***
18. BÖLÜM
Ah! Başım çatlıyor. Nerdeyim ben? En son. Olamaz.
Yerimden doğrulup etrafa bakınmaya başladım. Üzerinde yattığım yatak dışında hiçbir şey yoktu. Pencere bile yoktu ki bu beni oldukça ürkütmüştü. Peki ne oldu? Bir el. Ağzıma bir şey bastırmıştı. Sonra burada açtım gözlerimi. Yatakta doğrulup beklemeye başladım. Her kimse ellerimi bile bağlamamış. Nasıl adam kaçırmak bu? Çok geçmeden kilit sesi duyuldu. Kapı açılıp biri yanıma yaklaşmaya başladı. Çok hafif bir lamba ışığı etrafı aydınlatıyordu ve bu da gelenin kim olduğunu görmemi zorlaştırıyordu. Yanıma iyice yaklaştığında görüşüm netleşmişti. Yok artık!
‘M-mu-murat!’
‘günaydın bebeğim. Rahat uyudun mu? Seni biraz korkutmuş olabilirim ama buna mecburdum sevgilim. Bizim için. O pisliğin etkisinden kurtulup bana olan aşkını hatırlayınca bunu yaptığım için beni öpücüklere boğacağının garantisini verebilirim. O günü sabırsızlıkla bekliyorum.’
‘ASLA! Anladın mı beni? Ben Emir’i sen ne yaparsan yap asla unutmam. Senin gibi bir psikopatla nasıl sevgili olabildiğime hala inanamıyorum. İleride pişman olacağın şeyler yapma. Bırak beni ve unut artık!’
‘Sen sadece benim olabilirsin. Seni o Emir piçine bırakacağımı mı sandın yoksa. Sen benimsin Defne! Sadece benim. Buna alışsan iyi olur artık. Zorla ya da güzellikle.’
‘sen delirmişsin.’
‘hahahaa. Tabi ki. Senin için delirdim meleğim. Beni sen bu hale getirdin. Ne yalan söyleyeyim sana olan aşkımın bu kadar derin olduğunu ben bile yeni fark ediyorum ve bundan sonra seni kaybetmeye niyetim yok. Artık o işe yaramaz ‘eski’ sevgilini unutsan iyi olur. Şimdi ben gelesiye kadar uslu uslu dur burada. Ha çığlık falan atmak istersen boşun yorma o tatlı sesini. Burada seni kimse duyamaz ve bulamaz. Seni seviyorum.’
Hayır. Bu kadar psikopatlaşmış olamaz değil mi? ‘eski’ mi? Asla. Arkasından koştum ama yetişemedim. Kapıyı kilitlemişti bile. Lanet olsun! Ne yapacağım ben şimdi. Emir. Tek umudum o. Ama nasıl bulsun ki beni. Bu pislik kim bilir nereye getirdi beni. Doğru ya ben nasıl sevmişim bu pisliği. Nasıl bu hale gelebildi her şey. Emir. yalvarırım beni bul sevgilim. Seni bekliyorum. Sana hiç olmadığım kadar ihtiyacım var.
EMİR’den…
Ah! lanet olsun nerde bu kız! Şu aramayı da cevaplamazsa evine gideceğim artık. Ve, yanıt yok. Peki. Arabama atlayıp tam gaz Defne’nin evine gittim. Onu yalnız bıraktığıma bıraktığım an pişman olmuştum. Ama yalnız kalmaya da ihtiyacı olduğunu düşünüp geri dönemedim. Salak kafam. Lütfen evde olsun diye sayıklayarak kapısını çaldım ama açan yok. Neşe’yi tekrar aradım ama hala Neşe’ye de ulaşmamış. Zeynep teyzenin de haberi yok. Koşarak sahile indim. Her yere baktım. Yok. Yok. Yok. Koşar adımlarla tekrar eve doğru yürümeye başladım. Ara sokakların birinde yerde bir çanta vardı. Defne! Lanet olsun onun çantası bu. Peki ya o nerde? Aklımı kaçıracağım. Aceleyle ilk aklıma gelen kişiye gittim.
‘aa Emir?’
‘Merhaba Zehra teyze. Murat evde mi?’
‘yok oğlum. Murat Amerika’ya gitti bugün. Bir daha da gelmek istemiyormuş.’
Zehra teyze ağlayarak durumu anlatırken benim aklıma takılan tek yer bugün gitmiş olması ve bir daha gelmeyecek olması. Ah! piç herif. Defne’yi de alıp beraberinde götürecek. Onları bulmalıyım. Defne’mi bırakamam. Ne yapıp edip onu bulmalıyım. Her şey için geç kalmadan önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana İhtiyacım Var
ChickLitHayatta en değerlilerini kaybetse bile eski benliğine dönmek için çırpınan genç bir kız. Ve ailesi yüzünden yaşamını mahvetmeye hazırlanan genç bir erkek. Bu iki genç birbirine yardım edebilecek mi? Yaralarını beraber sarabilecek mi? Yoksa hayatı ol...