Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Medya: Özgür
Fotoğraf çekimi sonunda bitmişti. Bir an hiç bitmeyecek sanmıştım. Kabine girdim ve üzerimi değiştirdim. Dışarı çıktığımda karşımda Mert'i gördüm. Bana bakıyordu. Bir süre sonra yanıma doğru gelmeye başladı. Yanıma geldiğinde;
"Azra, birlikte yemek yemeye gidelim mi?" Diye sordu. Ben de, "tamam oluur." Dedim. Biz birlikte sutüdyodan çıkarken yine Özgür'ün bize doğru sinirli sinirli baktığını gördüm. Ve hemen yanımıza geldi.
"Azra nereye??"
"Mert'le yemeğe gidiyoruz." Dedim gülümseyerek.
"Mert gidebilir tabii ama sen gidemezsin."
"Neden?" Mert de çok sinirlenmişti birden Özgür'e. Özgür benim sorumu cevapladı.
"Çünkü senin fotoğraflarını çektim fakat daha işimiz bitmedi. Bunları Cem beye göstermemiz gerekiyor. Seninle beraber." Demesine Mert karşılık verdi.
"Onlar yemekten sonra da gösterilebilir dimi. Kaçmıyorlar yani." Dedi Mert, alaycı tavrını bozmayarak. Özgür de;
"Ama Cem bey öğle yemeğinden önce halledelim demişti." Diyince, ben de artık Özgür'ü onaylamak zorunda kaldım. Özgür'le Cem beyin odasına gittik ve gösterdik fotoğrafları. Cem bey de çok beğendi.
"Tamamdır, çok güzel olmuşlar. Pozlar falan harika." Dedi Cem bey, hayran bakışlarıyla.
Mert'in Ağzından
Biz Azra'yla yemek yemeye gidecektik ne güzel. Ama Özgür geldi ve gitmemize engel oldu. Onun yüzünden gidemedik yemeğe. Ben çok sinirlenmiştim tabiki. Bu Özgür'ün derdi ne anlayamıyorum. Biz ne zaman ikimiz baş başa vakit geçirmeye kalksak Özgür geliyor ve o anımızı bozmaya kalkıyor. Ya da gitmemizi engelliyor. Aynı deminki gibi. Artık onun Azra'ya aşık olduğunu falan düşüneceğim. Ve bunun için de bizi kıskandığını. Ama olabilir mi böyle bir şey. Özgür Azra'ya aşık olabilir mi. Peki ben neden bunu bu kadar fazla merak ediyorum?
Azra'dan Devam
Cem beyin odasından çıktığımızda karşımdaydı Mert. Ama... Ama yanında bir kız vardı. Sohbet ediyorlardı. Hem de baya hararetli bir şekilde. Çok iyi konuşuyorlardı, anlaşıyorlardı. Bu kız şirketin asistanı bir de. Ama ben, neden bu kadar sinirlendim ki. Neden. O an sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. Çok sinirlenmiştim, hem de çok. Acaba kıskandım mı ben onları. Benim bu düşüncelerimden kurtulmam gerekiyor fakat kurtulamıyordum. Israrla ve inatla düşünmeye devam ediyordum. Aynaya bakarken nasıl görünüşünü seyrediyorsa insan, kendi düşüncesinin içine bakarak da özünü seyredebilirdi çünkü.
Ama omzuma bir elin dokunmasıyla sonunda düşüncelerimden kurtulabilmiştim. Arkama dönüp bana dokunan kişiye baktığımda Zeynep olduğunu gördüm. Benim omzuma hafif bir şekilde dokunan Zeynep'ti.
"Azra ne yapıyorsun burada?"
"Hiiiiç..." Dediğimde, Zeynep'te benim az önce deminden beri baktığım tarafa baktı ve benim gördüğümü o da gördüğünde hemen bana bakıp;
"Sen deminden beri onlara mı bakıyordun?"
"Kimee?"
"Azraaaa, seni tanıyorum. Sen Mert ve konuştuğu asistan kıza bakıyordun."
"Tamam yaaa, evet onlara bakıyordum." Dediğimde, Zeynep bana anlam veremediğim bir bakış attı ve konuştu tekrar.
"Azra sen onları kıskandın mı? Sen ona aşık mı oldun yoksa.?"
"Hayır yaaa, ne aşkı. Ondan nefret ediyorum bunu en iyi sen biliyorsun öyle değil mi.?"
"O zaman ne diye bakıyordun onlara."
"E Zeynep, Mert başka kızlarla konuşursa ben nasıl intikamımı alacağım söyler misin." Dedim aklıma ilk gelen şey buydu çünkü.
2 gün sonra
Lansman gecemiz güzel ve kazasız belasız geçtiği için bunun şerefine şirkette parti organize etmiş Cem bey. Ben de odamda hazırlanmaya çalışıyorum. Çalışıyorum dedim çünkü ne giyeceğime bir türlü karar veremiyordum. Sonunda Zeynep geldi benim odama. O da kendi evinde hazırlanmış bile. Ve çok güzel olmuş. Bana da yardım etmeye gelmiş. Benim gardırobumu açtı ve elbiselerimi biraz karıştırdıktan sonra bir elbise seçti benim için. Zeynep o seçtiği elbiseyi çok seviyor ve benim üstüme de çok yakıştırıyor. Ben de onu giydim. Elbise evet çok güzeldi. Gece mavisi renginde, diz üstü, straplez tarzında, fazla olmasa da mini bir elbiseydi. Giydikten sonra Zeynep beni aynanın karşısına oturttu ve benim önce saçımı, sonra da makyajımı yaptı. Saçıma maşa yapıp salık bıraktı. Makyajımda hafifle ağırın ortasında. Yani hafif makyaj desem değildi, ağır makyaj desem değildi. İkisinin ortasındaydı. Benim de işim bitmişti. Artık ben de hazırdım. Partiye kendi şoförümle gidecektik. Babam buna çok ısrar etmişti. Ya ben bırakacağım ya da şoför, diyip durdu. Ben de şoförü tercih ettim. Çünkü eğer babam götürürse beni, Mert görebilirdi babamı, ve tanıyabilirdi görür görmez. Bu riski göze alamazdım. Zeynep'le aşağı indiğimizde annemle babamın da iltifatlarını aldıktan sonra kapıda bizi bekleyen şoförün yanına gittik ve şoför bizim için açtı kapıyı, biz de bindik. Şirkete doğru sürmeye başladı şoför. Şirketin önünde durduğunda inip kapımızı açtı, biz de indik arabadan. Şirkete doğru ilerlemeye başladık. Ama bütün gözler benim üzerimdeydi. Erkek-kız hiç farketmez. Hepsi de bana bakıyordu. Şirketin içine girdiğimizde gözüme ilk çarpan Mert oldu. Oradaydı, tam karşıda. Bana bakıyordu. Sonra Özgür. O da başka bir taraftan bana bakıyordu. Mert tam benim yanıma doğru geliyordu ki, Özgür ondan önce davranıp geldi yanıma.
"Çok güzel olmuşsun Azraa."
"Teşekkür ederim Özgür." Derken bile, ben Mert'e doğru bakıyordum. O da çok sinirlenmişti bu duruma. Birden dans müziği çalınca, "benimle dans eder misin?" Diye sordu Özgür. Ben de Mert'i daha da sinirlendirip kıskandırmak adına kabul ettim Özgür'ün dans teklifini. Partinin en orta köşesine geçip başladık dans etmeye. Özgür ellerini benim belime doladı, ben de ellerimi onun omzuna doladım. Böylelikle dans ettik. Ama Mert daha fazla sinirlenmişti. Yüzündeki ifadeyi okuyabiliyordum. O ifade sinir ve kıskançlık karışımı bir şeydi. Biz Özgür'le biraz dans edince Mert daha fazla dayanamayıp yanımıza doğru yaklaşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam İle Aşk
TienerfictieBağlanmayacaksın Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. 'O olmazsa yaşayamam.' demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten gen...