25/06/2011
Sevgilim,
Geçen bir yıl boyunca seni gördüğüm seferin sayısı bir elin parmağını geçmez. Nasıl özledim bir bilsen. Aklımı kaçıracağı sandım.
Bu bir yıl içinde çok şey değişti. Ergenliğin etkileriyle hızlı bir büyüme sürecine girdim. Boyum hayli uzamıştı. İstemsizce senin boyunla karşılaştırmalar yapıyordum. Hayallerimde hep kollarının arasında küçücük kalacağımı düşlerdim ama şu an bu pek mümkün değil. Sonra da bu fikre güldüm sanki bize engel olan tek şey buymuş gib söyleyivermişim. Halbuki sayısız neden sunabilirdim sana ama muhtemel en büyük neden senin tamamen düz olmandı.
Ya da ben öyle sanıyordum.
Sıcak haziran ayının yine sıcaktan kaynattığı bir gündü. Tıpkı damarlarımda kaynayan kan gibi... Birkaç arkadaşımdan yıl içinde gizlice gittikleri bar maceralarını dinlemiştim. Dedim ya ergenim işte en zor dönemlerim. O gün aniden gelen cesaretle kendimi şehrin en çok tercih edilen barlarının olduğu sokakta bulmuştum.
Saat henüz geç olmamasına rağmen yalpalayarak yürüyen onlarca insanın arasında zor zahmet yürüyordum. Kızlar yanıma gelip bir şeyler fısıldıyordu. Tüylerim ürpermişti. Midemdeki kasılmadan bahsetmiyorum bile.
Sağdan soldan sigara olup olmadığını yoklamak için uzanan yabancı ellerden kurtulmaya çalışırken iri bir el belimden yakalamıştı beni. Ah sen olmanı öyle isterdim ki... "İlgi alanına girmediğiniz bu kadar belliyken neden yapışıyorsunuz?" diye sormuştu kızlara doğru. Korku boğazımı bir el gibi sardı. Ne demek istiyordu? "Gel benimle." Diye çekti beni ve daha karanlık bir ara sokağa doğru sürüklendim.
Aklımdan onlarca senaryo geçti. Dövülebilirdim, taciz edilebilirdim hatta öldürülebilirdim ama aklımdan bir gay barın önünde duracağımız hiç geçmemişti. Yabancı adam çok olağan bir şeymiş gibi beni çekmeye devam edip içeriye soktu. Kapıdakiler yaşımı sorma gereği bile duymamıştı. Yanımdaki iri yabancının bunun nedeni olduğunu anladım.
"Ben düzüm." Dedim yabancının ellerinden sıyrılıp. Pis bir gülümseme sundu bana. "Tabi öyledir."
Cebinden çıkardığı sigara paketini bana uzattı. Hemen reddettim. O ise umursamadan bir tane yakıp dudaklarına yerleştirdi.
Burada ne işim olduğundan başlayarak benim hakkımdaki her şeyi sordu. Ve ben ona her şeyi anlattım. Bana birkaç içki ısmarlamıştı. Her şey güzeldi. Adının Chanyeol olduğunu öğrendim. Erkek arkadaşı –sanırım adı Baek gibi bir şeydi- onu aldattığı üçüncü seferde kabul etmemesi gerektiğini anlatıyordu. Çünkü dördüncüye aldatılmıştı. Gece hızla ilerledi. Onun hakkında her şeyi öğrendim. Sinema bölümünde okuyordu, senarist olmayı istiyordu, basketbolu seviyordu, iki köpeği vardı, tek yaşıyordu ve diğer bütün ıvır zıvırlar...
O an düşündüm.
Seninle değil de onunla olmak ne kolay olurdu.
Yeni tanışmamıza rağmen nazikti. Kaslı kollarıyla bana asılan herkesi itip belime sarılıyordu. Belki de kafam iyiydi çünkü bunu düşüneceğimi hiç sanmamıştım.
Senden başka biriyle olma fikrini...
Bu fikir kalbimi sıkıştırmıştı.
Yaktığı n. Sigaradan derin bir nefes çekti. İlgiyle onu izledim. Daha önce hiç içmemiştim. O an sanki bunu düşündüğümü anlamış gibi iri kemikle parmaklarını dudağıma doğru yönlendirdi. En fazla ne olabilir ki? Diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Odnoliub / Sekai
Short StorySevgilim, ben bugünü tam on bir yıl bekledim. Gereken sadece bir yıl daha. Sana bir yıl boyunca mektup yollayacağım. Her biri yanımdaki dolabın küçük çekmecesinde gideceği günü bekliyor. Neden hepsini bir seferde postalamadığımı sorma. Sorma çünkü o...