10

60 6 0
                                    

11.06.2015


Saat 23:44. Yağmur yağıyor. Küçük damlalar teker teker düşüyor inşaatın içine doğru ve sen gene oradasın. Yağmura aldırmıyor dışarı da evlerine kaçan insanlar gibi davranmıyorsun. Üstten alta; yola bakıyorsun. Arabanın geçtiğinde ki çıkardığı ıslak tekerlek sesleri, hızlıca koşturan insanların ayak sesleri ve gök gürültüsü. Yazın girişini özetleyen bir de yağmur yağmasına rağmen ki o hafif sıcak esinti.

Derin bir nefes alıyor, kafanı yukarı kaldırıp kıkırdıyorsun. Uzaktan görünen bu yarım gülüş içimde ki kanı fokur fokur oynatıyor, kaynayıp bütün vücuduma doğru yol almasını sağlıyordu ve bizler buna adrenalin diyorduk. Fiziksellik ve ruhsallık doğru orantılıydı. Birine bir zarar geldi mi diğeri de etkileniyordu, birine güzel bir şey hissettirdin mi diğeri de etkileniyordu. Ben sana dokunsam; ruhum duyguları devre dışı bırakacak bütün sistemimi kapatacaktı. Sana seni sevdiğimi söyleseydim; kalbimde amansızca atan kan 300 kilometre hızla dışarı akın edecekti. İki türlü de ölecektim, iki türlüde zarar görecektim ki bu yüzden doğru orantılıydı. 

Ama aklı olanlar umursamazdı. Aklı olan bir insan bunun kendisine zarar vereceğini bile bile yapmazdı ki çünkü kimse benim gibi takıntılı değildi. Aklı olmayanların sana bakınca akıllarına hayatı düşünmek, yargılamak gelmezdi.

Ve senin ufak bir kıkırdayan görünüşünü görmek benim düşünce sistemimi bozmaya yettiyse bende akıllı biri değildim. 

Zerresine kadar duymadığım senin sesin miydi beynimin her bir lobunda sevdiği bir şarkıymışcasına çalan? Yoksa sistemin bir hatası mıydı?


    🌑❄    

Bağımlı // JHKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin