Gözlerimi açtığımda Kaan yatağımda oturmuş bana mal mal bakıyordu.WTF! bu çocuk neden odama izinsiz giriyor ve en nefret ettiğim şeylerden birini yapıyor?Evet uykuda ızlenmekten nefret ederim.Bir hışımla doğrulup hemen konuşmaya başladım.
"Sen kendini ne zannediyorsun.Ne hakla odama girip beni uyurken izlersin."(Son yaptıklarından sonra biraz yumuşak davranabilirdim ama nedense içimden gelmiyordu.Nedenini bana sormayın Queen Ash'e sorun)
"Ash odaya girdiğimde nefes alışverişin düzensizdi bir sorun var zannettim az önce de tam seni uyandıracaktım ki kendiliğinden uyandın.Ne zannettin burda otrup seni gerçekten izlediğimi mi?Üstüne üstlük seni o çocuğun elinden kurtarayım birde bu muameleye maruz kalayım."
Aslında çocuk şimdi doğru söylüyordu neden bağırmıştım ki sonuçta beni o Patrick lanetinin elinden kurtarmıştı.Bense onları ayırmak yerine arabayı alıp ordan gitmiştim.Kim bilir bilmediği sokakta neler yaşamıstı çocuk.Tam özürdileyecekken tekrar konuşmaya başladı konuşmaya mı hayır bana deli gibi bağırıyordu.
"Yeter artık Ashley geldiğimden beri tüm şımarıklıklarına,küstahlıklarına,ukala oluşuna katlanmaya çalışıyorum.Ama artık yeter.Şu lanet olası çenen başımı şişirmekten başka bir işe yaramıyor. Bilyorumsun bundan sonra seni lime lime doğrayacakların bilsem yinede yardımına koşmam.Bundan sonra eski Kaan'la tanışacaksın."
Söyledikleri karşısında tek kelime etmemiştim,edememiştim.Gözlerim dolmaya başladı.Kaan yıllar sonra bana bağıran ilk insandı.Bana kimse bağıramazdı.Hemen toparlanıp Kaan'a "Defol odamdan" diye bağırdım ve yüzümü yastığa gömdüm.arkamdan kapıyı kıracak derece kapatarak çıkan Kaan'ı duyup homurdandım.
Bu olanlar yetmiyor gibi birde aşağıdan Jasmin sürtüğü "Yemekler hazır!"diye bağırıyordu.Her akşam o kadınla aynı sofrada oturmak anneme haksızlıkmış gibi geliyordu.Ama yinede babamı özlediğim için yemeğe inecektim.Babam bir iş seyehatine çıkmıştı ve yaklaşık beş gündür görüşemiyorduk.Masada yerimi aldım.Kaan'da aşağı indi ve her zaman oturduğu yere karşıma oturmaktansa masanın en uç köşesine benden baya bi uzağa oturdu.Yüzünde öyle bir ifade vardı ki sanki şu ana kadar hiç tanışmadığım biri gibi davranıyordu.Sanki Kaan'dan bir frankenstein yaratmışım gibi hissediyordum kendinimi.Ama sanırım öylede yaptım.Yemekten kalktığımızda onula konuşmak için fırsat kolladım ama o kadar umursamaz gözüküyordu ki yanına gidip terslenmekten korktum.
Tam üç gün olmuştu geldiğinden beri benim gözüme bakan,uğraşan ukala ama tatlı,tatı mı?(hayır ne diyorum ben ya) o çocuk değilde tanımadığım biri gibi davranıyordu sanki o üç gün hayatımdan çıkınca yine eski sıkıcı hayatıma U dönüşü yapmıştım.Bu üç günlük arada okula ayrı gidiyorduk,ayrı dönüyorduk,eve geldimi odasından çıkmyıordu beyefendi ve geceleri dışardaydı eve gelmediği geceler bile olmuştu.Nerde olduğunu az çok tahmin ediyordum ve içim içimi yiyiyordu.Bende bu süreçte fazla ihmal edilmiş bir adet Berk'le zamanımı doya doya geçirdim.Ama artık gerçekten Kaan'la konuşmanın zamanı gelmişti.Kafeteryada tam karşımda oturuyordu hadi Queen Ash göreyim seni.
"Selam Kaan." Yüzüme bakmadı ciddiyim kafasını kaldırıp yüzüme bakmadı o kadar insanın kıkırdaşma sesleri kulaklarımı tırmalıyordu.Hayvan oğlu hayvan bir barışalım biz göstericem sana.Saçlarımdan tutup başını kaldıracaktım ki bir el elimi sertçe geriye fırlattı.Kız bizim okulun sürtüklerinden Sude'ydi düşündüğüm şey olamazdı değilmi hayır.Kız
"Ben geldim aşkım" deyince resmen kitlendim.Daha bunun şokunu atlatamamışken kız Kaan'ın dudaklarını vantuzlayıp geri çekildi.Bana noluyordu bilmiyorum.Tek bildiğim bir şey vardı o da Sude'nin saçını başını yolmak.
MERHABA ARKADAŞLAR MULTIMEDIA DA PATRİCK VE ASHLEY VAR.VOTE VE YORUMLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM OKUYUCU SAYIMIZ GİTTİKÇE ARTIYOR VE BİZ BU DURUMDAN ÇOK HOŞNUTUZ.SADECE BİRŞEY RİCA EDİCEM OKUYANLAR VOTELERİNİZİ BİZDEN ESİRGEMEYİN :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARPIŞMA
Humor©Tüm telif hakları saklıdır. Ergen bir kızı gibi görünen Ash. Bir yandada olgun bir Ash. Onunve Kaan'ın hikayesini öğrenince ne tepki vereceğinizi şaşırtacak bir hikaye.