BÖLÜM 4: " YENİ HAYAT "

27 4 0
                                    

"Ne demek hesaplarında hiçbir hareketlilik yok! Bir buçuk aydır ortada yok ve bankadan hiç para çekmemiş mi? Nasıl yaşıyor o zaman? Benden bir şey saklıyorsan seni mahvederim. Tamam, tamam kapat."

Bir buçuk ay! Tek bir telefon bile etmemişti. Sadece gitmeden önce bıraktığı el yazısıyla yazılmış bir not.

"Burada, geçmişten kalanların arasında yaşamaya devam edemem. Ufaklık ve benim için yollara düşme vakti belki de çoktan gelmiştir. Ortak bir "tanıdığımız" da bizimle geliyor. Biz istesek de istemesek de bir süre daha peşimizden ayrılmayacak. En azından onunla sen olmadan uzlaşmayı ya da onu yenmeyi öğrenebilirim. Annene ve babaannene sevgilerimi ilet. Onlarla vedalaşamadığım için üzgün olduğumu söyle. Ve seninle de vedalaşamadığım için üzgünüm. Tüm yaptıklarına, özellikle de beni yok yere bir akıl hastanesine yollamana rağmen senden nefret etmiyorum, evet sana kızgınım. Çok kırgınım! Ama sen benim tek dostum ve çocukluk aşkımdın. Artık veda etmeliyim. Hoşça kal asker. Bir daha görüşmemek üzere."

Notu belki de otuz kez okumuştu belki bir ipucu bulma ümidiyle. Ama yoktu. Nereye gittiğine dair en ufak bir ipucu bile yoktu. Sadece gitmişti. Kaçmıştı hatta. "Tek dostum ve çocukluk aşkımdın." Gözleri sürekli aynı satıra takılıp duruyordu. O gidince işine dört elle sarılmış ve bulabildiği her imkanda onu aramıştı. Tahminleri doğruysa otostop çekmiş olamazdı. Kimse yanında köpeği olan bir kadını arabasına almak istemezdi. Tabii kötü düşünen birkaç adam her zaman çıkardı ama Aslı zeki bir kadındı ve kendini tehlikeye atmazdı. Yolcu trenleri ya da otobüs garlarından adına bilet kesilmemişti. Otobüs seçeneğini anında elemişti zaten. Ama kullanabileceği tek araç trendi. Belki de eskiden beraber izledikleri o özgür ruhlu insanlar gibi bir yük trenine atlamıştı. Nasıl gitmiş olursa olsun yokluğu Atilla'nın içinde büyüyen bir kara delik gibi gün geçtikçe derinleşiyordu. "Akıl hastanesine yollamana rağmen," diyordu. Oysa bunu onun iyiliği için yapmıştı. Zarar görmesin diye yapmıştı ama belki de en çok zararı yine o vermişti. Aramaktan asla vazgeçmeyecekti. Ve bulmaya da kararlıydı. Bunca yıl, beraber geçirilen yaz tatilleri, ailecek kutlanılan bayramlar, hep gözünün önüne geliyor ve kendisine hayranlıkla bakan kızı nasıl olup da o zaman fark edemediğini anlamıyordu.

Oysa kaçak hayatı sürmenin ayrı bir eğlencesi vardı. Bir yük treninden diğerine başlayan yolculuk uzak bir kasabada nihayete ermişti. Ormanı olmayan bir kasaba bulunca artık durması gerektiğini anlamıştı. Tren durunca Ufaklık'la beraber inmiş ve yeni bir hayat kurmak için buradan daha güzel bir yer bulamayacağını düşünmüştü. Böyle ufak kasabalarda yabancılar hemen dikkat çekerdi. Bu yabancı yük treniyle yolculuk yapan bir evsiz ise ve yanında da sevecen bir köpek varsa daha da dikkat çekerdi. Birkaç gün bir otelde kalacak parası vardı. Peki bir otel bulabilecek miydi? İşte en büyük problem buydu. Haftalardır yoldaydı ve evinden yeterince uzaklaştığını düşünüyordu. Cep telefonunu sürekli kapalı tutuyor ve bankadaki parasına dokunmuyordu. Atilla'nın peşine düşeceğini biliyor ama bulunmak istemiyordu.

"Henüz değil. Hayaletimle hesaplaşmadan olmaz," diye geçirdi içinden. Sırt çantasını yüklenip kasabada dolaşmaya başladı. Bir otel buldu ama hesaba katmadığı bir şey ortaya çıkmıştı. Köpeklerin girmesi yasaktı. Çaresizce dolaşmaya devam ederken bir emlakçı gördü. Biraz tereddütle de olsa kapıdan içeri girdi. Ofis olarak düzenlenmiş odada  kıvırcık, siyah saçlı kırklı yaşlarda bir kadın oturuyordu. Sandalyesinin ardında anahtarların asılı olduğu bir pano vardı duvarda.

"Merhaba."

"Merhaba, hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?"

Aslı kadının karşısındaki sandalyelerden birine oturdu. Ufaklık da sahibinin ayaklarının dibine uzandı hemen.

"Benim adım Aslı. Sema Hanım ben kasabaya bu sabah geldim ve kalacak bir yere ihtiyacım var."

"Adımı nereden biliyorsunuz?"

"Dışarıda tabelada yazıyordu. Sizi şaşırttıysam kusuruma bakmayın."

"Affedersiniz Aslı hanım bazen biraz paranoyaklaşıyorum."

"Sorun değil. Bu aralar bende de aynı problem var. Ben kalacak bir yer arıyorum. Para sıkıntı değil. Ama gördüğünüz gibi bir köpeğim var ve otelde kalmam imkansız."

"Aslında elimde bir süredir boş kalan bir ev var. Ama kasabanın biraz dışındadır. İnsanlardan uzakta."

"Hiç fark etmez. Hemen yerleşebilir miyim?"

"Bu ne acele Aslı hanım? Önce evi görseydiniz."

"Gerçekten uzun zamandır yoldayım Sema hanım. Ve artık biraz dinlemek istiyorum."

"Peki arabam dışarıda hemen gidelim o zaman."

"Sağ olun."

Sema hanımın arabasıyla kırk dakikalık yolculuğun sonunda kasabaya bakan bir tepeye ulaşmışlardı. Tam tepede çok güzel bir ev vardı. Ana bina üç katlıydı ve ek olarak bitişikte kule benzeri bir eklenti daha vardı. Yol boyunca Sema Hanıma ev hakkında genel sorular sormuştu. Çevresi güvenli mi, ücreti ne kadar vs... Evi görünce fiyatın neden bu kadar düşük olduğunu sormadan edememişti.

"Vay canına!"

"Anlattığım kadar varmış değil mi?"

"Çok daha güzel. Ama neden bu kadar uygun bir fiyatı var?"

"Ev sahibi her zaman bu fiyatı verir. İlginç bir adam ben de yüz yüze tanışamadım henüz. Hadi evi gezdireyim size."

İçi de dışı kadar güzel ve bakımlıydı. Sema hanım anlatmaya devam ediyordu.

"Eve telefonu daha yeni bağlattım. Buralarda elektrik pek kesilmez ama kesildi mi de uzun süre gelmez. O yüzden her zaman mum vardır dolapta. Yatak odaları üst katta. Salonda bir şömine var ve kullanılabilir durumda. Arka bahçede açık bir havuz var ama biraz temizlenmesi lazım. Ayrıca acil bir durum olursa ambulans helikopterin numarası rehberde kayıtlı. Benim anlatacaklarım bu kadar. Sizin sorunuz var mı?"

"İşlemleri ne zaman halledebiliriz?"

"Kalıyor musunuz?"

"Elbette."

"İşlem evrakları yanımda. Arabadan getireyim hemen."

Kadın çıkar çıkmaz mutfak tarafından soğuk bir esinti başladı. Esintinin kaynağı az sonra kendini gösterdi. Uzun boylu bir siluet mutfakta durmuş kendisine gülümsüyordu. Bu "Kurt Çocuğun" hayaleti değildi. Sema hanım içeri geri gelince gülümseyerek kayboldu.

"Aslı iyi misin?"

"Evet. Sanırım bu evi çok seveceğim. Alışmakta zorlanmayacağım."

Bu evde alışık olduğu pek çok "siluet" görmeye hazır hissediyordu kendini. Peki hepsi gülümseyen  bu hayalet kadar iyi niyetli miydi? Bunu zaman gösterecekti. Elbette o kadar zamanı olursa.

KASABA : KİTAP 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin