-1-İlk Görüş

94 7 3
                                    

Dolunay'dan

Bir kaç aydır aşinası olduğum ses kulaklarımı doldurup rüyamı ortadan ikiye bir ninja misali ikiye bölünce yastığa kafamı gömüp homurdandım ve ayaklarımı yatağa vurdum. Kalkmak istemiyordum. Ama Mısraya bugün çiçek bahçesine gitmeye söz verdiğim için kalkmam gerekiyordu. Daha fazla düşüncelere dalarken nefes alamadığımı fark ettiğimde kollarımdan destek alarak kafamı yastıktan kaldırdım ve ona hüzün dolu bir bakış attım. Göz ucuyla hala susmak bilmeyen çalar saate baktım. Gözlerimi kısıp sanki özel gücüm varmış gibi onu susturmaya kalkıştım ama özel gücüm olmadığı gibi çalar saatte susmadı. Yatakta toparlanıp ayaklarımı sarkıttım. Çalar saatin sesi artık kulaklarımı tırmaladığında elimle çalar saatin tepesindeki zımbırtıya vurdum. Vurdum vurmasına ama yatağımın yanındaki komidimin üstüne yine bir iz eklenmişti. Çünkü elimin ayarını yine ayarlayamamış olacağım ki saatin yayları fırladı. Gözlerimi kapatıp derin derin nefesler çektim. Yine aptallığım tutmuştu ve kendime gelmem gerekiyordu. Gözlerimi açıp onları saate diktim. Keşke dedim içimden keşke beni de annem ve ya babam uyandırsaydı. Yine düşüncelere dalmadan yataktan kalktım. Kollarımı iki yana güzelce açıp gerindim. Lavaboya da girip çıktıktan sonra aynalı dolabımın önüne geçtip gözlerimle tepeden tırnağa kendime bir baktım. Sarı uzun saçlara sahiptim. Gözlerim hafif yeşile kaçıyordu ve güzel bir fiziğim vardı. Ama hiç kendimi dış görünüşümle diğer insanlara karşı yükseltmemiştim. Kendime bakmayı kesip bir elimle uzanıp dolabın kapağını açtım. Hava gayet hoştu ve elbise giymeye müsait duruyordu. Gözüme kestirdiğim dizimin bir kaç parmak üstünde biten omuzları açık ama yarım kollu bembeyaz olan elbisemi askıdan çekip aldım. Dolabın kapağını kapatıp elbiseyi üstümde tuttum. Yüzüme yayılan gülümseme eşliğinde bir sağa bir sola dönüp kahkaha attım. Başım dönmeye başlayıp nefes nefese kalınca durdum ve başımın geçmesini bekledim. Kendi kendime deli gibi sırıtıyordum ama biraz daha geç kalırsam Mısra beni çok güzel sevecekti. Sırıtmam yüzümde solarken acele ile giyinmeye başladım. Kıyafetimi giyip aynanın karşısına geçtim. Sadece parlatıcı ve rimel sürüp saçlarımı omzularımdan aşağıya saldım. Aynada kendi kendime poz verirken telefonumun melodisi odayı doldurdu. Telefonumu elime alıp arayanın kim olduğuna baktım. Arayan tabiki Mısraydı hatta geç bile kalmıştı. Telefonu yanıtlayıp kulağıma koydum. "Alo?"

"Günaydın!" Güldüm. Her zaman ki gibi sesi neşeli geliyordu. "Günaydın. Nasılsın?"

"Dolunaycımcım bu fastı geçip artık buluşacağımız zamana ışınlansak nasıl olur?"

"Süper olur. Ama gelip beni alırsan daha da mükemmel olur."

"Fırsatçılık yapıyorsun ama diğer türlü iki saat oyalanacaksın değil mi?" Kahkaha attım. "Evet."

"Geliyorum Allah'ın belası kapat."

Daha telefonu kulağımdan çekmeden dıt dıt sesini duydum. Sırıtıp kafamı iki yama salladım ve evden çıkmam için kendime rota belirledim. "Rotamız ilk odamın kapısı." Güldüm. Oyalanmadan harakete geçtim ve ilk rotamı aşıp ikinci rotaya yöneldim. İkinci rota neresi mi? Tabiki de dış kapı. Dışarıdan korna sesini duyunca Mısra da ne kadar hızlı demeden geçiremedim. Hızla beyaz babetlerimi giyip anahtarı ve telefonumu elime alıp evden çıktım. İkişer üçer merdivenlerden atlayarak inerek dışa kapıya ulaştım ve ağır kapıyı kendime doğru zar zor çekerek açtım. Kapı kapanmadan hızla arasından geçtim. Kendi kendime gururla gülümserken bir yandan gözlerimle Mısranın arabasını arıyordum. Ama ortalıkta ne Mısra ne de arabası vardı. Yine korna sesi duyunca kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Yan apartmanımızın önünde durmuş olan siyah otomobilden geliyordu. Demek ki Mısra daha gelmemişti. Dudağımı büktüm. Siyah otomobile doğru tek eli havada homurdanarak giden çocuğa takıldı bu sefer de gözlerim. Daha önce hiç görmemiştim ve yeni taşınmış olma olasılığı da baya yüksek gibi duruyor. O an homurdanan çocuk gözüme çok tatlı gelmişti. Dikkatli baktığımda haddinden fazla yakışıklı olduğunu da fark ettim. Homurdanan çocuk söylene söylene otomobile bindi. Otomobilin lastikleri hızla öne atılıp arkasında toz bırakarak gitti. Mısrayı beklemekten sıkılıp onu aramak için telefonumun kilidini açarken duyduğum korno sesi ile kafam yukarı kalktı. Bu sefer Mısra gelmişti. Gülümseyip hızlı adımlarla arabaya gittim. Kapıyı açıp otururken merhaba faslı yaşadık.

Gül GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin