25 BÖLÜM

4.2K 123 0
                                    

Kıskançlık ruhun hastalığıdır.!" 
Bu.. Bu ses canin sesiydi. Arkama baktigimda canin ellerini cebine sokmuş gulumsediğini gordum..

Şimdi yanmıştım. Konuştuklarımızı kesiiin duymuştu. Allahım napıcam şimdi ben?
Ona aşık olduğumu öğrendi. Hatta benimle aynı zamanda. Off!

"S.sen bizimi dinliyorsun?" dedim ayağa kalkarak.

"Yoo. Ne dinlicem. Ev benim değilmi allah allah öyle geçiyordum. Sesiniz taa odama geliyordu." dedi gülerek.

"Off fatma teyze sessiz olmani soylemiştim" dedim başimi eğerek.

"En çok ta senin sesin geliyordu canım." dedi can gülüp mutfağa girerek.
Bardak alip su doldurdu. 

"Ee? Kimi kiskaniyorsun sen? Kime aşık oldun?" diye sordu.

"H.hiç kimseye aşık değilim. Sadede kıskanmanın ne olduğunu sordum." dedim ayağimi yere çarparak.

Bu hareketime güldü ve "Bana sora bilirdin bebek" dedi.

Bebek?!

"Sensin bebek. Seninle konuşmak istemediğim icin fatma teyzeye sordum!" dedim ve sinirle mutfaktan çikip salonda ki koltuğa oturdum.
Canla fatma teyze birşeyler konuşuyordu. Aman! Umrumda da değil.

Of inşallah ona aşık olduğumu anlamamıştır.
Bir dakika. Ben cana aşıkmıydım şimdi?
Ama nasıl olur?
Hiç böyle hissetmiyorum. Ona karşı birşeyler hissetmiyorum. Buna eminim.
Yani, kiskaniyorum. Başkasiyla görunce veya konuşunca deliriyorum. Bana baktiginda kalbim yerinden firlayacak gibi oluyordu. Bana her dokunduğunda titriyordum. Bu aşık olduğum anlamina gelmez ki.
Gelir mi ki?

Off hic bişey bilmiyorum.
Canın dediği gibi gerçekten de ben bir bebektim. Hiç birşey anlamayan küçük aptal bir kız!

Ben bunları düşünürkem can yanıma gelip "Küçük cadıı. Ben gezmeye gidecektim. Sende gelmek istiyormusun?" diye sordu.

"Hayır. Seninle bir yere gelmem." dedim ona bakmayarak.

"Allah allah. Nedenmiş?" diye sordu yanıma oturarak.

Cevap vermiyor ona bakmıyordum.

"İyi ozaman. Evde sıkılıp geber." dediğinde başimi ona çevirmiştim. Ama çoktan kapiya gitmişti.

Doğru söylüyordu. Birgün sıkıntidan gebere bilirdim.
Koltuktan atlayıp koşarak onu durdurmuştum.

"Duuuur. Beni de bekle" dedim bağırarak.

Gülümsedi ve kapiyi açti. "Biliyordum.  arabada bekliyorum." dedi. Göz devirip odaya çıktım.

Biliyormuş. Arabada bekliyormuş.
Gıcık şey!

Odaya girdiğim de hemem giyinmeye başladım.
Tayt ve kısa kollu omuzu açık pembe tişört giydim. Pembe babetimide geçirip saçlarımı taradim. Son kez kendime aynada bakip hızlica odadan cikip merdivenlerden indim.

"İyi gezmeler kizim" diyen farma teyzeye gulumseyip evden çıktım. Korumalar beni gorunce onumde durdular. Can kornoya bastiginda korumlar ona baktilar. Can eliyle 'birakin' işareti yaptiginda onumden çekildiler.

Can burdayken sanki kaçicam!
Salaklar. Göz devirerek arabaya doğru yürüdüm. Can gulumsuyordu. Ona bakmadan kapiyi acip arabaya bindim.

"Güzel olmuşsun. Yakışmış." dedi can beni süzerek.

Ne? Gerçekten güzel olmuşmuydum? Yakıştımiii?

"Sağol." dedim soğuk bir sesle.

İyiki İç sesimi duymuyor. Yoksa tüm gerçekleri öğrenirdi.
Kalp aşka dil başka der dedikleri bu olsa gerek..

**

Bowling salonuna gelmiştik.
Hic oynamamıştım can öğretecekti. o yüzden çok heycanlıyordum.

"Ayy çok heycanlıyım" dedim sevinçle.

"Bak şimdi topu elinde böyle tutuyorsun" deyip topu elime verdi. Eli ellerimi değdiğinde ikimizde aynı anda gözlerimizi buluşturduk..

Satılan KüçükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin