✓ YOUTUBER ☆ ᴋɪᴍ ᴊɪsᴏᴏ

22 • Camp

Küçük bir uyarı: kitabın ilk bölümlerinde Jisoo bir YouTube kanalını izlemişti ve o kız da Jennie'ydi. Dikkatsizliğim yüzünden ise onu karakter olarak eklemiş bulundum ve değiştiremem artık. Lütfen oradaki Jennie ve buradaki Jennie'yi farklı kişiler olarak düşünün. Sizi seviyorum ♥️

Otobüste Lisa'nın yanına oturmuş etrafı izliyordum. Öğrenciler valizlerini arabaya koydurtuyor, aileler çocuklarına son tavsiyelerini veriyor ve bir grup kişi de gülüşerek arabaya biniyordu.

Okul bitmişti ve biz 11. sınıflar kampa gidiyorduk. Zorunlu olduğumuz için.

Sıkıntı ile kafamı otobüsün koridoruna çevirdim, bana tepeden bakan bir adet Kim Jennie yavaş adımlarla Irene'ın yanına oturdu.

Ben de yüzümü çevirdim ve olabildiğince dışarıya bakmaya çalıştım. O sırada Junmyeon'u gördüm. Beni fark etti ve gülümsemeye başladı. Karşılığında ona sıcak olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yollayıp valizini yerleştirmesini ve yavaş adımlar ile otobüse girmesini izledim.

Nihayet koridorda yürümeye başladığında bakışlarımız yeniden buluşmuştu. Sanki kimse yoktu etrafımızda. Yalnızca ben ve o vardık. Fısıltılar sadece ninniydi ve ben Junmyeon'a kapılıp gidiyordum.

Kapılıp gidiyor muydum?

Başımı sağa sola salladım ve şaşkın bakışlar ile tekrar çocuğa baktım. Çoktan oturmuştu Sehun'un yanına. Bense dalıp gitmiştim.

Lisa'yı dürtükledim. "Lisa sana kamp alanına varınca bir şey anlatmam lazım ama çok gizli. Kimseye söyleme olur mu?" dedim endişe ile.

Bana korkmuş gibi baktı ve kafa salladı. Sonra haritasına gömüldü. Ne düşünüyor okumak güçtü ama beni ve sırrımı düşünmediği kesindi.

Sonra otobüse birkaç kişi daha bindi ve öğretmenler upuzun bir liste ile insanların gelip gelmediğini kontrol etmeye başladı. Umarım kamp alanımız güzel olurdu yoksa kimin eksik olduğunu anlamak için başvurdukları şeyler dayanılacak gibi değil, "İsmi okunan ayağa kalksın, ismi okunmayan el kaldırsın, herkes adının önünü imzalasın vb."

Nihayet otobüs kalktığında Lisa'ya fısıldadım, "Hey kaşif, tam olarak nereye gidiyoruz?"

Bana haritada kırmızı ile çizilmiş yolu ve işaretlenmiş kamp alanını gösterdi.

Ormanın ortasındaki sarı, üzerine kutu kutu evler resmedilmiş alana baktım. Gece orada kalacak olmak korkutucu olacaktı.

"Hey, odalar sence kaç kişilik?" dedi Lisa düşünceli bir şekilde.

"Ne bileyim ben hem çadırda kalmayacak mıyız?" dedim şaşkın bir yüzle.

"Ne çadırı? Broşürü okumadın mı?" dedi bana yarı dalga geçer bir sesle.

Beynim hemen broşürü son gördüğüm anıma odaklandı, Junmyeon ile bir kafede oturmuş kola içiyordum ve bana ders anlatıyordu. "Kampa geliyor musun?" diye sordum ona ve elimdeki broşürü top yapıp çöp kutusuna basket attı. "Elbette geliyorum, babamın zoruyla."

Anı yavaş yavaş kaybolurken Lisa'ya baktım. "Onu okumaya fırsat bulamamış olabilirim. Sonuçta çok erken aramızdan ayrıldı."