11❤️

1K 147 124
                                    

İlk arkadaş buluşmalarına sevgilisi Tao, sınıf arkadaşı Sehun ve komşusu Luhan'ı da getiren Kris Wu, Kyungsoo'yu Tao ile arasına alıp mıncıklamaya başlayınca zavallı aşık Kim Jongin masanın en köşesinde dudaklarını sarkıtarak tıpkı istediği oyuncak alınmayan şımarık çocukların yaptığı gibi surat astı. Şaka bir yana dokunsalar ağlayacak haldeydi.

Ki zaten çok da dayanamadı bu hale ve suskunluğunu bozup patlayıverdi.

"Tamam ama yeter yahu. Erkek arkadaşımı bana geri verin artık."

Şapşal oğlanın dudaklarını büze büze sızlanması üzerine masada oturan istisnasız herkes kahkahalarla güldü, çünkü Jongin yakışıklı popüler çocuk imajının aksine soğan gibi bir oğlandı ve kıskanç erkek arkadaş halleri ile oldukça sevimliydi, Kris Wu ise tek kaşını kaldırıp Kyungsoo'ya döndü. Diğerlerinin aksine kahkaha atıyor değildi ama onun yüzünde dahi hafif bir tebessüm vardı.

"Pekala sen seç Kyungsoo. Burada kalmak mı yoksa Jongin'in yanı mı?"

Tombul oğlan Kris'in sorusuna cevaben hiç tereddüt etmeden ve zerre vakit kaybetmeden Jongin'in yanını işaret edince esmer güzeli Jongin gururlu kazlar gibi göğsünü kabarttı. Açıkçası Jongin de dahil kimse onun bunu yapacağını beklemiyordu. Zira sevimli olduğu kadar öngörülemezdi de Kyungsoo. Tabi her ne yaparsa yapsın bir şekilde herkesin gönlünü yeniden ve daha büyük kazanmayı beceriyordu. Bu hem inanılmaz hem de büyüleyiciydi.

"Sizinle oturmak da güzel ama Jongin'in yanında oturmak da güzel."

Kyungsoo kırılan kimse olmasın diye kendini açıklama yapmak zorunda hissetti. Çünkü Kris ve sevgilisi Tao onu yanlış anlayıp alınabilir, onlarla oturmayı sevmediğini sanabilirdi ama bu asla doğru değildi çünkü Kyungsoo onları sahiden çok ama çok sevmişti. Yine de Jongin'i en çok sevdiğinden özlüyor, biraz da onun yanında oturmak istiyordu.

"Vay canına. Oldukça açık sözlüsün Kyungsoo. Bizi şaşırttın." dedi Tao. Bakışları takdir ettiğini belli eder şekilde sevgi ve saygı doluydu.

Havuç kokulu oğlan Tao'dan yana döndükten sonra ciddiyetini hiç bozmadan anlattı doğru bildiğini. "Annem bana yalan söylemenin çok kötü olduğunu söyledi. Hem yalancıları kimse sevmez."

Kris, oğlanın yanağından makas alırken Tao da daha fazla dayanamayarak diğer yanağa sıkı bir öpücük kondurdu. Bunun üzerine Luhan ile Sehun burada fena halde haksızlık yapıldığını, Kyungsoo'nun bütün gün boyunca Krisle Tao arasında oturmasından bahsediyorlar, çoktan kendi sıralarının geldiğini söyleyerek kavga başlattı.

Jongin masada patlak veren karmaşayı izlemek yerine başını kollarına gömüp "Hepinizden nefret ediyorum." diye ilan etti. Kyungsoo'nun arkadaş edinmeyi ne denli çok istediğini biliyor ve onun mutlu olmasını kendi mutluluğundan bile çok önemsiyordu ki zaten sırf bu yüzden bugün buraya getirmişti onu ama şu saniye bu kararından delice pişmandı.

Aslında belki de yanlış olan kararı değil arkadaşlarıydı. Çünkü Jongin'e göre masada oturan şu aptal dörtlüden bir kişi bile akıllı ve normal değildi. Öyle olsa zaten tatlı sevgilisini elinden alıp mıncıklama yarışına girmezlerdi. Tamam Kyungsoo'nun nasıl da karşı konulamaz bir moçilikte olduğunu, tombul yanaklarının dokununca nasıl da puf puf ettiğini ve kalp dudişlerinin nasıl da yumuş yumuş hissettirdiğini o da pekala biliyordu. Yine de...

Yine de buna hakları yoktu işte.

"Ben de Kim Jongin isem ben bu oyunu bozarım. Kyungsoo kalk gidiyoruz."
[Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu]

Yumruğunu masaya vurup ayağa kalkan delikanlı, tatlı sevdiceğini de aldığı gibi ardına bir kez bile bakmadan kafeyi hışımla terk etti.

"Jongin ne oldu neden öyle yaptın? Kızdın mı yoksa?"

Havuçlu TarçınlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin