10. BÖLÜM: "ZITLIK"

19.7K 1.2K 78
                                    

"bu ela." diye fısıldadı efla kucağındaki küçük kızı öpücüklere boğarken. ablasının çocuğu olduğunu biliyordum ve down sendromluydu. annem birkaç kez telefonda bahsetmişti. dünyanın en sevecen ve kaprissiz çocuğu olduğunu ve çok sevimli olduğunu filan söylemişti. haklıydı da. efla'nın kucağına yerleşen küçük o kadar mutlu olmuştu ki yüzünde güller açıyordu resmen. efla ise tamamen ona odaklanmış gibiydi. telefonumu çıkarıp çaktırmadan fotoğraflarını çektim ve hızlıca cebime geri koydum.

"acaba ben de sarılabilir miyim?" diye sorduğumda efla hafifçe başını sallayıp çocuğu bana uzattı. hiç yabancılık çekmeden kollarını boynuma saran küçük kız kalbimi ısıttı.

"merhaba ela." dedim ona sarılarak.

"merhaba. senin adın ne?" diye sordu kedi gibi boynuma sokulurken.

"erez." diyerek tanıttım kendimi.

bir iki saat sonra annem ve koray amca eve gelmişti ve biz o zamana kadar efla'nın ablası burcu ile kaynaşmıştık bile. tabii bir de küçük ela ile.

aile sandığımdan daha iyi ve sıcakkanlı insanlardan oluşuyordu. onlara karşı önyargılı oluş sebebim annemi benden almışlar gibi hissedişim olabilirdi.

gecenin geri kalanında, geniş koltukta annemin kollarının arasına hapsedilip televizyon izledim. koray amca gerekli olmadıkça konuşmayan, ciddi ve ketum bir adamdı ama kesinlikle sert ya da sinir bozucu değildi. sadece klasik aile babasıydı işte. efla ela ile çaprazımdaki koltukta oturmuş kulağına doğru bir şeyler anlatıyordu küçük kızın. burcu abla ise mutfaktaydı. gece misafirleri (ki bunun ne demek olduğunu anlayamamıştım.) için kek ve biraz kurabiye yapacağını söylemişti. burcu ablanın eşi uzun yol şoförüydü ve uzun süre evde yalnız kalmaktan hoşlanmadığı için kocası yola çıktığında buraya geliyordu.

gece olduğunda herkes odasına çekildi ben buraya taşındığım için evin düzenini değiştirmişlerdi. önceden geniş oda geldikleri zamanlarda kalmaları için burcu abla ve ela'ya aitti ama şimdi onlar efla'nın biraz daha küçük olan odasına geçmiş efla ve ben de geniş odaya yerleşmiştik. okuldayken benim için yeni bir yatak ve kıyafet dolabı alınıp odaya konulmuştu bile. okuldaki gibi karşılıklı yataklarda uyuyacaktık kısaca. ama bu kez yüzlerimizin arasında daha uzun bir mesafe vardı.

eşyalarımı dolaba yerleştirirken efla ayakkabılarını bile çıkarmadan kendi yatağına uzanmış telefonuyla uğraşıyordu. büyük valizin altında kalan kitaplarımı çıkarıp yatağımın yanına küçük bir tepecik gibi dizdim. ardından kıyafetlerimi yerleştirmeye devam ettim. kitapları ne yapacağımı en son düşünecektim. belki de dolabın üstüne dizebilirdim ya da yatağımla dolabın arasında kalan küçük alana dizip duvara yaslayabilirdim.

"sana yardım edeyim."

ensemin hemen arkasından gelen sesle irkildim. efla kitapların bir kısmını alıp arka tarafta bir yere taşıdı, kendi kitaplığına.

"bunları buraya koyabiliriz yeterince yer var ki sığmazsa da ben birkaç kitabımı elden çıkarmayı düşünüyordum zaten." diye açıkladı kitapları boş rafa dizerken.

bakışlarım bir süre onda oyalandıktan sonra toparlanıp işime devam ettim.

boş valizi kapatıp ranzanın altına attığımda işim tamamen bitmişti. dönüp efla'nın yerleştirdiği kitaplara baktım. üst raflarda onun klasikleri ve ağır kitapları vardı. suç ve ceza, birkaç tane bilim kurgu klasiği, fareler ve insanlar, homo deus ve bir ton siyasi, psikolojik, kişisel gelişim kitabı. dördüncü rafın ortasında ise benimkiler başlıyordu. genç kurgu, fantastik aşk, tarihi aşk, erotik romance dolu üç buçuk raf daha. kendi kendime kıkırdamaya başladığımda üç buçukar raf olarak paylaştığımız bu kitaplığın aslında kişiliğimizi de simgelediğini düşündüm. birbirimize bu kitaplığın iki yarısı kadar zıttık.

efla alt raflardan boşalttığı ıvır zıvırı ranzasının altına tıkıştırırken başını kaldırıp bana baktı. bense kendimi durdurup kitaplığa doğru yürüdüm ve yarıda bırakmak zorunda kaldığım bir romanı alıp yatağıma geçerek okumaya başladım.

gecenin ilerleyen saatleri sessizdi. efla telefonuyla uğraştı bense kitap okudum. sonra birdenbire odanın camından bir tıklama sesi geldi. efla hızlıca yerinden kalkıp perdeyi araladı ve odanın camından geçen yangın merdiveninde bekleyen gençleri içeri aldı.

"gece misafirleri geldi!" diye türkçe bir şekilde şakıdı aralarındaki kızıl saçlı genç kız.

EFLA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin