BÖLÜM 15

8.6K 246 152
                                    

Multimedya - Bulut

Küçüklüğümden beri hayallerim olurdu. Bir hayalim gerçekleşmeden bir başka hayaller kurar dururdum. Şimdiye kadar hiçbir hayalim gerçekleşmedi. Mutlu bir aile hayal etmiştim mesela. Ama bu hayalim çoktan reddedilmişti zaten. Ama gerçekleşmeyeceğini bile bile bir sürü daha hayal kurmuştum. Bunlardan biri deli divane aşık olmaktı. Henüz gerçekleşmedi ama gerçekleşmeyeceği anlamına gelmiyor tabi ki. Bu hayalimin tam tersi oldu aslında. Ben aşık olmadım, beni takıntı haline getirip aşık olduğunu sanan bir adam var. Ve o adamla aynı evde yaşamak zorundayım. Öyle hissediyorum. İnsanı zorunda hissettiriyor. Bundan nasıl kurtulacağıma dair hiçbir fikrim yok. Birde Bulut var tabi ki kalp atışlarımı birden bire değiştiriyor, tıpkı şuan ki gibi. Dip dibeyiz kapıda kimin olduğunu göremiyorum. Kafamı uzatmaya da utanıyorum. Bulut hala gözlerimin içine bakıyordu. Hal böyleyken hareket etmek pek mümkün olmuyor tabi.

Çok ama çok tanıdık iki kız sesi duyduğumda resmen göbek atacaktım. Çünkü bunlara Cemre ve Ceylan'dan başkası değildi. Bulut'un etkisinden zor bela kurtulup ittim. Ceylan ben Bulut'un önünden çıkar çıkmaz gözlerini pörtletti.

Ceylan "Oha."

Cemre "Oha."

Kızlara mahcup bir şekilde bakıp Bulut'a hiç bakmadan kızların kollarından tutup dışarı çıktık. Kızlar şoktan olsa gerek konuşmuyorlardı.  Böyle sessiz,sessiz sınıfa girdik. Sınıfta ki herkes biz sınıfa girince sus pus olmuş direk bana bakıyorlardı. Hani kaçamak ,kaçamak da bakmıyorlardı. Direk bakıyorlardı. Sanırım dünkü olaylar yüzündendi. Milletin gözünde ne duruma düştüm acaba? Son 4-5 aydır belki daha fazla insanların gözüne çok batıyordum.  Kızlarla birlikte sıramıza geçip oturduk. Hala konuşmuyorlardı. Yanımıza Yağız gelince ağzımı açtığım gibi kapattım.

Yağız "Ne yapıyorsunuz kızlar?" Diye sorduğunda kızlar yeni kendilerine gelmişlerdi.

Cemre "Dün neler oldu? Bugünkü gördüğümüz görüntüler neydi Meyra?" Diye sorduğunda kaş göz yaparak Yağız'ı gösterdim. Arkasını dönüp baktığında tekrar önüne dönüp bana sonra görüşeceğiz bakışı attı. Ceylan samimi olmayan bir gülüş bahşetti Yağız'a. Sevmediğini biliyorduk, niye işkence çektiriyor kendine anlayamıyorum.

Ceylan "Hiç, öyle sohbet ediyorduk." Dediğinde Yağız yanağından öptü Ceylan'ın. İlk ders yine matematikti. Ve Bulut girecekti, ki girdi bile. Herkes, bende dahil ayağa kalkmıştık. 

Bulut "Günaydın." Dediğinde hep bir ağızdan 'sağ ol' diyerek oturduk. Onu görünce neden yine kalbim hızlanmaya başladı. Etkileniyor muyum ondan? Allah'ım ne olur olmasın. Derin bir nefes alıp çektim gözlerimi ondan.

Bulut "Bugün ders işlemeyeceğim. Yani serbestsiniz. Kafamı şişirmemek şartıyla." Diyerek masasına oturdu. Ve gözlerini bana dikti. Az önce çekmiştim gözlerimi ben ama yine dayanamadım. Sınıftan sevinç çığlığı yükseldi. Allah aşkına bugün okul yok demedi, ders boş dedi sadece. Bu ne çocukluk ya. Neyse sabah sabah sinirimi bozmak istemiyorum. Kolumdan dürtülmemle acıyla inledim. Yanımda ki cadaloza sinirle baktım.

"Ne var Cemre ya?"

Cemre "Anlat dinliyorum." Dediğinde gözlerimi açtım.

"Sınıfta olmaz, anlatamam. Duyan falan olur, hiç uğraşamam." Diyerek telefonumun kulaklığını takıp başımı sırama gömdüm. Ne garip değil mi? Aras'ın bana aldığı telefonu kullanıyorum ve telefonum diyebiliyorum. Birden bire nasıl değişti hayatım? Dört beş ay öncesine kadar Ne Aras'ı, ne de Bulut'u tanıyordum oysa. Sadece Cemre, Ceylan ve Utku vardı. Utku ile tanışmamızı hatırladım. Utku gerçekten çocuk gibiydi. Tabi tersi pisti. Sevdiklerine karşı çok iyiydi. Sanırım 5 ya da 6 sene önce olması gerekiyordu. Ben daha çocuktum. On üç yaşında falanım işte. Utku da 19 yaşlarında.

ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin