✓ YOUTUBER ☆ ᴋɪᴍ ᴊɪsᴏᴏ

14 • Junmyeon

"Berbat bir gün berbat bir sabah!" diye bağırdım avaz avaz sabağın köründe.

Yan odadan gelen "Bağırma bu saatte, ders çalışan var. İnsaf!!" sesi ile kendimi yana savurup soğuk, ahşap döşemeler ile buluştum. Sanırsın güzel sanatlar öğrencisi, o ses gücü ne abi ya?

Yerden kalkmayı becerebildikten sonra aylak aylak yüzümü yıkamaya gittim. Biraz soğuk su beni kendime getirmişti. Şimdi sıra yemekteydi. Mutfağa indim ve dolabı açtım.

" Kendi sağlığın için abur cubur stoğumdan araklamayı bırakmalısın. "
-Jin

Dolaptaki peynir kabının üzerindeki notla kısa bakışmamızın ardından gözlerimle dolabı taradım.

Lanet Jin bütün çikolatalarıma el koymuştu!

Sinirle dolabı kapatıp derin bir nefes aldım. Daha çok strese girmeme neden olan bu hareket asla ve asla etkili olmuyordu.

Birkaç dakika sonra insanları hayrete düşürecek bir şeye imza atmıştım. Evden ilk defa on beş dakika içerisinde çıkmıştım!

°°°

Sabah her zamanki gibi evden çıktım. Yolda yürüyor ve bir yandan da etrafa bakıyordum. O sırada onu gördüm.

Uzun koyu saçları hızlı yürüdüğü için neredeyse uçuşuyordu. Öyle bir adım atıyordu ki, sanki asfalt onu sinirlendirmiş de hıncını çıkarıyordu. Mutsuz mutsuz bir yüz ifadesiyle çevresine baktı. Beni gördü ve göz devirdi.

Tabi göz devirir, çünkü ben mükemmel harika müthiş bir insanım ve aptal değilim.

"Sen de mi buradasın ya? Bütün her şey benim başıma geliyor zaten!" dedi bağırarak. Bu kendini dağdan dağa haberleşiyor mu sanıyordu? Yoksa ses ayarı mı kaymıştı?

"Benim de evim burda. Hem istediğim yerde olurum. Senin fikrini soran yok."

"Harika, ben de cins cins komşularım var da biri eksik diyordum. Şanssızlık yüzüme yüzüme vuruyor."

"Seninle aynı havayı solumak bile bir eziyetken komşu olmak isteyen kim?" dedim hızlıca. Sonra onu şaşkın şaşkın bana bakarken bırakıp yoluma devam ettim.

"Hey! Sen az önce ne dedin?" diye bağırdı arkamdan bana yetişmek için koşarken.

"Ne dediğimi duydun, tekrarlatma. Bozuk plak değilim." dedim yürümeye devam ederken.

"Tanıdığım tek bozuk plak var, o da Kim Taehyung'dur." dedi. Artık yanımda yürüyordu.

"Sürekli başımda dikilip aynı kuralları tekrarlayıp duruyor. Bu da yetmezmiş gibi bana yakışıklı olup olmadığını sordu."

Derin bir nefes aldım. Ne kadar da salak salak şeyler. Hem yakışıklı diyince akla gelen benim.

"Sen ne dedin?" dedim ona.

"Ne dicem, ona gidip gözlük almasını ve saç stilini değiştirmesini söyledim. Saçlarının önüne gelmesi onu kör etmiş galiba."