Evet yb ile huzurlarınızdayım Bebeklerim iyi okumalarr :***
-----------------
Ege Doruğa baka kaldı.
"-Bu niye böyle triplere girdi"
"-Her zamanki hali"
"-Hmm"
"-Ee sen niye geldin buraya"
"-Telefonda söyledim ya pişmanım seni özledim diye"
"-Ege, yapmacık davranma. Niye geldin"
"-Dışarı çıksak ya."
"-E iyi madem"
Göz kırptı. Aslında yakışıklı çocuk. Ama bana ihanet etmiyecekti.
Güzel bi cafeye geldik. Ben white mocha, o ise espresso söyledi.
"-Hala espresso içiyorsun"
"-Severim, yani kahve tercihlerim pek değişmez"
"-Ya ya ne güzel "diyip kahvemden bir yudum aldım ama kahve bildiğin boğazıma takıldı. Karşımda Doruk ve 2 tane çocuk vardı. Arkadaşlarıydı galiba. Da ne işi var burda?
"-Aa sizde mi buradaydınız" dedi yapmacık bir şekilde Doruk.
"-Ya evet burdaydık. " dedi Ege soğuk bi ses tonuyla.
"-Ee o zaman masanızda 3 kişilik boş yer var mı?"
"Yok" dedi Ege. Adeta buz gibi bi hava vardı aralarında. Ortalığı yatıştırmak için bende :
"-Tabi KUZEN buyrun"
O anda Ege'nin attığı buz gibi bakışlar içimi titretmişti.
Doruk yanındakilere:
"She is my cousin. And he is, her's ex-boyfriend (o benim kuzenim. Ve bu da onun eski erkek arkadaşı. )
Ege bana doğru eğilip:
"-Ya ben senle tek başıma konuşmak anlaşmak istiyorum. Git diyemedin demi şunlara. "
O anda Ege Doruk ' un kendine baktığını gördü ve yapmacık bi gülücük yolladı. Bende Ege'ye yaklaşıp:
"-Bence şansını fazla zorlama. Burda olduğuna dua et."
Gözlerini devirdi.
"-Ben seni çok özledim gerçekten"
"-Onu beni aldatmadan düşünecektin. Bak Ege her şeyi kabullenirim ama ihaneti ASLA.
"-Hey siz ikiniz ne konuşuyorsunuz, toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmayacağını öğretmediler mi size?"
dedi Doruk.
"-Bence sana iki SEVGILI konuşurken araya girilmemeyi öğretmediler sanırım. " dedi Ege.
"-Ahahaha ESKİ demek istedin heralde canım. "
Allahım bayılıcam. Bu ne kıskandıralım filan dedik ama kafam şişti be abi. Migren var bende. Migreni olmayan insan dahi bunların yanında hastalığa tutulur. Çekilmez bunlar ben gidiyorum ne halt ederlerse etsinler. Çantamı aldığım gibi kalktım masadan ve gittim. İkiside:
"-Lara nereye" diye bağırdılar. Sonra arkamı dönüp onlara baktım:
"-Sizden kurtulmaya" dedim ve güldüm.
Biraz dışarıda gezdim. Bi kaç kitap aldım. Zaten karanlık olmuştu eve döndüm. Herkes odasına çekilmişti. Biraz atıştırdım sonra odama geçtim. Yani aldığım kitapları inceledim. Birisini okumaya başladım. 24.sayfaya geçtim ki kapı açıldı. Gelen Doruktu. Çocuğum bu bayan odası insan bi kapı çalar ya. Hayır yani giyiniyo olabilirdim dimi. Hiç saygı yok hiç.
"-Napmaya çalışıyorsun, bugün niye kalkıp gittin"
"-Kafamı ütülediniz de o yüzden"
"-Daha düzgün bi açıklama bekliyorum"
"-Ya gitsene sen. Lexi miydi neydi bi kız vardı sevgilindi git yanına ona hesap sor. Aa."
"-Sevgilim değil o seni kıskandırmak için yaptım. Çünkü seviyorum seni gerizekalı. Seviyorum. " sesi baya bi yüksek çıkmıştı.
Off yine başlıyoruz.
"-Ben seni sevmiyorum"
"-Hayır seviyorsun! Sırf şu kuzen zırvalıkları yüzünden yapıyorsun. "
"-Yapiyosam yapıyorum sanane"
"-Bak bakalim bananeymiş miş"
Anında dudagima yapıştı. Oha. Yok. Napiyo la bu. Itmeye çalışıyorum. Yok bırakmıyor. YUH DEVE dilimi ağzına aldı. Ay çekil. Tecavüz mu etcek lan bu bana.! Allam sen yardım et bu yaşımda tövbe tövbe çok tövbe. Sonunda çekildi. O kadar pislikce sırıtıyodu ki. Sonra mahsunca baktı ve:
"-Seni seviyorum" dedi.
Bende yapıştırdım tokadı. Onu odamdan attım ve sinirle balkona çıktım.
Abi noluyo yani? Hangi devirde yaşıyoruz. Zorla öpmek nedir ya ben gostercem sana bekle. Gözümden iyice düştün Doruk.. Gerçekten..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kuzenim
ФэнтезиYolları birbiriyle kesişen iki üvey kuzen. Onlar imkansızı insanlara anlatacak. Onlar aşkı yeniden tanımmlayacak. Doruk & Lara :))