde yükseltilerden halatlı olan birine sarışın bir kadının çıktığını gördüm. aşırı zayıftı ve yüzünde olanca makyajla ilgi çekici, gizemliydi. önüme dönerken George'un da dikkatinin orada olduğunu fark ettim. anlamıştım. buraya bu kadın için geliyordu. gülümseyerek şarabımı içmeye devam ettim. Tony birilerinin salaklığından bahsederken bir anda sustu.
"panik yapmadan hızlı bir şekilde şurada ki koridora git hemen arkamda olacağım." Tony. telaşla bara dönünce ben de Etrafıma bakınarak gösterdiği yere gidiyordum. telaşlı yeşil gözlerle karşılaşınca bana gitmemi işaret etti. oyalanmadan seri adımlarla koridora girerken Geo ve Tony de bana yetişti.
"düşman mı baskın mı?"
"her ikisinden de biraz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
farklı bir yaşam tarzı
Macera"ben bunu yapamam!! senin gibi değilim." "benim gibi olmayabilirsin ama onlardan olmadığın da belli. sıkıldığını söyleyen sendin."