☂24. Bölüm☀

29.3K 1.8K 208
                                    

Şoku atlattığımda hemen oturur pozisyona geldim, "Şey... Kerem... yani Yiğit için geldiydik bu odaya... Sonra-"

"Sonra banyonun gideri tıkandı." dedi Kerem, "Ben de gelin boş verin, yatıp uyuyalım dedim."

Ben daha çok utanır, Şerife Teyzenin araştıran gözleriyle yerime sinerken; Süleyman Amca, Kerem ve Yiğit kahkaha atarak gülmeye başlamıştı. 

***

"Şey..." deyip yataktan kalktım, başım önüme eğikti. Ben kalkınca gülüşmeler sona erdi, "Ben mutfağı temizleyeyim. Kirli kirli bıraktım... Temizleyeyim. Mutfağı yani..."

"Kiraz." diye seslendi Kerem ama dönüp bakamadım. Utancımdan yerin dibine girmiştim ama o bir de üstüne espri yapmıştı. Utanacağımı düşünemiyor muydu, yoksa umursamıyor muydu?

Kapıya gelince Süleyman Amca hemen çekildi ama Şerife Teyze yerinden kımıldamadı. Gözlerimi bir anlık kaldırınca, bana dik dik ve sorgularcasına baktığını gördüm, "Şey... pardon." deyip kenardan geçtim. 

Mutfağa girdiğimde, peşimden Kerem de girdi. 

"Kiraz..?" derken sesi hem yumuşak hem de telaşlıydı. 

"Kerem, gergin ve üzgünüm. O yüzden lütfen git." deyip masadaki bulaşıkları toplayıp lavaboya götürmeye başladım. Bir an durup baktı ve elimi tutup işlerden alıkoydu beni. 

"Kiraz, sakinleşir misin?" dedi tatlı tatlı ve ben gerildim. Elimi çekip kurtardım. 

"Sakinim ben." dedim dişlerimin arasından. "Git artık."

"Neye canın sıkıldı?"

Gerçekten anlamamış mıydı? Neden göremiyordu beni? Neden, neye üzülüp neye sevineceğimi çözemiyordu? Gözlerimde hayal kırıklığıyla baktım ona, "Gerçekte soruyor musun bunu?"

"Annemle babam yüzündense, canını sıkmana hiç gerek yok. Ben onlara olayı açıklarım."

"Nasıl açıklayacaksın? Yine espri mi yapacaksın?" dedim alayla. "Gerek yok, benimle ilgili konuları nasıl alaya aldığını ilk esprinde anlamıştır onlar."

Elimi tuttu yine ama bu kez sertti. "Espri yaparken, amacım seni aşağılamak değildi."

"Ama aşağılandım!" dedim öfkeyle, "Sen erkeksin, hiçbir zaman yargılanmadın, o yüzden anlayamazsın beni!" dedim, gözlerim dolmuştu. "Bakışlardaki yargılamalar sana değil, bana gelir. Yatakta sarmaş dolaş yatmak seni 'kötü' yapmaz ama beni yapar!"

"Kiraz, yanlış düşünüyorsun. Annemle babam asla yargılamaz seni."

"Ama ben kendimi yargılıyorum. Ben kendime kızıyorum, anlıyor musun? Ben bir erkeğe dokunacak, evli olmadan onu öpecek bir kadın değilim Kerem. Seni görünce heyecanlanamam. Seninle ilgili hayaller kuramam ben!"

"Kiraz, bunlar gayet normal şeyler."

"Bunlar, Tahsin'in beni yıllarca suçladığı şeyler." dedim sesimdeki titreme yüzünden zar zor. "Onun beni itham ettiği kadınım ben şu an. Senin yanındayken, kendimden ödün veriyorum. Karakterimde olmayan şeyler yapıyorum." Elimi tekrar çektim. "Bana, her önüne gelen dokunamaz!"

"Ben her önüne gelen değilim. Ben Kerem'im. Senin arkadaşın, kurtarıcın, can yoldaşınım."

Daha cevap veremeden Yiğit girdi içeri, bize masum masum baktı, "Ne oldu?"

"Bir şey yok." dedik ikimiz aynı anda. 

"Kiraz abla, su verir misin?" deyince gülümsemeye çalıştım. "Tabii Paşa." Küçük bardağa su doldurup verdim. İçince bardağı geri verdi, "Parka gidecek miyiz?"

Güneşli Günler GelecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin