Wu Yifan'a neden çocukken düştüğümü hiç bilmiyorum. Benim hoşlanacağım bir tip olduğunu kimse dışarıdan bakınca düşünmez, hatta genel olarak ben de kendi kendime ölürsem yalnızlıktan olur herhalde diye düşünüyordum. Küçüktüm, çocuktum, ergendim de denebilir aslında. Saçlarını sevmiştim, dik duruşu hoşuma gitmişti ve daima derslerde söz aldığı zaman dimdik duruyor, hafifçe gülümsüyor ve kendinden emin bir şekilde tane tane konuşuyordu. Herkes ona büyülenmiş bir şekilde bakardı, her zaman yüzde elli bir haklıydı, onunla tartışmaya girmek istemezdiniz, aslında girseniz bile hiçbir zaman üzücü bir yıkım olmazdı. Daima haklı olduğunu kabul ederdiniz işte.Genel olarak öğle aralarında jelibonlarını yemeye bayılırdı, koca cüssesine karşı minik ayıcıklı jelibonlar yiyordu ve bu beni neden bilmiyorum ama gülümsetiyordu. Bazen derste kendimi onu izlerken buluyordum, onu izlediğimi farkettiğimde ise kendime kızıp hemen önüme dönüyordum. Keşke ben de yürekli biri olabilseydim, keşke en başından hislerimi ona açıkça söyleyebilme şansım olsaydı, belki o zaman daha az üzülürdüm, üzülerek daha da güçlenirdim ya da belki, bir ihtimal mutlu olabilirdik, belki beni seçerdi.
Şu yaşıma gelmiş hala bunları düşünüyorken, artık bir şeyler hissedemiyordum ama. Eskiden karnımdan başlayıp kalbime doğru bükülen ya da beni tırmıklayan bir şey olurdu orda nefes alamıyormuş gibi olurdum, bazen uyku tutmazdı geceleri ama artık nedense Wu Yifan'ı düşünürken pek bir şey hissedemiyorum.
Chanyeol, şarkısını söyleyip ve benim yüreğimi burkan o kelimeleri söyledikten yaklaşık yarım saat sonra koltuğumda kıvrılıp uyumuştı. Uyurken, küçücük görünüyordu, daima çok bol şeyler giyerdi, uzun ve yapılı olduğu için kaldırabiliyordu, ben öyle şeyler giyindiğimde ise olduğumdan daha kısa ve küçük göründüğümü söylerdi annem, onun sözünü dinler giyinmezdim. Chanyeol ise uyurken, bol hoodiesiyle, büzüşmüş bir şekilde koltuğumda uyurken, kaşlarını çatmış ve dudaklarını büzmüş bir şekilde düzenli nefesler alırken, onu bebeğe benzetiyorum. Küçük bir çocuk bile değil, resmen bebeğe benziyor işte. Pembe saçları önüne düşmüş, gözlerimi ondan alamıyorum. Sanki parıldıyor. Her zaman öyledir zaten. Biriyle konuşurken, sokakta hayvanlara yardım ederken, kütüphanede kitap okurken, kankisi profesörle konuşurken,onunla konuşurken biraz da kızarır çünkü onu güzel buluyormuş, ve benimle ilgilendiği zaman da parıldıyor. Etrafa mutluluk saçıyor, ben ne kadar karamsarsam o ise o kadar kafaya takmıyor hiçbir şeyi. Ama hiçbir zaman da beni eleştirmiyor. Beni olduğum gibi sevdiğini biliyorum, her gün bana güzel göründüğümü söylüyor, ama yapmacık biri değil, biliyorum. Güzel görünmesem bile ona güzel geldiğim için öyle diyor. Gülümsüyorum. Çünkü gördüğüm, görüp görebileceğim en mükemmel insan olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman bunu itiraf etmedim, edemedim ama şu an uyurken ve düşüncelerime dalmışken sadece söyleyebiliyorum. Kendime itiraf etmek her zaman zor olmuştur ama konu Chanyeol olunca biraz daha zor oluyor ama başarabiliyorum.
Ve her zamanki gibi yine düşünüyorum, neden vazgeçmiyor benden? Ona hiçbir şey vaat etmiyorum, sıkıcı biriyim, onunla çoğu zaman konuşmuyorum, ne onun kadar kültürlü, ne onun kadar neşeli ne de yaşayacak güç buluyorum. Ama ne olursa olsun beni sevmekten asla vazgeçmiyor.
Korkuyorum aslında, geçen gün ben sinirle ağlarken ve Yifan'dan bahsederken, evi terkedeceğinden ölesiye korkmuştum. Benden vazgeçmesi beni korkutuyor, işte o karnımdan yüreğime doğru biri tırmıklıyormuş hissi Chanyeol'un beni bırakacağını düşündüğümde beliriyor. Çok korkuyorum, yalnız olmaktan korkuyorum, kabullenmekten ve bazı şeylerden vazgeçmekten korkuyorum ama yavaş yavaş aşacağımı düşünüyorum artık.
Chanyeol mırıldanarak, esneyerek ve bacaklarını açıp biraz da beni tekmeyelerek doğrulduğunda, gözlerini yavaş yavaş kırpıştırıyor. Gülümsüyor ve koltuğa yüzünü yaslıyor. Mayışmış bir şekilde gülümserken, ne yapacağımı şaşırıyorum. Pembe saçlarıyla yüzüme bakarken ve doğrudan uyku mahmurluğuyla bana gülümserken ne yapacağımı şaşırıyorum işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yüzümde hüzünden gölgeler var //chansoo
Fanfiction"Kyungsoo," "Hey Kyungsoo!" "Kyungsoo-yahhhh." "NE VAR ULAN NE VAR SABAHTAN BERİ KULAĞIMIN DİBİNDE CAR CAR?!" "Seni seviyorum."