17. BÖLÜM

2.1K 88 5
                                    


Bu bölümü ''fressh'' e ithaf ediyorum. yanındayken kendimi kaybedecek kadar güldüğüm en değerlim :))

''Hayat, tüm zorluklara rağmen baş edebilmeyi öğrendiğinde yaşanılası olur fakat, zorluklara birlikte göğüs gerebileceğin biri olmazsa ne çabalamanın anlamı kalır ne de yaşamanın.''

17. BÖLÜM

1 AY SONRA…

Emir’le ilişkimiz masallardaki gibi. İnanılmaz biri. Nerdeyse her gün benim için sürprizler hazırlıyor. Yerim onu ya. O kadar tatlı ki. Bazen inanamıyorum bu tatlılığın sadece bana ait olmasına. Her şey çok çabuk gelişti. Emir’le tanışmamız, bana yardım etmeyi kabul etmesi, birbirimizden hoşlanmaya başlamamız sevgili olmamız. Sanırım Tanrı Emir’i bana bir hediye olarak karşıma çıkardı ve artık gerçekten benim de çok mutlu olmamın zamanı geldi. Anne ve babam yanımda olmayabilir. Ama anneannem, Neşe ve Emir var. Onlar benim hayatımın en değerlileri. Onlar olmasaydı bende hiçbir şeyin üstesinden gelemezdim. Onlar benim ben olmamı sağlayan en önemli insanlar.

Anneannem arada fenalaşıyor. Ömrümden ömür alıyor. Nasıl olacak böyle hiçbir fikrim yok. Onsuz yapamayacağımı tekrar ve tekrar hatırlatıyorum kendime. Neşe ve Bora ikilisi. Hmm. Çok sevimliler. Ciddi anlamda. O kadar iyi anlaşıyorlar ki. İkisinin de ağzı kulaklarında. Tam birbirlerine göreler cidden. Benim ses çalışmalarım. Hızla ilerliyorum. Şarkı söylemeye bile başladım. Mırıldanma gibi ama eminim Emir’le bunu da hızla aşacağız. Murat’tan o günden beri ses seda çıkmadı. Merak etmiyor değilim .Bu kadar çabuk pes etmesi. Ne biliyim o kadar emindi ki kendinden. Ama bu sessizliğin fırtına öncesi sessizlik olmasından korkuyorum.

Ve bugün. Bugün olmasa olmaz mı? Emir’in ailesiyle tanışacağım. Dehşet heyecanlı ve tedirginim. Emir’in ailesi kabullenmiş iyice beni. Umarım kötü geçmez bugün. Emir’in bugün için aldığı kısa beyaz elbisemi giydim. Saçlarıma hafif dalga vererek çok az makyajımı yaptım. Bilekliklerimi ve kolyemi taktım. Kırmızı küçük el çantamı alıp ayağıma da beyaz üstüne siyah puantiyeli topuklumu giydim. Aynanın karşısına geçtim. Vay canına cidden bu işi öğrenmeye başladım.

Emir arayınca evdekileri öpüp evden çıktım. Emir yine beni baştan aşağı süzdü.

‘hayatım. Muhteşem gözüküyorsun. Benim sevgilim harika.’

‘ah emir! hadi yürü. Zaten heyecanlıyım. Bir de sen utandırma böyle.’

‘utangaçlık sevgilime çok yakışıyor ama.’

‘şapşal.’

Dudağıma ufak bir öpücük bırakıp arabaya bindik. Yarım saat sonra kocaman bir evin önünde durduk. Cidden kocaman dizilerdeki gibi. Arabadan inip Emir’in uzattığı elini tuttum.

‘deprem yaratacaksın sevgilim. Sakin ol.’

‘dalga geçme ya.’

‘sakin ol bebeğim. Bu kadar titrersen daha fazla heyecanlanırsın. Bak ben yanındayım. Rahatla biraz. Hem her şey güzel olacak inan bana tamam mı?’

‘peki.’

Alnımdan öptükten sonra yürümeye başladık. Tanrım! Sakin olmalıyım. Ama nasıl? Of! Emir kapıyı çalmadan açılmıştı bile. Genç yardımcıları kapıyı açmış güler yüzle bizim girmemizi bekliyordu. Bende gülerek karşılık verdim.

‘hoş geldiniz bahçede sizleri bekliyorlar efendim.’

Emir’le bahçeye geçerken heyecanım artmıştı sanki. bahçeye çıkmadan Emir bana dönüp alnımdan öptü tekrar. Destek vermek istiyordu ama şuan hiçbir şeyin işe yaramayacağına eminim.

Sana İhtiyacım Var Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin