Kendi yatağımda uyanmanın nasıl bir şey olduğunu unutmaya başlamıştım, bu hatırlatma iyi oldu. Anılarımın dolaştığı bu ev benim için bir korunak mıydı? Belki. Ama beni sonsuza dek koruyamazdı. Bu ev birçok ruha ev sahipliği yapmıştı ve şimdi onların peşimdeki ruha karşı beni koruyacağını ümit etmek belki de çok akıllıca değildi. Ben de gitmeye karar verdim. Kamp yapmak için aldığım büyük sırt çantasına gerekli kıyafetleri, biraz yiyecek ve cüzdanımı aldım. Ufaklık, yanında olamadığım aylarda oldukça büyümüştü. Onu yanıma alacaksam şehirler arası otobüsleri listeden eleyebilirdim. Araba kiralamak da bana göre değildi. İzimi bulması için Atilla'ya ekmek kırıntısı bırakmak istemiyordum. Onu biraz vicdan azabıyla bırakmak benim için eğlenceli bile olabilirdi. Eğer peşimdekinden ölesiye kaçacak olmasaydım. Büyük sırt çantasında yenmeye hazır tok tutucu yiyeceklerin yanında Ufaklık için de yiyecek vardı. Kendi el yazımla hızlıca bir not karalayıp gece karanlığında Atilla'nın kapısından içeri attım. Ufaklık uyandırılmaktan hoşnut değildi ama yürüyüşe çıkmaktan her zaman hoşlanırdı. Sırt çantasıyla küçük kasabamdan uzaklaşırken dönüp arkama bakmadım. Belki de baksam bana el sallayan ve gözlerinde intikam barındıran soluk bir çocuğun silüetini görecektim. Ama bakmadım. Korkudan kilitlenip kalırdım bu kez ve Medusa'nın taşlaştırdığı o heykellerden birine dönüşürdüm. Ufaklık dönüp baktı ve tek bir kez kesik bir şekilde havladı.
"Hadi Ufaklık. Herkesi uyandırmadan gidelim. Sen, ben ve Kurt Çocuk."
Tren garına vardığımızda hava aydınlanmıştı ama hala soğuktu. Yolcu treninde yer bulamamıştık ama harekete hazır bir yük treni vardı. Makinist gideceğim yeri sorduğunda; "Neresi olursa," dedim. Bilet parasını verebileceğimi söyledim ama paramı almadı.
"Nasıl olsa oraya gidiyorum. Ha bir kişi fazla bir kişi eksik."
Yarısı samanla dolu vagonlardan birine yerleştik. Hani şu filmlerdeki yarı açık vagonlardan biriydi. İşte gidiyoruz. Nereye olduğu önemli değil sadece uzaklaşıyoruz. Evime ilk kez döndüğümde otobüsün camından izlemiştim manzarayı. Şimdi arada hiçbir engel yok. Doğa ve ben. Elveda lanetli ruh... Elveda kalan tek dostum ve düşmanım Atilla... Geri dönmem belki imkansız değildi ama uzun zaman alacağı kesindi. O zamana kadar elveda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABA : KİTAP 2
ParanormalneSorunlar devam ediyor. Aslı nereye gidecek? Atilla onu bulabilecek mi?