Oje

26 2 0
                                    

Yaptığımız, şeyi daha severek yapmamızı sağlamanın yolu onu eğlenceli hâle getirmek değil midir?

Katharine Graham

Üç çocuk doğurmuş ve yirmili yaşlarını çoktan geride bırakmış biri olarak, vücudumun oldukça kötü gözüktüğünü düşünüyordum. Bu yüzden de tatil için deniz kıyısında bir yere gittiğimizde, kumsaldaki manken gibi vücutlara sahip, doğum çatlakları ya da fazla kiloları olmayan yirmilik kızları gördükçe içten içe onları kıskanıyordum. Bir zamanlar onlar gibi olduğumu hatırlayıp üzülmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Çocuklar mayolarını giyip hazır olduklarında kocam Albert'a yalvaran gözlerle bakıp, "Çocukları denize sen götürür müsün?" dedim. "Bütün o güzel kızların önüne bu vücudumla mayo giyip çıkamam! Şu hâlime bir bak, ne kadar da çirkinim." Bana büyük bir şaşkınlıkla bakmasına rağmen hiçbir şey söylemeden çocukları plaja götürdü. Ben de en ufak çocuğumla birlikte bir yerde oturup zaman geçirdim.

O akşam Albert elinde ufak bir torba ile geldi. Torbanın içinden kırmızı renk bir oje çıkarttı! Neden böyle bir şey yaptığına anlam verememiştim. Şaşkın şaşkın yüzüne baktım.

"Ayak tırnaklarını boyayacağım," diyerek bana doğru yürümeye başladı.

"Ne yapacaksın?" diye hayretle sordum.

Çoraplarımı ayağımdan çıkartırken, "Tırnaklarını boyayacağım," diye tekrarladı.

Bu çok saçma diye düşündüm. Albert'ın aklında ne vardı acaba? Ben asla ayak tırnaklarıma oje sürmem ki hem...

Ama o, bu konuda son derece ısrarcıydı.

"Bunu neden yapıyorsun?" diye sordum.

Bir erkek olarak elinden geldiğince iyi bir şekilde ayak tırnaklarıma oje sürmeye çalışırken, "Çünkü senin tepeden tırnağa güzel bir kadın, hatta benim için yeryüzündeki en güzel kadın olduğunu bilmeni istiyorum," dedi.

On altı yıl boyunca her anımda ve her şeyde yanımda olan en büyük destekçime, Albert'a uzun uzun baktım. Kendimle ilgili kötü düşüncelerime hiçbir şey söylemeden, beni eleştirmeden, kendi yollarıyla bana ne kadar güzel olduğumu anlatmıştı. Beni her hâlimle beğenen bu erkeğe bakarken artık o kızları kıskanmadığımı fark ettim. İyi ki güzel vücutları vardı ve ben onları görüp kıskanmıştım. Bana gerçekleri gösterdikleri ve ne kadar güzel bir hayata sahip olduğumu fark etmemi sağladıkları için onlara minnettarım ve tabii ki Albert'a da.

Kahve Kokulu HikâyelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin