20. yaşıma girdim. 10 yıl sonra tekrar sıfırdan başladım. Saçlarımı kestim, terlik giymeye başladım. Hayatımdan gereksiz insanları çıkardım. Artık 3 arkadaşım falan var. Birçok işte çalıştım tuvalet temizledim ayaklarım şişti, gece eve yürürken ağladım ve emek bilincini anladım. Hayatıma giren kadınların hangisinin beni gerçekten sevdiğini geç olsada anladım. Artık yoklar kimisi başkasıyla mutlu kimisi hala aşık kimisi düşman. Sevmediğim, tanımadığım, yüzünü ilk defa gördüğüm kadınlarla birlikte oldum. Hiçbir şey hissetmedim. Teomanın şarkısını anladım. Aşkı hala anlamadım ama aklımda fikirler oluştu. Dövmeler yaptırdım. Saati 5 liraya 8 saat çalışıp para biriktirdim. Benim için anlamı olan şeyleri dövme yaptırdım. İnsanlar sorduğunda hiçbir zaman gerçek anlamlarını söylemedim. Çünkü anıların önemini ve güzelliğini anladım. Bi rakı masasında arkadaşımla içerken ağladım, maskelerimi çıkardım attım. Gerçek yüzümü gören ilk insan belki oydu. Gözlerim açıldı o gün. Gerçekleri gördüm insanların maskelerinin altında yatan gerçekleri görmeye başladım. Dost kime denirmiş onu öğrendim. Saçımı başımı kıyafetlerimi umursamamaya başladım. Önemli olan maskelerinin altında kalanlarmış onu öğrendim. Yalnız kaldım hala da yalnızım. Seni seviyorum dediklerim gitti, kardeşim dediklerim gitti. Ailem hep kaldı. Ailenin ne demek olduğunu öğrendim. Aşka küstüm senden bana hayır yok dedim. Aşktan kaçtım, nerde bulsam kaçtım beni sevdiğini bildiğim insana aşktan korktuğum için uzak kaldım hep kaçtım. En son aşksız yaşayamayacağımı anladım. Aşk için illa birine ihtiyacım olmadığını düşünmeye başladım. Yazdım çizdim gezdim gördüm. Ama sonra yapamadım. Dağdaki taşa, uçan kuşa, duvardaki yazıya aşkla bakmak beni tatmin etmedi. Bana seni lazım seni dedim eve kapandım. Ağladım, kaybettiklerime ağladım. Hala da ağlarım. Çünkü ağlamanın kötü bir şey olmadığını öğrendim. İntiharı düşündüm her şeyi hazırladım. Kapımı kitledim sandalyemi çektim. Yapamadım, yapamadım çünkü yaşamın, yaşamanın kıymetini öğrendim.