Kendi Hayatınızın Yazarı Olun

61 4 0
                                    

Hayatınızın en mutlu gününü düşünün sonra da 365 gününüzü böyle geçirdiğinizi düşleyin.

Birinin size bir kalem verdiğini düşünün. Ama bu kalem bildiğiniz kalemlerden değil. Kapağı kapalı, içini açıp ne kadar mürekkebinizin olduğunu göremeyeceğiniz bir kalem.

Ne kadar mürekkebiniz kaldığını da kontrol edemeyeceğiniz için, açıkçası işiniz biraz zor. Kaleminiz, siz daha birkaç cümle yazmışken bitebilir. Ama şanslıysanız her şeyi değiştirebilecek bir, belki de iki roman bile yazabilirsiniz. Bunu başlamadan bilemezsiniz.

Oyunun kurallarına göre, ne kadar yazabileceğinizi bilmenizin imkânı yok. Şansınızı denemekten başka çareniz yok.

Oyunun kuralları olmasına rağmen, bu kurallar sizi asla bir şey yapmaya zorlayamaz. Hiçbir şeyi riske atmayıp kalemi bir kenara atıp bir şey yazmadan da devam edebilirsiniz hayatınıza.

Peki ya siz, kalemi kullanmaya karar verirseniz onunla ne yapacaksınız? Oyununuzu nasıl oynamak istiyorsunuz?

Yazmaya başlamadan önce uzun uzun düşünüp kafanızda taslaklar oluşturarak mı yola çıkacaksınız? Planlarınız o kadar uzun ve ayrıntılı olacak ki belki de yazmaya asla vaktiniz kalmayacak mı?

Yoksa kalemi elinize alır almaz, hiç düşünmeden yazmaya mı başlayacaksınız? Kendinizi harflerin, hecelerin, kelimelerin, cümlelerin ve paragrafların ellerine teslim mı edeceksiniz?

Acaba bir sonraki kelimeyi yazarken mürekkep bitecek mi korkusuyla mı, yoksa kendinizi mürekkep asla bitmeyecek fikrine inandırarak mı yazacaksınız? Çünkü biliyorsunuz ki mürekkebin bitip bitmeyeceğini, bitecekse de ne zaman biteceğini bilmeniz mümkün değil.

Peki, ne hakkında yazmayı planlıyorsunuz? Sevgi mi? Aşk mı? Aile mi? Dostluk mu? Nefret mi? Şiddet mi? Eğlence mi? Pişmanlık mı? Ayrılık mı? Yaşam mı? Ölüm mü? Hiçbir şeyinizi mi yoksa her şeyinizi mi yazacaksınız?

Yalnızca kendinizi mutlu etmek için mi, yoksa başkalarını da mutlu etmek için de mi yazacaksınız? Belki de başkaları için ya da başkalarını yazıp kendinizi mutlu edecek misiniz?

El yazınız nasıl olacak? Özenli ve düzgün mü, yoksa gelişigüzel mi yazacaksınız? Kelimeleriniz ben buradayım dercesine okunaklı ve büyük mü olacak, yoksa titrek ve silik mi olacak? Cümleleriniz süslü ve ağır cümleler mi olacak, yoksa sade ve hafif mi?

Peki ya defteriniz nasıl olacak? Çizgili mi, çizgisiz mi? Çizgiliyse satırların arasında boşluk bırakacak mısınız, yoksa hiç satır atlamadan alt alta mı yazacaksınız? Çizgisizse düz bir çizgi hâlinde yazabilecek misiniz? Ya da düz yazmamayı önemsemeyecek misiniz?

Düşünecek ne kadar çok şey var, değil mi?

Şimdi size bir yaşam verildiğini düşünün...

Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle bir söz veririm: dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım.

Mahatma Gandhi...

Kahve Kokulu HikâyelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin