Seni Seviyorum Çünkü

41 3 0
                                    

Bir kadınla üç şey yapabilirsin: Ya onu seversin ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın.
Lawrence Durrel

Usul usul yağan kar, penceremizin kenarında birikirken, içimizi ısıtan şöminenin önünde sıcak çikolatalarımızı yudumlayıp birbirimize sarılarak aşkımızı fısıldadığımızı söyleyebilirim.

Evet, bunu söyleyebilirim ama bu, kocaman bir yalan olur.

Aralık başında yağan ilk karlar erimişti. Her yer çamur içindeydi ve ağaçlar da yapraklarını dökmüştü. Bu tablo, âdeta bizim ruh hâlimizi yansıtıyordu. İki ay önce bir oğlumuz olmuştu ve kocamla ben, onun hayatımıza getirdiği kocaman neşe ile uykusuz geçen günler yüzünden birbirimize zaman ayıramamanın verdiği endişe arasında bir yerlerde evliliğimizi sürdürüyorduk. Özellikle son birkaç haftadır, konuşmalarımız iki kuşun aşk şarkılarından çok, iki köpeğin hırlamasına benziyordu.

Altı haftalık doğum izninin hemen ardından işe geri dönmüştüm ve bir kadının, doğum sonrası yaşayabileceği tüm sendromları yaşıyordum. Aldığım kilolar yüzünden kendimi çok şişko, bebeğe bakmaktan kendimle ilgilenemediğim için de bakımsız hissediyordum. Kocam ise elinden bir şey gelmediği için suçluluk duyuyor ve benim davranışlarım yüzünden kendisini yabancılaşmış hissediyordu. Her sabah karşılaştığımızda birbirimize söylediğimiz birkaç kelime, kısa süren bir kucaklaşma ya da akşamları üstünkörü bir öpücük, her ikimizin de aslında ilgiye ihtiyacı olduğunu gösteriyordu.

Özellikle yorgunluktan bayılmak üzere olduğum bir günün sonunda, biricik bebeğimizin yanına uzanmış ve uykulu bir hâlde onun tombik yanaklarını, pamuk gibi yumuşak boynunu, minicik kolları ve çubuk kraker gibi görünen parmaklarını incelerken uyuyakalmışım. Birkaç saat sonra bebeğimin acıktığını belirtmek için çıkardığı seslere uyandım. Eşim, işten gelmiş ve yanıma uzanıp derin bir uykuya dalmıştı. Karnı doyar doymaz mışıl mışıl uyumaya devam eden oğlumu beşiğine yatırıp bir bardak su içmek için kalktım. Koridorda yavaşça yürüdüm, lambanın düğmesini çevirdim. Tam o sırada aile resmimize iliştirilmiş ilk notu gördüm: "Seni seviyorum... Çünkü biz bir aileyiz."

Bir an için nefesim kesildi. Uyku sersemi olarak hayal gördüğümü düşündüm ve yürümeye devam ettim. Hemen sonra koridorda gizemli bir maceranın içinde ilerlemeye başladım ve... İkinci not: "Seni seviyorum... Çünkü sen çok iyi kalpli bir kadınsın."

Daha sonraki yarım saat, evin içinde her köşeden yeni bir not toplayarak dolandım durdum. Banyodaki aynada: "Seni seviyorum... Çünkü sen çok güzelsin," yazıyordu. Okumak için masada bıraktığım sınav kâğıtlarımın üzerinde: "Seni seviyorum... Çünkü sen harika bir öğretmensin," notu vardı. Buzdolabının kapağındaki not: "Seni seviyorum... Çünkü sen çok lezzetli yemekler yapıyorsun," diyordu. Televizyonun, kitaplığın, dolapların, sokak kapısının üzerine notlar yapıştırılmıştı: "Seni seviyorum... Çünkü sen çok komiksin... Zekisin... Yaratıcısın... Bana her şeyi başarabilirmişim gibi hissettiriyorsun... Oğlumuzun annesisin." Nihayet en son notu yatak odamızın kapısında buldum: "Seni seviyorum... Çünkü sen bana evet dedin."

Tüm olup biten beni mest etmişti. Uykusuz geçen gecelerime, tüm sorunlarıma ilaç gibi gelmişti bu notlar. Yatağıma geri döndüm ve sevgili kocamın yanına sokuldum.

Güçlükler yaşamın bir parçasıdır ve siz bu güçlükleri paylaşmazsanız sevdiğiniz insana sizi ne denli sevdiğini gösterme şansı vermemiş olursunuz.

*******
Beğeniniz..

Kahve Kokulu HikâyelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin