15. BÖLÜM: "SON KEZ"

16.8K 1.2K 72
                                    

üzerimi değiştirip malzeme odasına doğru yürüdüm ve etrafımı kolaçan edip yavaşça içeri doğru süzüldüm. buradan direkt eğitim için çimenlik alana geçecektim. çok vaktim yoktu.

efla kapının hemen yanına yere çökmüş, dizlerini karnına doğru çekmiş ve yüzünü dizlerine kapatmıştı. eli sargılıydı ve burnundan soluyordu.

bir şey olmuştu.

hemen önüne çöküp ellerimi dizlerine koyarken telaşlıydım. dokunuşum üzerine irkildi.

yavaşça elini tutup parmak uçlarını okşadım.

"eline ne oldu?" diye sorduğumda sesim hafifçe titremişti.

efla başını kaldırıp yüzüme baktığında ifadesiz görünmeye çalışıyor gibi bir hali vardı. o an yüzünde bir yara bere olmadığını görünce az da olsa rahatlamıştım.

"dimitri her şeyi biliyor. hem de uzun süredir ama beni aptal yerine koyuyormuş aklınca. onu öldüresiye dövdüm... nick ve ben SSU'dan ayrıldık. bugün diğerlerine söyledik."

her şeyi bir anda öğrenmek fazla gelmişti. efla'nın dizlerine daha sıkı tutunup hazmetmeye çalıştım.

"dimitri kardeş olduğumuzu mu biliyor?"

"ve her gün gizli gizli burada buluştuğumuzu." dedi açıkça. bakışlarımı kaçırdım.

"SSU'dan neden ayrıldınız peki?"

"onların sikik ahmaklıklarıyla daha fazla uğraşamazdıkta ondan. fikirsizlikleri sabrımızı taşırmıştı artık."

"en iyisini yapmışsınız efla."

yavaşça başını sallayarak onayladı. ama bir şey daha vardı. söylemek istediği bir şey. yüzündeki tedirginliği benden gizleyemezdi.

"ama?" diye sordum gözlerinin içine bakarken. efla dudaklarını birbirine bastırdı.

"artık bu okulda kalamazsın erez. sana zarar vermek için her şeyi yapacaktır o kansız herif. sırf beni yıkmak için seni kullanmayı deneyecek."

yıkılır mısın ki sen? o kadar mı değerliyim efla? yıkılmayan seni yıkacak kadar.

"az önce üst teğmenden izin aldım. eve bugünden gidiyoruz. bütün eşyalarını topla çünkü bir daha geri dönmeyeceksin." dedi. üzgündü. gitmemi istemiyordu ama elindeki tek seçenek buydu. beni korumaya çalışıyordu. eğer burada olursam derslerine dikkatini veremeyecekti. eğer burada olursam düşünebildiği tek şey beni dimitri'den korumak olacaktı.

"tamam." dedim itaat ederek. ona her koşulda itaat eden yanım başta canımı sıksa da zamanla anlamıştım ki efla benim kötülüğüme olan hiçbir şey istemezdi. verdiği her karar güvenliğim içindi. ikimizinde iyi olmasının yollarını enine boyuna düşünüyordu. çok düşündüğünü biliyordum. beyninin bir dakika bile boş durmadığını uzaktan bakan biri bile fark edebilirdi.

efla başını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı. yutkunurken yavaşça hareket eden adem elması dünya üzerindeki en güzel görüntülerden biriydi.

"şimdi," dedi kısık bir sesle. ceketinin cebinden bir soğuk sandviç ve portakal suyu şişesi çıkardı. "son bir kez seni izleyebilir miyim... kahvaltını ederken?"

başımı önüme eğip sandviçin ambalajını çıkarmaya başladım. bir yandan da ağlamamak için çaba sarf ediyordum. ağlamak istiyordum. bu on beş dakikayı o kadar çok özleyecektim ki... babam ve abimi özlediğim kadar çok belki de... çünkü onlar gittiğinden beri ilk kez birinin beni bu kadar çok düşündüğünü hissediyordum. bu kadar çok sahip çıktığını. belki de... bu kadar çok sevdiğini.

EFLA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin