Bu bölüm sana geliyor...
🌸🍭❤️
🥕🥕🥕
"Şimdi hepiniz beni dinleyecek ve gerçek her ne ise bizzat benim ağzımdan duyacaksınız. Duyduklarınızı değiştirmemek ve çarpıtmamak kaydıyla herkese söylemekte ve her yere yatmakta özgürsünüz. Anlıyor musunuz?"
Jongin ellerini öğretmen masasına sertçe vurdu. Bedeni öne doğru eğilmiş, ifadesi ciddiyetle gerilmişti. Dudakları balık gibi büzülmüş şaşkın tombul sevdiği ise kapının ağzında onu seyrediyordu. Kyungsoo'ya her şeyin yolunda olduğuna dair güvence veren sıcacık bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Onu gördüğü ve görür görmez vurulduğu o ilk andan bu yana ilk defa gerçek bir adım atıyordu. Heyecandan kalbi patlayacaktı.
Sınıfı dolduran öğrencilerden biri bir adım öne çıkıp "Neler oluyor Jongin? Neden bahsediyorsun sen?" diye sordu.
"Şu gördüğünüz kişi," dedi parmağı ile Kyungsoo'yu işaret ederken, "hepimizin sınıf arkadaşı Do Kyungsoo, yani benim hoşlandığım çocuk. Evet ben Kim Jongin, Do Kyungsoo'dan hoşlanıyorum. Hatta uzun bir süredir, ta liseye başladığım ilk günden beridir ona tek taraflı olarak aşığım. Kyungsoo'nunsa ne benim duygularımdan haberi var ne de böyle bir niyeti. Yine de bu ondan vazgeçtiğim anlamına gelmiyor tabi ki. Eğer onu üzen olursa emin olsun ki ben de o kişiyi üzerim. Yemin ederim ki bunu yaparım. Bu yüzden Kyungsoo hakkında kötü sözler söyleyen, çirkin yalanlar atan ya da asılsız dedikodu çıkaran varsa içinizde ayağını denk alsın."
Bütün sınıf soluğunu tutmuş hayretle Jongin'i dinliyordu. Hiç kimse duyduklarına inanmak istemiyor, hala bir umut bütün bunların berbat bir kamera şakası olduğunu duymayı bekliyordu.
Ne yani Jongin Kyungsoo'ya mı aşıktı? Hem de tek taraflı! Kim inanırdı ki böyle bir yalana? Güzel biri yakışıklı birine aşık olmalıydı. Herkes kendine yakışan ya da yakıştırılan kimselerle sevgili olmalıydı. Kyungsoo Jongin'e hiç yakışmıyordu. Birlikte berbat ötesi görünüyorlardı. Jongin o tiple daha iyilerine layıktı.
Sınıfın çoğunluğunun düşüncesi bu ve benzeri şekildeydi. Herkes Jongin'in Kyungsoo'dan daha iyi birine layık olduğu ve Jongin'in kendine yazık ettiği konusunda hemfikirdi. Diğer fikirler bunun etrafında şekilleniyordu.
"Jongin şaka yapıyorsan söyleyim karşim. Hiç komik değilsin. Hiçbirimiz gülmüyoruz." dedi erkeklerden biri. Jongin ondan tarafa kızgın bir bakış attı. Şaka yapıyor gibi mi duruyordu Allah aşkına! Ciddiye alınmak, asıl aşık olanın ve ötekine yapışmaya çalışanın Kyungsoo değil de kendisi olduğunu anlamaları için daha ne yapması gerekiyordu?!
"Sevindim, çünkü şaka yapmıyorum. Sözlerimde son derece ciddiyim."
Kıskançlıktan kriz geçirecek gibi görünen sınıfın en güzel kızı Cindy, incecik beline ulaşan güçlü siyah saçlarıyla oynarken aslında sakinleşmeye çalışıyordu.
Jongin'i tanırdı, o çok iyi biriydi ve dış görünüşüne bakmadan ihtiyacı olan herkese yardım ederdi. Böyle de yüce gönüllüydü işte fakat bu sefer fazla ileri gitmişti. Sırf Kyungsoo'yu hakkında çıkan dedikodulardan korumak için böylesine ileri gitmek akıl karı değildi. Jongin bu denli aptalca davranmış, kusursuz imajını kimseyle konuşmayan tuhaf bir şişko yüzünden mahvediyor olamazdı.
"Onu korumak için böyle söylüyorsun değil mi? Kyungsoo hakkında konuşulanları duydun ve onu korumak için bu yalanı uydurdun. Ama izin ver Jongin seni uyarayım. Bu şekilde Kyungsoo'yu daha zor bir duruma sokuyorsun. Şimdi onunla daha çok uğraşacaklar. Seninle çıkmak isteyen kızlar onu sıkıştıracak. Sana zarar veremeyen erkekler ona saldıracak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Havuçlu Tarçınlı
Historia Corta"Umarım bir gün Kim Jongin gibi biri olabilirim." -Masum bir Kyungsoo, şapşal bir Jongin-