7 "Heartbeat"

184 23 18
                                    

Boyce Avenue - Rise

Düşünüp durdum işte onu tüm gün boyunca.

Kahvemi yudumlarken, dumanı içime çekerken, boğazımı yakan sıvıyı aşağı yollarken, ödevimi yaparken, müzik dinlerken, çizim yaparken, uyandığımda, uyumadan önce, her anımda.

Nadiren ana teması olmadı düşüncelerimin ama her zaman farkındaydım, aklımın bir köşesinde, bir yerde o yine oradaydı.
Hatta rüyalarımın bile başrolü olmuştu o zamanla.

Neden bu denli kaptırmıştım kendimi? Neden durduramamıştım kendimi?
Yeni yeni anlıyordum aslında. Bu bir buçuk aylık sürede bir şey fark edebilmiştim sonunda.

Ben onu sevdiğim kadar, onu sevmeyi seviyordum.

🌃

Başımda yoğun bir ağrı, burun deliklerimi sonuna kadar dolduran B vitamininin kokusu ile gözlerimi aralamadan önce bile nerede olduğumu tahmin edebiliyordum.

Hastanedeydim.

Gözlerimi açmadan uyumaya devam etmek istiyordum, öylede yaptım zaten. Gözlerim kapalı, en son neler oldu onu hatırlamaya çalışıyordum.

Oraya bodoslama dalmıştım ve sonra kafama taşla vurmuşlardı. Ardından... Ardından...

Ne diye hatırlayamıyordum?

Bir saniye... Bayılmış olmalıydım. Eğer orada bayıldıysam Shinae'ye ne oldu? Shinae!


Daha demin uyumaya devam etmek isteyen ben aniden gözlerimi açmış apar-topar kalkmaya çalışmıştım. Tabii beni durdurmaya çalışan bir insanlar ile sonunda etrafıma bakma zahmetine girmiştim.

Beyaz, krem renklerinin hakim olduğu odada, Jeno, Jaemin, Mark hyung, Donghyuck, Chenle ve Jisung benimleydi.

"Shin-"

"O iyi, merak etme." dedi Jeno.

"Neler oldu?" herkesin üzerinde gezinen gözlerim yere kitlendiğinde sordum.

"Sen bir anda bayılınca, bir de üstüne kanı görünce o iki velet kaçmaya çalıştı. Tabii biz de tam o sırada oraya gelmiştik." yine Jeno cevaplamıştı.

"Ama var ya bir stress atmışız~" Jaemin, elini ıslık çalarken aynı düzede ilerletince gülmeden edemedim ve bizim çocuklara baktım.

"Mark hyung!"

"Seni serseri, ne diye kendine dikkat etmiyorsun?" Mark hyung saçlarımı hafifçe karıştırınca Donghyuck araya girmişti.

"Eheeey~~ Olgun bir yetişkin gibi davranma!"

"Yah! Serseri, ben zaten öyleyim." Mark hyungun bu sözlerinden sonra Jeno ve Jaemin bile göz devirmişti. Onlar ne alakaydı lan?

"Hyung... Endişelendik." Jisung mırıldandığında herkes çığlık atmaya başlamıştı, bende dahil. Tanrım!

"Aigoo~~ Bu çocuk aşırı tatlı!" Jaemin, Jisung'un üstüne atlayacağı sırada onu durdurdum. "İki dakika rahat durun lan," beni yoruyorlardı. "hem siz ne ara bu kadar kaynaştınız?"

"Bir fikrim yok ama iyiyiz ya!" dedi Chenle konuşurken o kadar anırmıştıki, o yunus sesi ortaya çıkmıştı. O çılgınlar gibi haykırırken herkes kulaklarını tıkamakla meşguldü. Ellerim kulaklarımdayken, parmaklarıma değen sargı bezi ile kafama dokundum, kafamın çevresini sarmışlardı. Haliyle, kocaman bir taşı o iki velet kafama geçirmişlerdi.

voice; renjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin