11 "Family"

163 21 9
                                    

▷HAON, VINXEN - Bar Code (Prod. GroovyRoom)

Bazen kararlar almanız gerekir, büyük kararlar.

Bu büyük kararları nadiren alırsınız, hayati kararlardır çünkü. O kararlardan sonra sizin için bir dönüş noktası olmayacaktır ve hayatınız yeni bir rotaya girecektir.

Evet, belki tahmin etmişsinizdir. Bu karar sizin yetişkinliğe adım atmanız ve tamamen bir olgunlaşma sürecine girmeniz -ya da girememeniz- ile son bulacaktır.

Benimde o dönemimdi. Hala iyi yaptım mı, yapmadım mı bilmiyorum ama tek bildiğim bir şey varsa o da, bu karardan pişman olmadığımdır.

Bu zamana kadar başkalarının yönettiği hayattan kurtulmak için bir zemin hazırlamıştım zaten. Bir işe girmiş ve evi otel misali kullanmıştım başlangıç olarak mesela.

Gelin görün zemini hazırlasam bile, işleve geçememiş ve korkmuştum. Hayatımdaki en büyük sorunum ile karşı karşıyaydım çünkü. Ailemi kaybetmek istemiyordum ama asla benim bir ailem olmamıştı. Olmayan bir şeyi ne kadar berbat olursa olsun hayatta tutmak için çabalıyordum. Acınasıydı.

On sekiz yılımı bu yönde harcadıktan sonra sonunda yapmıştım. Kabûl, belki iç dünyamda toparlanmam biraz zaman almıştı. Biraz üzücü bir sondu, ya da burkuk.

Hayat mutlu sonlar ile süslenmemişti.

🍻

Uyandığımda karşılama komitesi misali gelen baş ağrısını her hücremde hissediyordum.

Nerede olduğumu, en son ne haltlar yediğimi hatırlayabilmek için bir süre etrafa boş gözler ile bakmıştım. Zihnim tamamen açıldığında ise yüzüme acı bir gülümseme yerleşmişti.

Bir daha o eve adımımı bile atmayacaktım.

Dün deli gibi içtikten sonra anne dediğim kadını misafirleri önünde rezil etmiş, ardından içimden geçenleri ve yıllardır tuttuklarımı dökmüştüm.

Doğrusu, üzgündüm. Kırgındım. Gerçek annemin kim olduğunu dahi bilmiyordum, ailem yoktu ve ben deli gibi aile sevgisi görmek istiyordum. Sanırım, bunula yaşamayı öğrenmem gerekiyordu. Hala kalbimi düzeltemiyordum ama içimde bir ferahlık vardı. Sanki, bütün o burkulmalara rağmen mutluydum. Bunun nedeni artık kendi mutluluğuma kendim karar verebilecek olmamdı muhtemelen.

Artık pişmanlık yoktu, artık yaşamam gereken bir gençliğim vardı ve ben daha fazla insanların beni önlemesine müsade etmeyecektim.

Herkesin acıları vardı ve benim acım ailemden gelmişti bana. Artık onlarda yoktu, mutlu olmamam için bir sebep göremiyordum. Onları atlatmıştım, özgürdüm. Bu düşünce beni gaza getirmiyor değildi. Her ne kadar on sekiz yıldır acı çekiyor olsam bile, bunu sonsuza kadar sürdüremezdim.

Acı ile oyalanarak hem özgürlüğün, hem de ileriye giden yolun önünü kapatabilirdim ve daha fazla bunu istemiyordum işte.

Bundan sonra hayatımı yaşayacaktım, hayaller kuracak ve gerçekleştirecektir, gülecektim, kahkaha atacak ve zamanımı gençler gibi geçirecektim. Hayat benimdi, kimse daha fazla beni bozamazdı. Benliğimdeki çocuğu hapishaneden çıkaracaktım, acılarımın bir şekilde üstesinden gelebilirdim. Zaman her şeyin ilacı değil miydi zaten?

voice; renjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin