Sude'yi gördüğümde içim sıkıştı. Neler olduğunu anlayamamıştım. Sude bana zafer benim diyen bakışlar atarken Kaan ifdesiz bir şekilde bana bakıyordu. İşte o zaman gerçek anlamda üzüldüğümü farketmiştim. Gözlerimin yandığını hissettim ve hemen arkamı dönüp arabama ilerledim. Böyle birşey beklemiyordum gerçekten. Sadece Kaan ile küstüğümüzü düşünmüştüm ama o değişmişti. Arkasında yaşlı gözler bırakmıştı. Bana çok uzaktı. Bedenen çok yakın olmamıza rağmen sanki aramızda kilometrelerce uzalık vardı. Tamam Kaan bana öyle davranıyorsa benimde ona karşı tavırlarımım değişmesi gerekirdi.
Sude küçükken benim en yakın arkadaşlarımdan birisiydi. Küçükken yediğimiz içtiğimiz bir giderdi. Birbirimizden ayrılamazdık. Yani bu benim düşüncemdi. Hani bazı zamanlar gelir dostlaarın seni sırtından bıçaklarlar ya o oldu. Sude de Patrick'i seviyordu. Fakat benim haberim yoktu. Belki önceden söyleseydi böyle durumlar olmazdı. Ben Patrick'e bağlandım zamanlar hep içinde kin, öfke, nefret barındırıyormuş. Patrick'in o gün öpüştüğü kız ise Sude idi. O olaydan sonrada yüzüne bakmamıştım. Zaten o da benim suratıma bakmaya cesaret edemedi fakat şimdi neden yine benim sevdiğimi elimden almaya çalışıyordu ki. Neden? Bana düşman mıydı? İntikam mı almak istiyordu? Yeterince intikamını almamış mıydı zaten ? Neden hep üzülen taraf bendim? Neden hep kırılan bendim? Allah biliyor ya kırıldığım kadar kırmadım. Sevdiğim kadar sevilmedim. Ve en önemlisi de değer verdiğim kadar değer bulmadım.
Kaan'a karşı duygularım başkaydı neden olduğunu bilmiyorum. Ondan nefret ediyordum fakat ona bağımlıydım. Bir tür sigara kullanıcısı gibi. Bu benzetme hiç hoş değil biliyorum. Sigara dünyada ki en lanetli , en iğrenç , en katil madde. Kaan ise beni kendi dünyasına çeken -aydınlık mı yoksa karanlık mı olduğubu bilemiyorum- dünya tanrılarına andıran ela gözlü bir insandı. Bir insan nasıl başka bir insanı üçyüz altmış derece döndürebilirdi ki?
Koridordan geçerken bütün gözler bendeydi çünkü kızaran o lanet gözler yüzünden herkes bana bakıyordu. Hışımla herkese çarparak arabama ilerledim. Kapıyı sertçe kapattım. Okuldan son sürat bir şekilde çıktım. Bu lanet okuldan bugün kurtulmak zorundaydım.
Bilmediğim bir yolda bilmem kaç sürat ile ilerliyordum. Gözyaşlarım ise benden bağımsız bir şekilde hareket ediyordu. Gelen korna sesleri beni hiçbir şekilde ilgilendirmiyordu. İşte huzur bulduğum yere gelince başımı direksiyona yasladım ve içimde olan nefreti, acıyı , üzüntüyü bağırarak attım. Biraz kendimi toplayınca dışarı çıktım.
İşte benim yerim . Ama bu sefer farklıydı veni rahatlatmıyordu. Yanımda duran çınar ağacım ve karşımda duran mükemmel ötesi doğa . Hiçbiri işime yaramıyordu. Sadece izledim, ağladım. Ardından kendime bir kural koydum. Sana değer vermeyene asla ve asla sende değer vermeyeceksin. Bu dünyada her ne yapılıyorsa karşılıklıdır.
Arabama atladım . Bugün eve gitmek istemiyordum. Bir otel ayarladım ve otele yol aldım.
Odaya girdim. Oda fena sayılmazdı. Krem ve açık kahverengi tonları odaya sahipti. Duşa girdim. Giyindikten sonra yatağıma yattım. Gözlerimi kapattım.
BERK
Ash yoktu. Nerdeydi? Nerede olabilirdi? Hangi halta girmişti? İlk başlarda Kaan ile kavga ettiker zannetmiştim fakat dört gündür yoktu. NE-RE-DEY-Dİ!!? Ne yapmıştı? Kaan ona ne yapmıştı? Kaan ise durmadan her yeri arıyordu bunu fark ediyordum ama kimse onu aramıyor diye biliyor nedense bu işi gizli yapıyor ama bunu anlamayacak kadar salak değildim.
Sonra telefonum çaldı. Arayan Ash'ti.
"Ash nerdesin ? Nerdesin? Nerdesin canım söyle hemen seni alıyım."
"Berk beni merak etme iyiyim. "
Dedi ve telefonu kapattı. İnanmıyordum iyi değildi. Sesi her zamankinden daha kötüydü yalan söylüyordu. Onu aradığı yerden bulabilirdim . Ardından bu işten anlayan birkaç arkadaşıma sorduktan sonra Ash'in nerde olduğunu öğrendim.
----------------
Merhaba gençliiik! Ben Deniz! Evet arkadaşlar bir bölümün sonuna geldiik. Yazım yanlışlarım ve imla yanlışlarım yüzünden özür dilerim telefondan yazıyorum. Neyse .
Biliyorum bölümler çok düzensiz ilerliyor. Hikaye yazmak sorumluluk gerektirir. Ben bu sorumluluğa uyamıyorum fakat hikayeyi sürekli yazamıyorum . Nedeni ise iyi bir yazı çıkamıyorum. İçimden bir heves geldiğinde daha güzel bir bölüm oluyor.
Sizi çok seviyorum. Yorumlarınızı ve beğenmediğiniz yerleri söyleyin lütfen ve lütfen. Kişiliğimiz hariç hikaye ile ilgili herşeyi eleştirebilirsiniz. Eleştiriye her zaman açığız.Multimedia da Ashley var.
Bir daha ki bölüme görüşmek üzere!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARPIŞMA
Humor©Tüm telif hakları saklıdır. Ergen bir kızı gibi görünen Ash. Bir yandada olgun bir Ash. Onunve Kaan'ın hikayesini öğrenince ne tepki vereceğinizi şaşırtacak bir hikaye.