Express Bölüm

287 21 8
                                    

''Haksız olduğunuz yanlış yaptığınız anlamına gelmez.''

Lyla

''Hadi Eva bu kadar korkma ben yapabileceğimize inanıyorum. En fazla ne olabilir ki?''

Scott'ı orda bırakmış Eva ile madalyon için yola koyulmuştuk. Eva'nın hala endişeleri vardı ama bunu yapmak zorundaydım. Önemli olan belki madalyondu ama diğer önemli konuysa kendi içimde verdiğim savaştı. Bir şeyleri yapmak için birilerini beklemekten sıkılmıştım ve artık kendi kararlarımla hareket etmek istiyordum. Yanlış olsa da –ki bunu hiç sanmıyorum- karar bana aitti. Bu önemli hissettiriyordu. Tabi birde Scott faktörü vardı. Onu kesinlikle yumruklamak tekmelemek istiyordum. Ne yani ben sadece mavi kız mıydım? Kesinlikle hayır daha fazlası olmalıydı. Bunu hissediyordum. Bu yüzden bana amaca giden bir araç muamelesi yapmasını istemiyordum. Sırf beni korumak için önemsemesini istemiyordum. Beni tüm benliğimle, ben olduğum için önemsemesini istiyordum. Kişiliğimi değiştiremezdim. Ama duygularımı değiştirebilirim. Scott'a karşı olanları bile...

''En fazla ne mi olabilir? En fazla koca bir köpek tarafından köpek bisküvisi olabiliriz ve bu hiç önemli değil öyle mi?''

''Sen söylemiştin görünmez olup her şeyi halledecektik ve sorun kalmayacaktı. Hadi zamanımız daralıyor lütfen Eva.''

Lütfeni onlarca kez söylemede hız rekoru kırmış olmalıydım.

''Tamam, tamam gidelim. Sanırım köpek bisküvisi olmak senin yalvarışını dinlemekten iyidir.''

''İşte bu! Ne yapıyoruz şimdi bu yaptığın köpek sizi görmüyor kaçın iksiriyle? Dur tahmin edeyim üzerimize falan mı süreceğiz?''

''İyi denemeydi David Copperfield ama hayır üzerimize sürmeyeceğiz. Bunları içmemiz lazım.''

''Ne yani içinde kanımın ve daha bilmediğim birçok şeyin olduğu o şeyi içmemi istiyorsun?''

''Sence başka bir seçenek sunuyor gibi bir halim mi var? Eğer içilecek diyorsam içmemiz lazımdır. Kararımı değiştirmeden iç şunu.''

Başka bir yolu yoktu içecektim. Belki de tadı güzeldir. Ön yargılarımı göremeyeceğim bir yere fırlatıp küçük şişeyi Eva'nın elinden aldım. Burnumu tutarak tek seferde kafama diktim.

''Iyyy kanım neden bu kadar iğrenç ve yapış yapış?''

''Imm daha kötülerini de içmiştim kendine haksızlık etme.''

Vücudumda karıncalanmalar başlamış sanki hücrelerim patlayacak gibi olmaya başlamıştı. Ve acı yine yerli yerindeydi. Bu sefer dayanmam lazımdı. Yüzümü kaldırıp Eva'ya baktım. Dizlerinin üzerine çökmüş öksürüyordu. Yanımdaki dikitten tutarak ayakta durmak için destek aldım. Eva kafasını kaldırarak gözlerimi aradı.

''Dayan Lyla son bir dalga kaldı.''

''Ne dalgası?''

''Acı!''

Tanrım bu acı dayanılamazdı. Kemiklerim ikiye katlanıyor olmalıydı. Dayanamayıp dizlerimin üzerine kapaklandım. Şimdide beynimden kulaklarıma akın eden uğultu başlamıştı. Sanırım ölüyordum. Ama bir anda hepsi kaybolmuştu. Acı yoktu. Uğultu yoktu. Bunların yerine hafiflik vardı. Çok hafif hissediyordum.

Eva yanıma gelerek elini uzatıp ayağa kalkamama yardımcı oldu.

''Şimdi bizi kimse göremez mi?''

Elleriyle saçlarını tepede toplayıp bir süre öyle durduktan sonra bir an cevap vermeyecek gibi olsa da tekrar bana döndü.

''Öyle umuyorum. Yani daha önceleri işe yaramıştı.''

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin