Yokluğunu hissettiğim ilk gündü. Yatağımıza uzanmış sigaramı içerken tek düşündüğüm şey sigaranın külünü üstüme düşürmemekti. Sigaramın bitmesi ile uykum geldi, yorganın içine girdim, yastığımı düzelttim. Gözlerimi kapattım, dudaklarımı araladım ama uyuyamadım. Bir terslik vardı, beni uykumdan alı koyan bir şey vardı. Biraz düşündükten sonra sorunu bulmuştum, odanın ışığı hala yanıyordu. O an anladım artık sen yoktun. Sen yoktun sen olsan ışık sönmüş olurdu çünkü yatağa hep benden sonra girerdin. Işığı söndürür yanıma yatardın. Artık sen yoktun yarısını bile dolduramadığım çift kişilik yatakta tek başımaydım. Kuşlar kadar özgürdüm, o ana kadar. Şimdi eşyaların gidince boş kalmış odamızda ışıklar altında yapayalnızdım. Senden sonra birini bulurdum galiba. Günümüz insanları sevmek değil sevilmek istiyor çünkü. Elbet sevecek birini bulurdum senin kadar olmasa da elbet biri bulunurdu. Kalktım ışığı söndürdüm yatağa girdim gözlerimi kapattım. Yarın sevecek birini bulurum dedim kendime. Şimdi sadece uykuya ihtiyacım var.