BÖLÜM 6 : "ANI MEZARLIĞI"

32 3 0
                                    

"Çok zaman geçti üzerinden. Belki yüzyıldan da uzundur yaşamım. Bir yapıdan fazlası burası kimine göre. Yuva oldu bazen birilerine. Sayısız insan geçti topraklarından, kimisi geçemedi gömülüp kaldı buraya. Kendi evlerinden uzakta, buranın karanlığında daldılar son uykularına. Siz doğmadan vardım ben bu dünyada ama karanlık akıyordu damarlarımda. Bir Anka kuşu değildim belki. Ama yanıp geri geldim küllerimden. Varlığımı bu eve bağladım bilmeden. Sonra o geldi. Emlakçı Kadın. İnsanları getirdi buraya. Bir yazar getirmişti önce; daha doğrusu o öyle zannediyordu. Adam deliydi en az benim kadar. Ve aklı başındaydı da aynı zamanda senin kadar. Peşinde bir şeyler vardı geçmişinden gelen ve geleceğine giden. Yazık; intihar etti. Sonra bir aile getirdi buraya. Yaşlı kadın için ne çok üzülmüştüm. İyi biriydi o. Peşinden yaşlı bir adam geldi. İşte o gerçek bir yazardı. Ama uykusuzluk ona hayaller gördürüyordu. Bir hayal kurdu beyni onun için ama yaşayan gelişen bir hayal. Başına bela oldu sonra. Emlakçı Kadın bana yeni misafirler getirdi hep. Sonları da hep aynı oldu aslında. Kendileriyle yüzleştiler ve en derin korkularıyla. Kimisi kabul edip ayrıldı kimisi kapalı kaldı topraklarda. Ben kendi karanlığıma çektim ölenleri kalanlarsa ışıklarını taşıdılar. Ben Karanlığa Sürgün'üm. Sen belki de benim son imtihanım son ziyaretçim. Karanlıklar Evi'ne hoş geldin."

Aslı elbette dinlediği bu hikayenin tamamını Sema Hanıma anlatamazdı. Bu evin bir anılar mezarlığı olduğunu bu şekilde anlatamazdı. Basitçe uzun zamandır burada olduğundan ve gelip geçmiş birkaç misafirden bahsetti. Yemekleri bitmiş yağmur durmuştu. Sema Hanım için gitme vakti gelmişti. Aslı kadını kapıdan geçirirken bir kez daha şansını denedi.

"Kalmak istemediğinize emin misiniz Sema hanım? Yollar dediğiniz kadar kötüyse..."

"Bu yollar da en az benim kadar yaşlıdır Aslı. Ben onları iyi bilirim tüm hayatım burada geçti. Sana iyi geceler."

Kadının arabası uzaklaşırken farları son bir kez aydınlattı tüm evi ve araziyi. Yakınlarda bir orman vardı; ağaçlardan oluşan bir koro rüzgarla şarkı söylüyorlardı.

"Daha çok bir ayin düzenliyor gibiler."

Aslı kapıyı kilitleyip iki kere kontrol ettikten sonra sırayla tüm odaları gezip pencereleri kontrol etti. Ev, dışarıdan gelecek tehditlere karşı dayanıklıydı ama onun beklediği tehdit zaten evin içindeydi ve onu buradan göndermek çok zor hatta belki de imkansızdı. Yüzünü göstermekten ısrarla kaçınan varlık hikayesini de üstü kapalı bir şekilde anlatmıştı. O Karanlığa Sürgündü. Kendisine böyle diyordu. Tüm vücudu öyle derin yanıklarla kaplıydı ki...

"Hayır, hayır yanık değil sadece. Tüm vücudu sanki jel gibi bir şeyle kaplıydı."

Ve bastığı yerde kısa süreli bir iz bırakıyordu. Bir hayaletten fazlası olmalıydı. Bir insandan ve bir hayaletten farklıydı. Ama yaşayan ya da ölü olan hiçbir şeye benzemiyordu. Aslı odasına çıktı bugün için yeterince yorulmuştu zaten daha fazlasına ihtiyacı yoktu. Ama odasına çıkıp da yatağının üzerinde oturan hayaleti gördüğünde tüm ümitleri yıkıldı. Işıklar birden bire tek tek patlayıp karanlığa gömdüler odayı. Telefonun ışığını açtığındaysa yatakta hiç kimse yoktu. Sadece hafif bir küf kokusu... Uzun zamandır havalandırılmamış eski bir ev gibi kokuyordu. Ya da diğer taraftan gelen bir ziyaretçi gibi. Arkalarında daima bu kokuyu bırakıyorlardı. Gözlerini kapatıp kendini yatağa bıraktı. Evdeki ilk korkunç geceyi atlatırsa sorunun çözüleceğini düşünüyordu. Neyse ki Ufaklık imdadına yetişti ve ayak ucuna yatıp uyumaya devam etti.

KASABA : KİTAP 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin