Medya:Finn/Calpurnia-Greyhound
{ Finn ise Millie'yi izliyordu...}*Finn*
Millie'nin söylediğini idrak edemedim.
Finn:Anlamadım?
Millie:Korkuyorum, güvende hissetmek istiyorum, rahat bir uyku istiyorum. Sadece bu....
Finn:Yani rahat edebilir misin öyle? Güvende hissedeceksen ve yanında yatmama rahatsız olmayacaksan olabilir yani yatabilirim, istersen araya yastık koyarız ne dersin?
Millie:Ben yastığıma zaten sarılıyorum bu sefer sana sarılabilir miyim? Belki rahat bir uyku çekerim, tabii bu morluklarımın acısıyla nasıl olucaksa...
Gözünden 1-2 damla gözyaşı akıyor.
Finn:Millie artık lütfen ağlama. Tamam bana sarılarak uyuyabilirsin ama su içip gelcem istersen uyu.
Millie:Uyumak eylemi bende hemen olmuyor maalesef.
Finn:Bekle ozaman.
Aşağı su içmeye mutfağa gittiğimde diğerlerinin koltukta uyuya kaldıklarını görüyorum. Noah ve Jack hariç.
Jack:Millie uyudu mu?
Finn:Ha evet yani hayır, korktuğu için onunla uyumamı istiyor.
Noah:Nasıl yani?
Finn:Güvende hissetmek istiyormuş işte, ya ben su içmeye geldim beni oyalamayın biraz daha içmezsem susuzluktan ölebilirim. Kaç saattir su içmiyorum.
Jack:Nasıl su içmezsin sen amk. Bu imkansız. Finn Suyu şeyi neden var ozaman?
Finn:Eğueğueğu sus lan. Noah senin koltuğunda neden Gaten uyuyor, orayı hani kimseye vermezdin? Bana bile.
Noah:Anaaaaağm lan görmedim ya, GATEEEEEEEĞN! KALK LAN YERİMDEN!
Jack:Kanka mal bu çocuk yemin ediyom.
Finn:E ben zaten biliyordum. Sen yeni mi öğrendin?
Jack:Yooooğ
Gaten:Ya Noah mal mısın? Niye uyandırıyorsun?!
Finn:Evet kanka mal, bilmiyormuş gibi konuşmayın bea!
Noah:Finn sus bakayım sen, Gaten orası benim yerim kalk lan!
Gaten:Al kalktım! İNŞALLAH KIRILIR!
Noah:Hı hı hı
Onların salak saçma konuşmalarını dinlemek yerine suyumu içip yukarı çıktım.
Odaya girmek için kapıyı açtığımda, Millie ile karşılaştım, yüzlerimiz fazla yakındı. 5-6 saniye öyle kalıp birbirimize bakmamızın ardından geri çekildim ve sessizliği bozdum.
Finn:Bir şey mi oldu Millie? Dışarı mı çıkacaktın?
Millie:Aşağıda Noah'ın seslerini duydum ne olduğunu merak ettim gelip bakıcaktım ama işte böyle aynı zamana denk geldik.
Tebessüm etti.
Finn:Ozaman sana söyleyeyim, Gaten Noah'ın yerinde uyumuş, Noah'ta Gaten ile uğraşıyor aşağıda.
Millie:Oo olay büyük. Noah'ın yeri önemlidir.
İkimizde güldük.
Millie: Fazla uykum var uyumalıyım. Sen şimdi yatıcak mısın?
Finn:Benim uykum pek yok ama kafamı yastığa koyunca uyurum ben. Seninle bu yönümüz pek benzemiyor.
Millie: Oh.. evet benzemiyor. Ozaman yatalım artık uyumak istiyorum.
Finn:Sen nasıl istersen.
*Genel*
Millie, Finn'e sarılmış uyuyordu.
Finn ise Millie'yi izliyordu. Bugün gördükleri aklına geldi. Bu onun tekrar sinirlenmesine sebep oluyordu.
Jacob adlı o piçin Millie'ye yaptıklarından sonra nasıl hala daha devam ettiğini, nasıl hiç üzülmediğini düşünüyordu. Onu öldürmek istiyordu ama hapis işi sıkıntılıydı. Başka bir yolunu bulmalıydı. Yarın diğerleri ile konuşmak üzere uyumak için gözlerini kapattı. Sonra gözlerini tekrar açıp Millie'nin saçlarını kokladı ve minik bir öpücük kondurdu. Millie uyanık olsa ne derdi acaba?SABAH
*Millie*
Gözlerimi açtığımda yanımda Finn'i gördüm, kollarım ise ona sarılmak ile meşguldü. Oturur vaziyete gelip saate baktım.
9.50
Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Aynayı kırmıştım. O yüzden bir şey görünmüyordu. Sadece kenardan minik bir yerden kendimi görüyordum. Gözlerimin kızarık olduğunu gördüm. Normaldi. Yani dünden sonra kızarık olmaması garip olmaz mıydı zaten?
{Eveeeğt günler sonra yb attım alkış bana şdxşldmd}
{En geç Cumartesi yb gelir (bir dahaki bölüm için diyrım) dua edinde üşenmeyem}
{Noah'ın böyle olmasının sebebi iseee ee yani şimdi çocuğun mizah anlayışı olmasın mı? Kzkxmdmd}
{Yazım yanlışı vardır belki sorry zkzlxk}
{Instagram:@stcapstr }
{Sümiş💦}