Bölüm-1

655 88 35
                                    

                                                           ''Bazı duygular her zaman vardır onları hissedebilirsiniz hep oradadırlar ancak öyleleri vardır ki hissedersiniz ama neden orada olduğunu bilemezsiniz sadece oradadırlar.''

 

            Bu sabah uyandığımda yine her zamanki günlerden biriydi. En azından ben öyle hissediyordum. Sanki hayatımı ertesi günün olması için yaşıyormuş gibi geliyordu bana çoğu zaman. Ve eğer sırtınızda kanatlarınız varsa ve bu herkesinkinden farklıysa bu pekte kolay olmuyordu. Ayrıca henüz neden böyle olduğunu da çözebilmiş değilim. Bütün meleklerin kanatları beyaz olurdu değil mi? Eğer buna katılıyorsanız tekrar düşünün derim. Çünkü benim kanatlarım maviydi. Korkarak yaşamamın sebebi buydu. Sürekli kanatlarımın ne işe yaradığını öğrenmek isteyen kişiler tarafından rahatsız edilmek pekte hoş değildi. Herkes bunu öğrenmek istiyordu ama ben istemiyordum. Ama bazen hayat size ketçapı verdiğinde mayonez nerde diyemezsiniz. Bu kanatlar umurumda değildi. Ortalık yerde görünmediği için çok mutluydum. Sadece biz istediğimiz zaman ortaya çıkıyorlardı. Düşünsenize insanların içinde dolaşan kanatlı bir şey!

Üzerimi giyip çalıştığım yere gitme vakti gelmişti. Çoğunlukla meleklerin takıldığı bir barda çalışıyordum. Dışarı çıktığımda tenime serin bir esinti çarptı. Bu iyiydi.Ne sıcak nede soğuk. Bar ile ev arası çok kısaydı. Sabahları daha çok müşteri vardı çünkü melekler akşamları pek dışarı çıkmazlardı. Bazı melek düşmanları -ki kendilerine ''Venüs'' diyorlar- geceleri bir çok meleği avlıyorlardı. Buda bizi yine açık bir hedef haline getiriyordu.

Bara geldiğimde henüz sandalyeleri masalardan indiriyorlardı.

''Selam Lyla.'''

''Günaydın Addy.''

Henüz 13 yaşında olan Addy temizlik işlerinde bakardı ekstradan da bana yardım ederdi. Genel olarak şeker bir çocuktu. Tezgahın diğer tarafına geçip önlüğümü taktım. Bu sırada benim sağımda kalan köşede oturan birini gördüm. Beyaz tişörtü dışında tamamen siyah giyinmişti. Siyah deri ceket, siyah botlar, siyah pantolon. Sanırım baktığımı fark etmiş olacak ki kafasını kaldırıp doğrudan gözlerime baktı. Saniyenin onda biri kadar olsa da içimi ürpertmişti. Acaba Venüs olabilir miydi? Hemen Addy'i çağırdım.

''Şurada oturan adam ne zamandır burada?''

''Ben kapıları açar açmaz içeri girdi ve  sadece bir bardak kola istediğini söyledi.''

Addy sorduğum soru karşısında şaşırmışa benziyordu.Hatta daha çok korkmuş gibiydi.

''Ahh işte gidiyor beni fena korkuttu sanırım ücreti masaya bıraktı.''

Addy ücreti almaya gittiğinde tuttuğum nefesi sonunda bıraktım.

''Hey Lyla burada bir kağıt var ve sanırım üzerinde Mavi yazıyor.''

Bazen bir kelime size o kadar çok şey anlatırdı ki onu sindirmenize vakit bırakmazdı. Sadece o kelime yeterdi sizin için. Çok hızlı olurdu bu şey o kadar hızlı olurdu ki siz olayı idrak edemeden sonuçlarını düşünmeye başlarsınız. Ve bazı sonuçlar sebepsizce oluverirdi. Orada yazan şey gökyüzünün rengini anlatıyor olabilirdi veya denizin ama hayır orda yazan kelime tamamen bana yönelikti. Orda yazan Mavi benim kanatlarımı anlatıyordu. Sadece Mavi.

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin