SHEİLA

114 11 8
                                    

Umut, Pandora'nın kutusundan kaçan, karanlığın peşine düşmüş bir avcıydı. Her günahın, her kötülüğün, her karanlığın olduğu yerde var olan umut, Pandora'nın kutusunda saklı değil. Kutu, Pandora'nın bütün karanlığı ve kötülüğü geri hapsedeceğine inandığı umudu. Bana göre ise umut, karıncanın sırtında taşıdığı yükü, kelebeğin bir günlük ömrü gibiydi.

Kaderin yoluna çıkaracağı engellerden kaçamazsın.

Ancak çabalıyordum. Son nefesime kadar da, çabalayacağıma söz verdim. Adımlarım birbiri ardına hızlı hızlı atarken düşmemek için ağaç dallarına tutunuyordum. Boğazım solmuş gibiydi, bir gıdım suya ihtiyacım vardı ama uzun süre ulaşamayacağımı biliyordum. Bedenim iflasın eşiğindeydi. Yine de durmadım, öyle koştum ki ardımdan havalanan toz bulutu izlerimi siliyordu.

O peşimdeydi.

O, beni öldürmek için peşimdeydi. Kuyruğunu havaya dikmiş, aklını öldürmeye odaklamıştı. Zihnimin içinde attığım çığlıklar yüreğimde solup giderken büyük bir hata yaptım! Arkama baktım.

Daldan kopan solmuş yaprak parçası gibiydi bedenim. Yavaşça havada süzüldü, pelerinim sırtıma sarılırken yere düştüm. Öyle sert düştüm ki, kemiklerimin kırıldığından emindim. O da bunu istemiyor muydu zaten? Gözlerim gökyüzüne kilitlenmişti. Soğuk karın üzerindeki bedenim titrerken bir milim ötemdeki varlıktan sıcak nefesler düşüyordu yüzüme.

Ne güzeldi hava, ölümüme şahit olacaktı.

Hırlama, içimi titretti. Gözlerim yavaşça kilitli kaldığı gökyüzünden düşüp dibimde ki şey ile çarpıştı.

"Neden?" Dudaklarımın arasından süzülen tek soru belki de her şeyin cevaplarını verebilirdi bana. Ancak o, yapamazdı.

Üzerimdeki kurdun büyük ağzı açıldı, sivri dişlerini tek tek gözlerimin önüne döktüğünde korkuyla çığlık attım. Öyle büyük bir çığlıktı ki, toprağın titremesine şahit olan kurt yine de durmadı.

Ta ki, üzerine ondan daha büyük siyah bir kurt atlayana dek.

Dediğim gibi, Pandora'nın kutusunda umut gardiyandı. Benim gardiyanım da, O'ydu. Kara delik gibi etrafımda dönüp içine çektiği evrenim ile yok ediyordu beni. Ne yıldızlarım asılı kalmıştı o gökyüzünde ne de yolumu aydınlatacak güneşim.

Kavga sesleri kulaklarımı doldururken zihnim çok farklı yerlerdeydi. Bir kaç dakika içinde kesilen sesler ile gözlerimi kapattım. Görmek istemiyorum. Her türlü ölmeyecek miyim zaten?

Onun elinden olsa ne değişir ki?

Uyumak istedim. Belki uyursam hissetmezdim. Nefesim derin ve yavaştı. İşte, istediğim oluyordu ve ben uykumda kendimi avcımın kollarına bırakıyordum. Ne de sıcaktı bedeni, sertti ama. Güçlü olmalı, diye düşündüm. Güçlüydü tabii.

Ben, Sheila. Sheila Viola . Kuzeyin soğuklarını taşıyan beyaz tenim, güneş görmeyen bulutlu gökyüzü kadar griye yakın saçlarım var. Yirmi üç yıllık hayatımda, okuduğumdan fazlasını yaşadım. İzlediğimden fazlasını gördüm, duyduğumdan fazlasını işittim. Asla yapmamam gereken bir şey yaptım ve, onun kolları arasında beni öldürmesini bekledim. Her saniyede, her bakışta, her anda.

Çünkü onun görevi buydu... griyi öldürmek.

Pandora'nın avcısı, benim gibi bir yaratığı öldürmeliydi.

Ancak beklenmeyen bir şey oldu.

Avcı yasaya karşı geldi.

Kader... yasaya karşı geldi.

Ve şah, mat oldu.

"Avcı'nın gölgesinde yaşayan gülün hikayesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Avcı'nın gölgesinde yaşayan gülün hikayesi."

≼ 7⋄4⋄20 ≽

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SHEİLA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin