Nesin sen?

102 8 3
                                    

Yazim yanlişlari için ozur dilerim. (Medya y/n nin giydigi)
Uzun bir bölum oldu. Keyifli okumalar😊

Kanter içinde uyandım. İçeriye gün ışığı giriyordu. Camdan bakınca ormanda olduğumuzu anladım. Ahşaptan yapılma bir  yatak odasıydı. Ayağa kalktım. Dolabın kapağında asılı duran aynaya baktığımda üstümün değiştirilmiş olduğunu fark ettim. Siyah bir kot şort ve kirmizi oduncu gömleği vardı. Yoksa..

Jin: Uyanmayı başarabildin demek.
Y/N:Sen! A-ah benim üstümü mü degiştirdin?!
Jin:Iıı. Oncelikle bir teşekkürü tercih ederdim. Yada ağzından çıkacak kibar bir kelime. Kiyafetlerin geçen yıl ölen kız kardeşimin.  Ve evet ben giydirdim. Neden beğenmedin mi?
Y/N: Sapik fln misin? Nasıl bunu yapabilirsin.
Jin:Dün zaten herşeyi görmüştüm öyle değil mi? Sorun olmaz sanmıştım.
 
Umursamazca omuzlarını havaya kaldırıp indirdi. Ah gerçekten...

Jin: Biraz daha bekliyecek miyiz yoksa kahvaltıya mi geçelim?
Y/N: Kahvaltıdan sonra eve gitmeliyim.
Jin: Eve gidemeyiz. Eminim oraya bizden önce gitmişlerdir. Bu yüzden orası güvenli değil.
Y/N: Neden sürekli birinin peşimize düşeceğini ve evime gittiklerini ayrıca ağzından düşürmediğin güvenli degil lafinla beraber o adamlarıda açıklamıyorsun? Gerçekten sinirimi bozuyosun. Nesin sen ha!? Bir canavar yada uzayli fln  mı? Yada bir sihirbaz/büyücü filan misin??
 Yanından geçip gidecekken.
Jin:Seban. Ben bir sebanım.
Y/N: Ne? "Seban" mı? O ne bir tür mutant ismi fln mi?
Jın: Tür. Insan türü de diyebiliriz.
Y/N:İnsan türü aptal, daha aptal ve en aptal olarak ayrılıyo sanıyodum.

Yavaşca gülümsedi. Çok hoştu. Kalbim erimişti buna. Çünkü o gülümseyince bende istemsiz olarak gülmesemeye başladım. Bu sefer yanından geçip koridora cıktım. Böyle bakınca omuzları daha da geniş gibi gö-

Jin: omuzlarımla alip veremdigin ne?
 Arkamdan söylediği seyle şoka girdim. Agzımı açmadığıma emindim.

Y/N: A- N-Ne?
Jin: Az önce omuzlarımin daha genis göründüğünü söyledin.
Y/N: Hayır ben öyle bir şey demedim.
Jin: Evet dedin duydum.
Y/N: Hayır demedim. Ağzımı gram açmadim ki duyabilesin.
Jin: Hayır mırıldandın.
Y/N: Sana ağzımı açmadığımı söylüyorum. Nasil mırıldanabilirim?
Jin:Ağzını açmadıysan nasıl duyabilirim?
Y/N: Belkide zihnimi okumuşundur. Elinden kivilcimlar cikarabiliyosan onuda yapmişsindir. Hic sasirmam.
Jin: Yani agzini acip bunu demedin ama icinden düşündün öyle mi?
Y/N: evet içimden düsündum. Duyman imkansız.

Ne?!dur! Az once ne dedim ben. Ah lanet olsun! Koşarak merdivenlerden indim fakat burda oda yoktu. Oturma odası ve mutfak birlesikti. Ve alabildiğine genişti. Kafamı kaldırıp yukarı baktım. Jin trabzanlara dirseğini yaslamıs beni izliyordun.

Jin: Şaşırma. Burası aslında bir ahırdı fakat ben içini döşedim. Bu yüzden yatak odam ve banyo dışında kapalı olan başka hiçbir yer yok.
 
Bana bakip piç smile attı. Ve yürüyerek köşedeki merdivenlerden aşağı indi. Beraber mutfak masasına oturduk ve kahvaltı yaptık. Ardından hemen bitişik olan oturma odasına oturduk. Karşılıklı oturuyorduk.
 Y/N: Her şeyi başından anlatmaya başlar mısın?
Jin: Peki beni iyi dinle. Yillar önce sebanlar , nabinler ve ins-
Y/N: Başka bir tür daha mı var.
Jin: Sözümu kesme! Soruları sona sakla.
Y/N: Peki  peki devam et.
Jin: Sebanlar, nabinler ve insalar beraber yaşıyorduk. Tabi insanlarin bizim gibi doğaüstü gücleri yoktu. Ve varliğimizdan da haberdar değillerdi. Sebanlar ve nabinlerin ortak yaşadığı gezegende iki ırk arasında büyük bir savaş cıkti ve gezegen iflas etti. Bu yüzden kurtulabilen herkes gizlice dünyaya geldi, buraya sığındılar. Fakat insanların bizim gibi güçleri yoktu. onlara zarar vermemek için bizde güçlerimizi sakladık. Bazılarımiz onları öldürdü. Baziları ise onlarla evlenmişti. Melezler ortaya çıktı. Ama çoğunun gücü yoktu. Nadiren oluyordu.
Y/N: Sende bir melez misin?
Jin: Hayır. Ben safkanım.

Egoistçe gülümsedi ama çok tatlıydı. Gülümserkenki tipini çok seviyrodum. Yanaklarını sıkma isteği uyandırıyordu.
 
Jin:Ailem yillar önce öldü. Ve kiz kardeşimide geçen yıl kaybettim. buraya geldiğimde çocuktum.
Y/N: Şu an kaç yaşındaşin peki?
Jin: Dünya hesaplamasın göre 26. Kendi gezegenim olan Nemwar'a göre yaklaşık 108 olması gerek.
Y/N:Ne?! 108 mi? Gerçekten o kadar yaşlı mısın?
 
Kafasını geriye atarak kahkaha attı.
Sanırım bu çocuğun her haline dibim düşüyordu.

Jin:Nemwar'da yaslı dememiz için en az 400 yasında olmam gerek.
Y/N: Ah cidden inanamıyorum. Nasıl bu kadar genç ve yakışıklı kalabiliyosunuz peki?
Jin: Ah yakışıklı kalabilen bir tek benim. Digerleri sadece genç.

Uzun zaman sonra ilk kez böyle kahkaha atabilmiştim. Ama kahkaham aklıma gelen şeyle yarıda kaldı.

 Y/N: Peki, şimdi ne yapıcaz?
Jin: Neden daha adını ve kim olduğunu bilmediğim hatta biraz sonra tanımadıgım icin evden atacağım birine planımdan bahsedim.
 
Dona kalmiştim. Onca saat boyunca bana iyi davranıp hatta aynı şeyleri ben diyince azarlayan insan. Daha doğrusu bir seban bana kalkmış ne diyordu.

Y/N: Adım Y/N. Ve beni dışarı atmana gerek yok. Ben kendim giderim.
 
Büyük bir hırsla yerimden kalkıp 20 metre uzağımdaki kapıya dogru yürümeye başladım. Adımlarım gittikçe hızlanıyordu.
Jin: Hey! Hey! Sadece şaka yapmıştım. Y/N!

Arkamdan koştuğunu duydum. Kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Diger koluyla belimden sarıp beni havaya kaldırdı.

Jin: Sana güvenli değil demiştim nereye gidiyorsun?!
Y/N: Bana gitmemi söyleyen sendin.
Jin: Sadece şaka yapiyordum Y/N.
Y/N: Ah bırak beni!!

Geniş omuzlarini ittim. Ve ayaklarım yere değdiği an koşmaya yeltendim. Oda benimle aynı anda adım atınca ayağıma dolandı ve ikimizde yere düştük. Gözlerimiz birbirine takılmıştı. O.. o gerçekten cok çocuksu bakıyordu.

Jin'in ağzından~

Gidemezdi. Buna izin veremezdim. Uzun zaman beklediğim bu an,Ve.. ve bu aptal his... Gözlerimiz birbirine takılmıştı. Gözlerinin ela oldugünu yeni fark etmistim. Öylece kalakalmıstim. Y/N'in yanakları kızarmaya başlamışti. Çok tatlı görünüyordu. İcimden onu öpme isteği uyanıyordu. Ona sarılmak istiyordum. Ona her şeyi bütün gerçekliğiyle anlatmak istiyordum.

Y/N: üstümden kalk!
Jin:...
Y/N:Sana. Üstümden. Kalk. Dedim.!!
Jin: ha!
Y/N: Ha! Mı? NEFES ALAMIYORUM JİN KALK ÜSTÜMDEN!
Jin: ah pardon.
 Yana yatıp üstünden çekildim.
Soğuk yere uzandım. Kalbim çok hızlı atiyordu.

Y/N'nin ağzından~

Simdi yanyana durmuş. Tavanı izliyorduk. Ayağa ilk kalkan ben oldum. Jin'in yüzüne bile bakmadan yukarıya cıkıp odaya girdim. Kapıyı arkamdan kapatıp, yaslandım. Kalbim hayvan gibi atıyodu ben bunu durduramıyordum. Sakinleşmeye çaliştim ama olmuyordu. Bir süre daha ayakta dikildim. Artık kendimi daha rahat hissediyordum.  Kapıyı açıp dısarı cıkacakken bir şeye çarptım.

Jin'in agzindan~

Soğuk bir duş bunun icin en iyisidir. Duşu aldıktan sonra odaya tam giricektim ki Y/N bana çarptı.

Y/N: A-a b-ben özür dilerim. Burda durduğunu fark etmemistim a ben...
 Gözleri vücudumda gezmeye başlayınca utandım.
Jin: odama girebilir miyim Y/N?
Y/N: Ah~ tabiki.

Y/N'nin ağzından~
Bunun derdi neydi. Bornozu fln yokmuyduda sadece belden aşagısini kapatan bir havluyla ortalıkta geziyodu. Az önce zar zor sakinleşmişken simdi kalbim tekrar hızlı atmaya başlamıştı.

Jin: Benim dışarda halletmem gereken şeyler var. Ve markete gidip eksikleri almalıyim.
Y/N: Peki. Çabuk dön.
Jin:tamam.
 
Hava kararmıştı. Ve duvardaki saate göre 20.00 dı. Jin'i beklemek için televizyonla oylanıyordum ama sinyal durmadan gidip geliyodu. Ben de evi dolaşmaya başladım. Bir oturma odası, bir mutfak, bir banyo ve tuvalet. Birde çatı katına çiktiğini tahmin ettiğim bir kapak vardi. Tavanda ve kare şeklindeydi. Bir tabure yardimiyla kapagın kulpundan tutup cektim. Yavaşç açıldı ve bir merdiven cıktı Merdivenden tırmanıp yukarı cıktım. 

NEMWAR // KSJ // TAMAMLANDI //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin