4 BÖLÜM

10.2K 255 24
                                    

Saçlarımı okşamaya başlamıştı.

"Çok masum.. Adı gibi MELEK.."

Kim? Benmi? Banamı dedi masum? Ben melekmiyim?

"Çok korkuttum seni.. Özür dilerim küçük.." bu sefer yanağımı okşuyordu. 
Kötü adam olduğunu sanmıştım. Oysa ki bana bağırmamıştı bile.

"Seni inciticek birşey yapamam" dedi ve yanımdan kalktı. Gözlerimi hafif aralıdığımıda dolaptan yorgan aldığını gördüm. Ne yapıyordu bu?
Koltuğa oturup yorganı üstüne örtmüştü. Hemen gözümü kapattım. Yanımda uyimcakmıydı? 
Gözlerimi biraz açtığımıda gözlerini kapadığını gördüm. Demek orda uyuyacaktı.. Ama orda rahat edemezdiki o koltukta.
Aman banane ki. O benim hayatımı mahvetti bense onu düşünüyorum. Çok saçma!

***

Gözlerimi açtığımıda güneş yüzüme vuruyordu. Can perdeleri açıyordu.
Uyandığımı görünce "Oo nihayet uyandın! Saat 2 oldu be." dedi perdeleri bırakıp yanıma gelerek.

"Sanada günaydın" dedim ve yataktan kalktım. 2 mi olmuş saat? Evet çok uykucuyum. Uyumayı severim. Çünki birtek uyuyunca acımıyor canım..

Can "Ukala şey" dedi gülerek.
Onu umursamayıp "Çantam nerde?" diye sordum.

Can "Çantaya gerek yok. kıyafetlerin benim dolabımda" dedi göz kırparak. Ne! Kıyafetlerim onun dolabındamıydı? Hızla dolabı açtım, Kıyafetlerim onunkilerle yan yanaydı. Zaten az birşeyim vardı. 2 pantolon, 2 tişört 1 siyah gömlek. Birde eskimiş spor ayakkabı.
İç çamaşırlarım? Onlar yoktu. Nasıl olur ya? Nerde koydu? Tam soracakken vazgeçtim. Ne diyecektim? 'İç çamaşırlarım nerde' mi? Olmaz. Utanırım ben. Off!

Can bir kahkaha atıp konuşmaya başladı "Özelin aşağıda" dedi eliyle işaret ederek. Eğildim, dolabın aşağısında çekmece vardı. Demek orda özelim.

"T.tamam" dedim başımı eğerek. Ne hakla benim özelime dokunuyordu ki! Sapık ! Okadar utanmış haldeydim ki şuan. Tekrar ayağa kalktım.

Can "Sen üstünü değiştir. Sonra aşağı yani kahvaltıya gel. Sonra gidelim alışverişe. Sana birşeyler alalım"

"Alışverişmi? Ben istemiyorum. Gereği yok." dedim başımı eğerek.

Can "Gereği var güzelim. Hadi giyin" dedi gülümseyip odadan çıkarak. GÜZELİM ha? Güzelimmiş. Şuna bak. Şımarık.!

Üstümü değiştirdikten sonra aşağı inmiştim. Kahvaltı masası çok çekici görünüyordu. Ömrümde görmediğim şeyler vardı o sofrada. Ama tabi ki bu mutlu olmama sebep olmaz. Ne olursa olsun, Sarayda bile yaşarsam bu zengin züplesi adamla mutlu olamazdım. Eminim !

Sofraya tam otuturken can "Yanımda otur!" dedi. Dedi mi yoksa emir mi verdi? -,-
Birşey demeyip yanında ki sandalyeyi çektim ve oturdum.

"Ne istersen ye canım. Sofra senin" dedi gülerek. Bense gözlerimi devirip elime ekmdk aldım. Sonrada yağ bıçağını elime alıp ekmeye sürmeye çalıştım. Ki doğru düzgün süremiyordum. Bunu farketmiş olan can gülüp, Bıçağı elimden alıp, Ekmeğime yağ sürmeye başladı. Bense birşey dememiş sadece onun ellerini izliyordum. Dikkatlice sürüyordu.

"Bal da istermisin?" diye sordu 
Gülümsedim ve başımı 'Evet' dercesine salladım. Gülümsedi ve bal sürdü yağın üstüne.

bıçağı tabağa bırakıp ekmeği ağzıma yaklaştırdı. Gülümseyerek ekmekten bi dilim aldım.

"Çayda iç" dedi çay bardağını işaret ederek.
Çay bardağını alıp çaydan bir yudum aldım. Gülümseyerek bakıyordu bana.

Aslında iyi biriydi.. Gözleri ise huzur vericiydi..

***

Kahvlatımı ettikten sonra toparlanıp evden çıktık. Arabaya doğru ilerlerken konuşmaya başladım. "Şey gerçekten gerek yoktu.. Benim giyisilerim var zaten."

Can "Off çok inatçısın sen!" dedi arabanın kapısını açarak. Off takmıyor bile dediğimi!
Sesimi çıkarmasam iyi olurdu galiba. Sessizce arabaya bindim ve yola baktım. Oda direksyonun başında oturup kapısını kapattı. 
Ve arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.

"Gerçekten gerek yoktu." dedim israrcasına. Evet çok inatçıydım.

Can "Lafımı değiştiriyorum. İnatçı değil, İNATÇI KEÇİ." Dedi bana bakmayarak.

"Sensin keçi" dedim ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ukala herif!

**

Alışveriş merkezine gelmiştik. Kocamaaaandı burası. 
Çok büyüktü..
Şaşkınlıkla etrafı, mağzalari incelerken can konuşmaya başladı.

"Burası babamındı." dedi. Biraz durdu ve sonra iç çekerek devam etti. "Ama vefat ettikten sonra.. ABİMİN OLDU." dedi üzgünce.

Vay bee.. Demek babası yokmuş.. 

"Neden? Senin değilde neden Abinin" diye sordum merakla.

"Çünki babam o herifi benden çok severdi. Bana sadece yaşadığim villayı ve bi holdingi verdi. Ama ona.." dedi başını eğerek.

"Kaç yaşında abin?"

Can "otuz yaşında. Benden 5 yaş büyük" dedi. (*Canın Yaşı 25. Değiştirdim*) 

"Yani senin 25 yaşın var" dedim bi kaşımı kaldırarak.

Benden 9 yaş büyüktü..

Can "Evet.." dedi bıkmış bir şekilde. Sanırım bu konudan rahatsızdı.

"Abine herif dediğine göre sevmiyorsun galiba onu?" çok meraklıyim çok.. 

Can "Ondan nefret ediyorum" dedi. Bu sefer sesi yüksek çıkmıştı. Bir kaç insanın bize bakmasını sağlamıştı. Ben anlamsızca bakarak birisi yanımıza geldi.

"Oooo! Hoşgeldin. KARDEŞİM!"

***

-Canın yaşi 21ydi. Ama 25'e değiştirdim. Böyle daha uygun. Bu arada, Can abisinden başka bir sebep yüzünden nefret ediyordur.. Bunu yakında öğreneceksiniz. 

Satılan KüçükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin